| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 01.07.2012 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 278 sıra sayılı Teklif'in 77'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, 77'nci maddeyle, çok ciddi, ucu açık bir af geliyor; ne zamandan başladığı belli değil. 2011 yılına kadar verilmiş olan bütün toplatma kararları, basınla ilgili, ortadan kaldırılıyor. Bunlar, zaten iş yükü altında bunalmış olan hâkim ve savcılar, bu kadar arşivi yeniden tarayıp ya yeniden karar alacaklar ya da karar almazlarsa altı ay içerisinde bütün bu konudaki şimdiye kadar verilmiş olan yasaklama kararları ortadan kalkacak.
Şimdi, bu, çok ucu açık bir af. Bunların içerisinde, bu yasaklamaların içerisinde, örgüt propagandasından yasaklananlar var, pornodan yasaklananlar var, bir sürü aklımıza gelen gelmeyen konulardan yasaklananlar var. Madem, illa ki bir af getireceksiniz hiç olmazsa bunlara yeniden bir müracaat hakkı getirseydiniz. Bu kadar ne idüğü belirsiz matbuatın serbest bırakılmasından yarın topluma karşı nasıl hesap vereceksiniz, işin doğrusu bunu anlamış değiliz, bunun muhakkak metinden çıkarılması lazım. Şimdi, tabii, bunların içerisinde 12 Eylülde, 12 Martta vesairede uygunsuz şekilde yasaklananlar da vardır ama bunlara keşke topyekûn bir af yerine, yeniden müracaat hakkı sağlamış olsaydınız.
Şimdi, biliyorsunuz, bu adalet paketi içeriğini konuşuyoruz ama adalet sisteminin, aşağı yukarı adliyelerin yüzde 10'undan fazlasının kapatıldığı bir haftada bu konuyu konuşuyoruz. Dün burada Adalet Bakanı sorularımıza cevap verirken dedi ki: "Üç kritere göre kapattık: 15 kilometreden yakında bir adliye varsa, bin iki yüzden daha az dosyası varsa, bir de merkez ilçe nüfusu 12 bin, toplam nüfusu 30 binin altındaysa."
Şimdi, Muğla'da iki adliye kapatıldı: Bunlardan bir tanesi Dalaman, bir tanesi Ula adliyesi. Bu kriterlere göre belki Ula adliyesi su götürebilir ama Dalaman adliyesinin kapatılmaması lazım. Eğer Adalet Bakanlığı kendi koyduğu kuralları adaletle uygulayacaksa Dalaman ilçesinin merkez nüfusu 25 bin, toplam nüfusu 35 bin. Bu ne biçim bir mantık? Yani burada niye bizi kandırıyorlar, niye milletini kandırıyorlar, niye Dalaman'daki 35 bin insanı kandırıyorlar? Bunu anlamak gerçekten zor.
Açılımla saçılımla uğraşanların, o seyyar mahkemeleri kuranların ve "Gerekirse yine kurarız." diyenlerin de, tabii, buradan kulaklarına küpe olsun, bugün Tunceli Ovacık'ta jandarma karakoluna ekmek taşıyan aracın şoförü Murat Varlıel PKK tarafından kaçırıldı. Yine bugün güpegündüz, saat 14.30'da o sizin açılımınızdan saçılımınızdan, "Gerekirse Habur'da yeniden mahkeme kurarız." fikrinizden cesaret alanlar, Çukurca'da sınır birliğine havanlı saldırıda bulundular. Bundan hiçbirinizin haberi yok herhâlde. Yine 1 kaymakamımız, 2 polisimiz, 2 öğretmenimiz ve burada ismini bilmediğimiz başka bir sürü onlarca insan yaklaşık bir yıldır PKK'nın elinde; Adalet Bakanı da, İçişleri Bakanı da maalesef bunlardan habersiz. Şimdi, Habur'a seyyar mahkeme kurarken, Habur'a gerekirse yeniden seyyar mahkeme kuracağınıza söz verirken bunları da lütfen bir defa daha hatırlayın. Kapattığınız adliyelerle sadece oralarda yaşayan insanların adalete ulaştırmasını zorlaştırmadınız, oralarda görev yapan adalet çalışanlarının hepsinin yuvasını dağıttınız; herkesin okulda okuyan çoluğu çocuğu var, hepsinin düzenini talan ettiniz; hepsini yeniden bir tayinle, yeniden bir göçle, yeniden bir yeni düzen kurmakla baş başa bıraktınız. Yine, o ilçelerde görev yapan yüzlerce avukat, mecburen bürolarını adliyelerin olduğu yerlere taşıyacak. O avukatların kurulu düzenlerini bozdunuz. Bu yaptığınız değişiklikler bir gün sizin de düzeninizi bozar inşallah.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.