GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KOCAELİ İLİ DERİNCE İLÇESİNDE BULUNAN TEHLİKELİ ATIKLARIN ARAŞTIRILMASI HAKKINDA MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 17/11/2011 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:20
Tarih:17.11.2011

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi ve tutuklu bulunan 8 milletvekilini saygıyla selamlıyorum.

Kocaeli ilinin hızlı sanayileşmenin meydana getirdiği çevresel sıkıntılarla boğuştuğu ve insan yaşamını olumsuz etkilediği hepiniz tarafından bilinmektedir. Nüfusu yaklaşık 1,5 milyon olan bu kentin yıllık nüfus artışı Türkiye ortalamasının yaklaşık 2 katıdır. Ulusal gelire katkısı, İstanbul'dan sonra yüzde 17'lik gibi bir rakamla 2'nci sıradadır. Türkiye sanayisinin merkezidir. Türkiye'nin en zengin illerinden bir tanesidir. Buna rağmen işsizliğin ve yoksul sayısının Türkiye ortalamalarının üzerinde olduğu da bir çelişkidir. Türkiye'de ilk 500 büyük iş yerinin yaklaşık 127 tanesi bu ilimizdedir.

Kocaeli Sanayi Odasına bağlı 2.200 sanayi kuruluşu, 13 organize sanayi bölgesi, 3 teknopark, 45 liman ve iskele bulunmaktadır. Kocaeli'nin sanayileşmesinin özellikle kuzeybatı bölgesinde başlıyor olması dikkat çekicidir. "Kuzeybatı bölgesi" olarak adlandırılan Gebze bölgesinin yaklaşık nüfusu 600 bindir. 13 organize sanayi bölgesinin 9'u bu ilçededir 2 teknoparkıyla. Hızla göç almaya, hızla çarpık kentleşmeyle yerleşim yeri hâline gelen Gebze bölgesi, sorunların çözümü noktasında il olmayı beklerken, üniversitenin kurularak halkla ve sanayiyle entegre olmasını beklerken bir önceki Hükûmetiniz tarafından 2008 yılında nedenini hâlâ sizlerin de anlayamadığı bir gerekçeyle bu bölge dört ilçeye ayrılmıştır.

Şimdi, size bu dört ilçeye ayrılan Dilovası hakkında bilgi vereceğim. Geçen hafta içerisinde ulusal medyadan sıkça takip ettiğiniz bir konu: Dilovası'nın üzerine beyaz tozların, Hereke'nin üzerine beyaz tozların ve kimyasal içerikli tozların yağdığını hepiniz biliyorsunuz. Ne yazıktır ki Dilovası denince Türkiye'de artık "Kanser ovası" olarak anılıyor. Bu Dilovası'nın üzerine yağan beyaz tozların İl Çevre Müdürlüğü tarafından numuneleri alınarak Sayın Vali'liğinkontrolünde TÜBİTAK ve bilirkişi tarafından raporize ediliyor. Raporun şu anda veya bir gün sonra Sayın Valinin elinde olacağını tahmin ediyorum. Sayın Valimiz bu konuda "Eğer bu kimyasal toza neden olan fabrikayı ben tespit edersem kapatırım." dedi. Sayın Valinin bir gün sonra elinde olabilecek bu raporun Sayın Vali tarafından uygulanmasını bekliyorum.

Sabahları kalkınca pis bir kokuyla pencerenizi açamadığınız, dışarıya çamaşırlarınızı asamadığınız, çocukları dışarıya yollamadığınız bir ilçeden bahsediyorum; 50 bin kişi yaşamaktadır. Anadolu'nun birçok yerinden göç almış, birçok ilinden, ilçesinden, köyünden göç almış; iş uğruna, aş uğruna, çocuklarını geleceği uğruna sanayinin yoğun olduğu bu bölgeye yerleşmişlerdir.

Sanayi, Dilovası'nda 1970'lerde başladı, 1990'larda ve 2000'lerde hızla sayısı arttı. Sayısının artmasının tek nedeni şu: Sanayiciler bağışlasınlar beni ama kârı ön planda tutuyorlar. Demir yolunun içinden geçtiği, iki tane ulusal ve uluslararası transit yolunun -E-5 ve TEM gibi- yaklaşık dokuz tane limanın bulunduğu, şimdi havaalanına da 25 kilometre gibi, yakınında da İstanbul gibi bir metropol pazarının olduğu bir Dilovası rantiyeciler için maalesef çok cezbedici bir noktadır.

Dilovası, 2002 yılında organize sanayi bölgesi olarak kuruldu. Bir bölgenin organize sanayi bölgesi olması için yönetmeliklerin, tüzüklerin belirlediği bazı kurallar var, zorunluluklar var. Örneğin, içinden demir yolunun geçmemesi gerekiyor, içinden uluslararası transit yollarının geçmemesi gerekiyor, akarsuyun geçmemesi gerekiyor, sit alanının bulunduğu bir yer olmaması gerekiyor ve her şeyden önce yakınında yerleşim alanının olmaması gerekiyor. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Dilovası'ndaki sıkıntı gün geçtikçe büyüdü ve sizin iktidarda olduğunuz bir dönemde 2006 yılında Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Meclis Araştırma Komisyonunun tespitleri doğrultusunda, Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Gebze TÜBİTAK ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüleri tarafından buradaki çevre kirliliğinin, hava kirliliğinin insan yaşamını olumsuz etkileyip etkilemediğinin tespiti yapıldı, şu anda Meclisin raflarında bulunuyor.

Yapılan tespitte, Dilovası'ndaki akciğer hastalıklarının, özellikle kanser vakalarının Türkiye ortalamalarının 3 katı olduğu Bilim Kurulu tarafından tespit edilmiştir.

Şimdiye kadar varsayıyorum ki Dilovası'ndaki bu çarpık sanayileşme ve bu çarpık kentleşmede sizin bir kabahatiniz olmadı, sizin bu konuda bir eksikliğiniz yoktu, uzun süreden beri olan bir şeye göz yumdunuz diye kabul ediyorum. Ama, bakın, 2006'da Meclis Araştırma Komisyonu tarafından tespit edilmiş olmasına rağmen, Dilovası'nda hava kirliliği Avrupa Birliği parametrelerinin yaklaşık 30 kat üzerinde olmasına rağmen, çevre kirliliğinin insan yaşamını tehdit ettiğini, ölümlerin meydana geldiğini bilmenize rağmen, annelerin sütünde ağır metallerin olduğunu bilmenize rağmen, sizin Dilovası'na, Adalet ve Kalkınma Partisi anlayışının Dilovası'na bakışınızı hatırlatmak istiyorum.

Ne yaptınız? Yerel yöneticileriniz bilim adamlarını Dilovası halkını galeyana getirmek ve halkı olumsuz bir yönde teşvik etmek suçuyla, "Şarlatan" deme cesaretini gösterip mahkemeye veriyor. Birileri demez mi sayın yerel yöneticilerimize, sizin sorumluluğunuzda Dilovası'nda 50 bin kişinin olduğu yerde bir tiyatro, bir kültür merkezinin olmadığını, bir çocuk parkının olmadığını, bir hastanenin olmadığını? Demez mi sizin yüzünüzden bu insanların penceresini açıp çamaşırlarını asamadıklarını, çevre kirliliğinin had noktada olduğunu, fabrika yangınlarının sayısının her gün geçtikçe arttığını? Bölgede trafik kazasından ölen insanlarının sorumluluğunun kimde olduğunu birileri sormaz mı? Ama, üzülerek ifade edeyim ki, yerel yöneticilerin anlayışı ne yazıktır ki merkez yöneticilerinde de vardır.

Bakın, merkez olarak aldığınız kararı ben size, 2006'dan sonra, ifade edeyim. Dilovası çanak bir bölge, üç tepenin arasında, kuzey rüzgârlarına açık olmayan bir bölge. Hava kirliliğinin Meclis araştırmasıyla tespit edilmiş olmasına rağmen siz 2006'dan sonra -Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti- Dilovası'nın üzerinde 2 tanesi organize olmamak kaydıyla 4 tane organize sanayi bölgesi açtınız.

FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Doğru değil.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Söyleyeceğim, söyleyeceğim Sayın Işık, buraya gelir konuşursunuz.

Dilovası'nın üzerinde, hemen üzerinde katı atık depolama tesisi kurdunuz, diğer adıyla çöp tesisi. Hemen yanında kömürcüler sitesi kurdunuz. Hemen üstünde Çerkeşli ile Demirciler arasında kimya sanayi organize sanayi, İMES Organize Sanayi, makine ve makine imalatçıları organize sanayilerini kurdunuz. Bunların miktarını, dönümünü söylemek? Dilim varmıyor ama üzülerek bir şeyi ifade etmek istiyorum. Sizin, özellikle Sayın Başbakanın ifade ettiği bir şey var, diyor ki: "Biz Türkiye'de Adalet ve Kalkınma Partisi siyaseti her alanda?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözünüzü tamamlayınız.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Başbakanı, Sayın Başbakanımız diyor ki: "Biz, Türkiye'nin her tarafında siyaseti insan odaklı yapıyoruz." Peki, siz Dilovası'nda bu kadar yeri yapılandırırken, master plan çıkarırken hiçbir Dilovalısına sordunuz mu? Üniversiteye sordunuz mu? Sivil toplum örgütlerine sordunuz mu? Meslek odalarına sordunuz mu? Hiçbirine sormuyorsunuz. Kim yapıyor Allah'ınızı severseniz bumaster planları? Bu kadar köylünün arazisini alıp birilerine rant sağlama olayını kim sağlıyor?

Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Eğer siz bu konuda samimiyseniz -ki ben sanmıyorum- siz genel politikalar anlamında söylediğiniz bir uygulamayı yerelde de yapıyorsunuz. "Biz özgürlüklerden yanayız." diyorsunuz, size karşı düşüncesini ifade eden, özgürce düşüncesini söyleyeni cezaevine yolluyorsunuz. "Biz milletin iradesinin hükmetmesinden yanayız." diyorsunuz, milletin iradesini, tutuklu vekilleri içeriye atıyorsunuz.

Zamanımın sınırlı olması nedeniyle özür diliyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)