GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, önceki gün aralıksız on altı saat, dünden bu yana da aralıksız yirmi saat her türlü insani şartları zorlayarak görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının, bu "Yargı reformu" diye nitelendirdiğimiz yasa tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulduğu tarihe baktığımızda, gerçekten bugünkü görüşmeleri anlamdırmanın pek mümkün olmadığını görüyorum.

Değerli milletvekilleri, bu tasarı, 16/01/2012 tarihinde Bakanlar Kurulunda görüşülmüş ve Türkiye Büyük Millet Meclisine arzına karar verilmiş. Birinci ayın 30'unda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gelen tasarı, Adalet Komisyonuna gönderilmiş ve Adalet Komisyonunun ikinci ayın 15'inde yaptığı toplantıda bir alt komisyon oluşturulmuş. Yaklaşık dört buçuk ay arkadaşlar, yaklaşık dört buçuk ay bu tasarı Adalet Komisyonunda ve adalet alt komisyonunda Milliyetçi Hareket Partili, Cumhuriyet Halk Partili ve Adalet ve Kalkınma Partili Adalet Komisyonu üyelerince detaylı olarak tartışılmış. Ancak değerli milletvekilleri, insafınıza sunuyorum. Bakın, bugün uzun süren tutuklamalar da dâhil olmak üzere, özel yetkili mahkeme sorunları da dâhil olmak üzere bütün sorunlar alt komisyonda ve Adalet Komisyonunda tartışılmasına rağmen, maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi grubundan ve Adalet Bakanlığından bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine sunulan önergeler Adalet Komisyonu gündemine getirilmemiş. Yani aradan geçen dört buçuk ay zarfında Adalet Komisyonu üyeleri her türlü iyi niyetiyle çaba göstermesine rağmen, sorunun çözümüne katkı sağlamak için olağanüstü bir çaba göstermesine rağmen, maalesef Adalet Bakanlığı ve Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı bu soruna duyarsız kalmış. Ancak, son dakika önergeleriyle, muhalefetle paylaşmadıkları, hukuk çevreleriyle paylaşmadıkları bir önergeyle yine, hukuk sistemimizde âdeta bir skandal yaratan bir düzenlemeyi, Adalet Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kuruluna getirmiş. Değerli arkadaşlar, usul hükümlerinin derhâl yürürlüğe girmesinin, evrensel hukuk ilkesi olmasına rağmen, mevcut yargılanmalar için özel yetkili mahkemelerin muhafaza edildiğini ancak bundan sonra açılacak davalar için yeni mahkemelerin oluşturulduğuna dair ikili bir yapının, skandal bir yapının önergeyle Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmasını, gerçekten, milletvekillerimizin vicdanlarına sunuyorum.

Şimdi, ben burada sormak istiyorum: Değerli arkadaşlar, hukuk, MİT Yasası örneğinde olduğu gibi, sadece bu ülkenin Başbakanını, özel yetkili mahkemelerden, özel yetkili savcılardan kurtarma aracı mıdır yoksa hukuk, bütün insanlar için, bütün sanıklar için, bütün şüpheliler için, evrensel hukuktan doğan olağan mahkemelerde yargılanma, mutlak ve eşit hakkı mıdır? Değerli arkadaşlar, bu ülkede sadece özel yetkili mahkemelerden ve özel yetkili savcılardan mustarip olan Sayın Başbakan mıdır? Neden sadece Sayın Başbakanı koruyan, Adalet ve Kalkınma Partisinin bürokratlarını koruyan bu tür düzenlemeleri, eşitliğe ve evrensel hukuka aykırı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getiriyorsunuz.

Şimdi, ben burada Sayın Bakana bir örnek vermek istiyorum, Adalet Komisyonu Başkanımızın da dinlemesini istiyorum: Bakın, geçtiğimiz günlerde, 13. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin özel yetkili mahkemesinin bir yargılamasından örnek verdim. Sanıkların avukatlarıyla görüşmesinin engellenmesi için, avukatlık sıraları birleştirilmiş, avukatların müvekkillerine ulaşmaları engellenmiş. Avukatlar müvekkilleriyle görüşmek istediklerini duruşma hâkimine, duruşma başkanına bildirmelerine rağmen duruşma başkanı "Burada görüşmeyin, gidin cezaevinde görüşün." demiş.

Değerli arkadaşlar, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 149'uncu maddesinin hükmü açık, avukatların sanıklarıyla, müvekkilleriyle görüşmeleri, ifadelerinin alınması sırasında, yargılanması sırasında yanlarında bulundurulmaları hiçbir şekilde engellenemez. Bu açık hükme rağmen, özel yetkili mahkeme başkanı avukatların bu talebini reddetmiş. Şimdi, siz bu tür yargılamalarda özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin korunmasını ve bu insanların o hâkimlerin insafına bırakılmasını, burada el kaldırıyorsunuz, burada oyluyorsunuz ve burada yasalaştırıyorsunuz. Ben insaf diyorum, insaf! Başka bir şey söylemiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.