| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE YENİ ZELANDA HÜKÜMETİ ARASINDA HAVA HİZMETLERİNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASI HAKKINDA (S.S.21) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 17.11.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında burada grup adına konuşma niyetiyle ortaya çıkmadım çünkü siyasi parti grupları arasında biraz önce yaptığımız bir mutabakat çerçevesinde görüşmelere devam ediyoruz ama buradaki Konuşmacı Milletvekili Arkadaşımız, herhâlde, baronun mensubu olduğunu tahmin ediyorum çünkü hep baroyla ilgili meseleleri gündeme getirdi. Hem cümlesinin başında hem de cümlesinin sonunda Yeni Zelanda'yla ilgili anlaşmayı desteklediklerini ifade ettiler, teşekkür ediyorum.
Ama şunu açık ve net bilmemiz lazım: Kanun hükmünde kararnamenin uygulanmasıyla ilgili çıkarma yetkisini dün Sayın Başbakan Yardımcımız gündem dışı konuşmaya karşılık verdiği cevapta açık ve net bir şekilde ifade etti. Anayasa'nın 91'inci maddesi kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin nasıl verildiğini açık ve net bir şekilde ifade ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, 61'inci Hükûmeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden aldığı yetki çerçevesinde kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini vermiştir.
Bizim iktidarımız dönemine kadar olan süre içerisinde iktidarda bulunan bulunmayan, tek başına iktidara gelsin veya koalisyonlarla yönetilsin bütün iktidarlar kanun hükmünde kararname kullanma yetkisini almışlardır. AK PARTİ'nindokuz yıllık iktidarı döneminde kanun hükmünde kararname yetkisine hiç müracaat edilmemiştir ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimlere gitmesi münasebetiyle, yine bu yüce Parlamentonun 23'üncü Dönem milletvekillerinden aldığı yetkiyle Kasım ayının 3'üne kadar kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi onaylanmıştır.
Bakınız değerli arkadaşlar, 12 Eylül 2010 halk oylamasına sunulan halkın Anayasa değişikliğinde Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunun seçim sistemi ve yapısı değiştirilmiştir. Ondan önce, biliyorsunuz bir Adalet Bakanımız vardı, Adalet Bakanımız bu Anayasa değişikliği sürecinde yaptığı açıklamada? Öylesine hâle gelmişti ki Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunda hâkim ve savcılara HSYK üyesi hâkim ve savcılar birbirlerine kontenjan ayırıyorlardı, bir kontenjan veya iki kontenjan da Adalet Bakanlığına ayırıyorlardı. Kimdi bunlar? 5 kişi. Şimdi ne yaptık biz? Yaklaşık 12 bin kürsü hâkim ve savcısının oylarıyla, gizli oylarıyla Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi 21 kişiye çıktı. Bu Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi olabilmek için teorik olarak on iki yıl, pratik olarak on beş yıl görev yapmak mecburiyeti vardı. Bizim bu iktidarımıza geldiğimiz sekizinci yılımızda, demek ki yedi yıl bizden önce hâkim ve savcılık mesleğine girmiş kişiler -CHP-MHP iktidarı olabilir, daha önceki dönemlerde iktidar olabilir- daha 14 Ağustos 2001 tarihinde AK PARTİ kurulmazdan önce hâkim ve savcılık mesleğini hak etmiş, kazanmış değerli üyeler seçime girdiler. Biliyorsunuz, Cumhuriyet Halk Partisi o seçim düzenlemesiyle ilgili maddeyi Anayasa Mahkemesine götürdü. Anayasa Mahkemesi o düzenlemeyi farklı bir şekilde değiştirdi ve sonuç bu şekilde çıktı.
Değerli arkadaşlar, 12 bin hâkim ve savcının? Ki 21 Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesinin hiçbirisi Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde göreve başlamamışken, o değerli üyeleri bugün töhmet altında bırakmak "Faşizanca bir baskı içerisinde bunları yaptırıyorsunuz." diye ifade etmek, yargıyı töhmet altında bırakıp onların rahat bir şekilde çalışmalarına fırsat sağlamamak, açıkçası, bir baro başkanı arkadaşımızın herhâlde siyaseten söylediği söylemlerdir diye düşünüyorum. Ama siyaseten söylenen, yapılan söylemlerin en düz, en net söylemler olması gerekir.
Bakınız değerli milletvekilleri, geçen burada konuşan bir arkadaşımız, bizim grubumuzdan kendisine laf atan bir arkadaşa "Bak, ben burada doğruları söylüyorum, siyaset yapmıyorum" dedi. Ne kadar acı bir cümle, ne kadar acı bir anlam tarzı, ne kadar farklı bir şekilde ifade durumu!
Siyaset, bu milletin bekası için, bu milletin refahı için en güzel şeyleri düşünüp üretmek ve çözüm yolları bulmak yöntemidir. Siz yaptığınız işi, siyaset kurumunu hafife alırsanız, siyaset kurumunu inciterek, siyaset kurumunun itibarını düşürmeye çalışırsanız, kusura bakmayın ama 74 milyonun temsilcisi 550 milletvekiline hiç kimse itibar göstermez. Bizim yapmamız gereken en önemli unsurlardan birisi, 74 milyonun analarının ak sütü gibi helal oylarıyla seçildik. Onların seçtiği ve "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diyen kurucu iradenin iradesine uygun bir şekilde davranabilmek için egemenliği millet adına kullanan değerli milletvekillerinin itibarını "Siyaset yapmıyorum." diye siyaset kurumunu hafife alarak söylemlerde bulunmanın uygun olmadığını düşünüyorum.
Bu anlaşmanın hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum ve rica ediyorum, istirham ediyorum bundan sonraki süreçte birbirimizi kırmadan, incitmeden, yaralamadan şu süreçte grup başkan vekillerinin kendi aralarındaki yaptığı anlaşma süresi içerisinde bunun devam etmesini temenni ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)