| Konu: | SERMAYE PİYASASI KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 06.12.2012 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu ihdas ettiğimiz madde, baştan beri kanunun en tartışmalı -geçici 9'uncu- maddesi malum. Sizlere geneli üzerinde konuşan arkadaşlarımız, bizler de bölümler üzerinde, maddeler üzerinde konuşurken söylediğimiz şey bu.
Sağ olsun, dün söyledik "Sayın Canikli, bu şekliyle olmaz; bu, geçici maddeyle düzenlenmez." dedim. Şimdi de şekil şartı yerine getirilerek çerçeve, normal madde olarak gelmiş. Aşağı yukarı on dakikaya yakın süredir burada dinliyoruz, bu madde okunuyor, daha da fazla oldu ama ben kibarca öyle söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, böyle bir madde olur mu? Yani "İçinde 20'ye yakın alt maddesi var." dedim. Tekrar, içinde bir tane, arkadaşlarımızın söylediği hususla ilgili?
Bir kere, böyle bir madde komisyonda da değil, Genel Kurulda normal bir madde yapılarak buraya eklenir mi? Tamam, arkadaşlarımız oturdu, "Çoğunluk var." diyorlar. Hangisini dinlediniz de hangisini okudunuz? Şimdi ne olduğunu biliyor musunuz? Vallahi, ben alt komisyon üyesiyim, hâlâ dinlerken anlamadım çünkü alt komisyonda da vardım, bu madde alt komisyonda yoktu, üst komisyonda da son anda arkadaşlarımız getirdi.
Bakın, bir şeyin amacının doğru olması başka bir şeydir, usule uygun olması başka bir şeydir, içeriğinin doğru olması başka bir şeydir. Baştan dedik ki: "Biz Sermaye Piyasası Kanunu'na genel olarak karşı değiliz, geç kaldı, çıkması lazım." Hâlâ aynı fikirdeyiz. Evet, borsanın da yeniden yapılandırılması gerekiyor olabilir, ona da itirazımız olmaz ama içeriğine itirazımız olur.
Değerli arkadaşlar, çok uzun olduğu için sizin konsantrasyonunuz bozulmuş olabilir. Bakın, orada uyardık, Sayın Bakan, sağ olsun "Eğitimle ilgili olanı doğrudan devrediyorum." diyor. Peki, bunun içine -burada düzeltme de yaptınız, Sayın Bakanım, tekrar dinledim, altını da bir daha okudum- niye imtiyazlı hisse koymuyorsunuz Sayın Bakan? "Yönetmelikte koyacağız." dediniz, ben de o konuda bir şey dersiniz diye iki haftadır bekliyorum.
Değerli arkadaşlarım, sizin vicdanınıza sesleniyorum: Borsa burada özelleştiriliyor. Borsa İstanbul diye özel bir şirket kuruluyor, yüzde 49'u devletin oluyor, yüzde 51'i şu anda ne olacak, yarın kime verileceği belli değil, işleticiye de verebilirim, içindekilere de verebilirim, o başka bir şey, ama doğrudan bir özelleştirme yapıyorsunuz ve yüzde 49'unu koyuyorsunuz. Sayın Bakan diyor ki: "Efendim, yönetmeliğe koyacağız." Arkadaşlar, önünüzde İç Tüzük ve Anayasa var. Anayasa'da özelleştirmeyle ilgili, stratejik kuruluşlarla ilgili imtiyazlı hisse var, Anayasa'da var ya, bırakın kanunu. Peki, kanuna niye koymuyorsunuz Sayın Bakanım? Sonra da biz art niyetli oluyoruz. Nasıl art niyetli olmayalım? Birilerinin iyi niyetine göre kanun çıkaramam ki. Uygulayıcının kim olacağı belli değil ki yarın burada. Neden imtiyazlı hisseyi buraya koymadığınızı bana izah edin o zaman. Hâlâ konuşuyoruz, arkadaşlara sorduk: "Madem kanunu düzeltiyorsunuz, İMKB Başkanımız burada, neden metrekarelerini hâlâ koymuyorsunuz, bize söylediniz de, ne olur yani bu maddenin içerisine "parsel"i koyuyorsunuz da "metrekare"yi niye koymuyorsunuz? Ne olur yani bir satır daha koyduğumuz zaman ne olur, neyi tartışmış oluruz? Ben anlamıyorum.
ALİM IŞIK (Kütahya) - O zaman nasıl bölüşüleceği de belli olmaz Kimler arasında bölüşüleceği de belli olur o zaman.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yani şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bizim eleştirdiğimiz şeyler, işin amacına ilişkin değil, tekrar ediyorum. Bu, böyle olmaz. Bu, ayrı bir kanun teklifi ya da tasarısı olarak gelir, komisyonlara girer, kaç madde olması gerekiyorsa ayrı madde olarak yapılır, biz de eleştirimizi yaparız, siz de söyleyeceğinizi söylersiniz. İllaki çıkaracaksanız zaten çoğunluğunuz var. Neden böyle alelacele, kaptıkaçtı gibi kanun çıkarıyoruz, ben onu anlamıyorum.
Arkadaşlarım bana sitem ediyor. Evet, ben o sektörden geldim. Evet, biliyorum. Akademik olarak da biliyorum ama böyle de olmayacağını siz de biliyorsunuz, sadece ben değil yani. Böyle olmaz. Ve nitekim, şimdi, normal madde olarak, arkadaşlarımız 138'inci madde olarak düzenliyorlar. Güzel, ama şimdi, bunun böyle olması durumunda bize gelmesi lazım. Ondan önce tasarının içerisinde olacak ki ilgili kurumlar, Başbakanlık, diğer bütün ilgili kuruluşlar görüş bildirecek, eksiklerini tamamlayacağız, sonra da bu kanunu çıkaracağız.
Yani güzel söylüyor arkadaşlarımız, "Maksat hasıl oldu." diyorlar ama içeriği yanlış. Şimdi, buradaki yanlışlığa biz eğer "Evet." dersek bunun dünya ahiret vebali var, sadece bu dünyada değil, öbür tarafta da vebali var.
Dolayısıyla, bakın Sayın Bakan, yol yakınken, buraya bu düzeltmeleri yaptınız, gelin buraya imtiyazlı hisseyi koyun. Yani yarın burası devredilecek, 49'a düşürüyorsunuz, bir de içinde şimdi? Sonra diyorlar ki: "Efendim, oralara bakma, burayı geç." Tamam geçeyim, bakıyorum, okuyorum. İçerisinde yeniden başka yer var, yine özelleştirmeyle ilgili.
Efendim, diyor ki 7'nci fıkrada: "Borsa İstanbul Anonim Şirketinin -bakın size tekrar okuyayım- kamuya ait paylarının bu kanun çerçevesinde halka arzı veya sair yöntemlerle satışı -şirket hisselerinin satışı veya halka arzı- Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu bakanın önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde?" Güzel. Özelleştirme Yüksek Kurulu ne iş yapıyor? Sayın Başkanım, Sayın Bakan nereye gitti? ÖYK ne iş yapar, Özelleştirme İdaresi ne iş yapar? Sen halka arzı niye Hazineden sorumlu bakanın? Tamam, şu anda SPK'dan sorumlu olabilirsiniz, Hazineden sorumlu olabilirsiniz, Hazinenin payı olabilir. O zaman Maliye Bakanı ne iş yapacak özelleştirmeden sorumlu olarak, ben anlamıyorum, mesela yani. Siz anlıyor musunuz? Doğru mudur kurduğunuz sistemde? Maliye Bakanlığı da Hükûmetin bir bakanlığı değil mi, Özelleştirme İdaresi de Hükûmetin bir kurumu değil mi, niye özelleştirmeyi ilgili bakan getiriyor? Yani anlayamadığım şeyler bunlar.
Onun için, böyle bir maddenin burada olması yanlıştır. İçeriğini tartışırız dedim, Sayın Bakana da ilgili arkadaşlarımıza da söyledik, bunu çekin, hızlıca bu SPK kanunu kanunlaşsın, borsayla ilgili ayrı bir kanun çıkaralım ki bunun ayrı bir bölüm olarak orijinal taslakta yer alması gerekirdi, ama olmamış, o zaman çekin tartışalım, arkasından bunu da çıkaralım dedik ama, ısrarla böyle bir şeyle devam ediyoruz.
Peki, şimdi gelelim diğer konuya: Değerli arkadaşlar, yani bu kadar arazi -demin söylemiş olduğum metrekaresi belirtilmeyen, arkadaşlarımızın bize söylediği kadarıyla, onları doğru kabul ederek topladığımız zaman- 160 bin metrekarelik bir arazi, İstanbul'un İstinye'sinde?
Şimdi, yani tamam, anladık, rantı iyi biliyorsunuz, tamam; kentsel dönüşüm yapıyorsunuz, tamam; buradan rant çıkarıyorsunuz, para kazanıyorsunuz, iyi de bu, yarın sattığınız zaman geriye koyabileceğiniz bir şey değil. Yarın oradaki finans projesi olmadığı zaman, yapılan fizibilite çalışmalarında en uygun yer olarak çıkan, finans merkezi için -Ataşehir diye tutturdunuz ama, Başbakanın ısrarıyla- Maslak, Sarıyer, İstinye, Levent bölgesi. Ee, şimdi oraya ben nereden bulacağım, Sayın Bakana söylüyorum. Kendisi gitti, şimdi Sağlık Bakanımız var. Doğru söylüyor, aslında bu saatten sonra sağlığımız pek yerinde değil, uzun süre çalışa çalışa, sizin olmanızda fayda var?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Emanet?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yani psikolojik olarak da evet, sizin burada olmanızda fayda var ama, Sayın Bakanın kendisinin bu sorulara muhatap olması lazım. En kritik madde bu, en kritik maddede Sayın Babacan gidiyor. Açılırken de Sayın Erdoğan Bayraktar vardı, arkadaşlar soruyor: "Niye geldi?" diye. E, niye gelsin? TOKİ'ye devredilecekti, malları teslim almaya geldi. Bundan daha doğal bir şey var mı? Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığına doğrudan devrediyoruz, hazineye. Peki, Millî Eğitim Bakanlığı kime yaptıracak? Millî Eğitim Bakanlığı o arsayı ne yapacak, okul mu yapacak oraya? İstinye'ye, İstinye Park'ın karşısına, Boğaz'a nazır yere Millî Eğitim Bakanlığı okul mu yapacak arkadaşlar?
Bize balın içerisine zehir koyarak o zehri yedirtemezsiniz, kusura bakmayın. Anayasa'da yaptığınız gibi balın içerisine zehir koyup "İçinde bal yediriyorum." Diye, olmaz. Eğer amaç samimiyse, o araziler değerli arkadaşlarım, yarın finans merkezi olması gerekiyorsa, İMKB'nin yanındaki arazilerde başka şeylerin yapılması gerekiyor diyorum.
Yarın biz hükûmet olduğumuz zaman Ataşehir'i iptal ettik, nereye yapacağız peki? Arsa kalmamış. Ne olmuş? İstinye'deki arazileri Millî Eğitim Bakanlığı anlaşmış, TOKİ'ye devretmiş yine ve iş merkezi olmuş; buyurun, hadi hayırlı olsun! Yani amaç, oraya güzel gösteriyorsun, güzel de, öbür tarafta sadece Karayollarının arazisi 100 binlerce, 100 milyonlarca lira, 1 milyara yakın bir şeye gitti. Ben sordum arkadaşlarıma, minimum 1,5 milyar euroya yakın bir değer biçiyorlar bu arazilerin tamamına. Şimdi, el insaf, tamam bu da olabilir, projelendirilebilir ama böyle bir şeyin de, bunun arasında böyle kaptıkaçtı gibi olmasını, biz, açıkçası, anlayamıyoruz.
Borsanın yeniden yapılandırılmasına evet, özelleştirecekseniz, onun da şartları var, onu da yapabilirsiniz. Biz itiraz ediyoruz ama böyle olmaz. VOBAŞ ortadan kalkıyor. Altın Borsası ortadan kalkıyor, bir özel şirket hepsinin sorumlusu oluyor. Böyle bir şey olur mu? Yani lütfen, ben vicdanınıza sesleniyorum, böyle gelen her şeyi kabul etmeyelim. Biz, yapıcı, yol gösterici şekilde yapılması gerekenlerin arkasındayız ama bunun da açıklıkla burada gelip tartışılması şartıyla diyorum.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.