| Konu: | 22 KASIM DÜNYA DİŞ HEKİMLİĞİ GÜNÜ?NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 22.11.2011 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, meslek birliğimiz olan Türk Diş Hekimleri Birliğinin kuruluşunun 25'inci yılı. Ayrıca, yüz üç yıl önce kurulan İstanbul Diş Hekimliği Fakültesinin kuruluş günü olan 22 Kasım haftası, Ağız ve Diş Sağlığı Haftası olarak kutlanmaktadır.
"Kutlama" sözcüğü, mesleğimizin uygulama koşulları ve halkımızın ağız, diş sağlığı sorunları göz önüne alınınca garip kaçabilir ama diş hekimleri bileşenlerinin örgütleri, sağlığın vazgeçilmez bir olgu olması nedeniyle "Başka bir sistem mümkün." diyerek umutlarını asla yitirmemektedirler. Meslektaşlarımız sürekli dile getirdikleri sorunlar ve çözüm önerilerini bu hafta boyunca daha yoğun bir gündemde Türkiye'nin dört bir yanından seslendirmeye devam ediyorlar.
Diş hekimliği alanında son yıllarda hızlı bir süreç yaşanmıştır. Sağlık alanında bu düzenlemeler yapılırken sağlık meslek birlikleri ve onların tabanı sağlık çalışanlarının görüşleri, önerileri dikkate alınmamış, kamuoyu oluşturmak için binlerce kişiyle doldurdukları meydan toplantıları değişik olumsuz yorumlarla eleştirilmiştir.
Bildiğiniz gibi ağız diş sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır. Sağlık ağızda başlar. Ülkemizde diş ve diş eti sorunları toplumun yüzde 75'ini kapsamaktadır. Başta kalp ve damar hastalıklarına, yüksek düşük riskine ve diğer birçok hastalığa neden olan diş ve diş eti hastalıkları koruyucu hekimlikle önlenebilir hastalıklar sınıfına girmektedir. Türk Diş Hekimleri Birliğinin kuruluşundan bu yana sürdürmüş olduğu ağız ve diş sağlığının yükseltilmesi mücadelesi de bu taleplerin kopmaz bir parçasıdır.
Bu toplumsal mücadelede kamudan yararlanıldığı kadar muayenehanelerden de yararlanılmalıdır. Serbest çalışan diş hekimlerinden hizmet satın alınması bu mücadelenin sürdürülebilir olmasını sağlayacaktır. Koruyucu diş hekimliğine, sıfır-on sekiz yaş grubuna, altmış beş yaş üstüne ve zihinsel ve bedensel engellilere yoğun hizmet vermesi gereken kamunun ağız ve diş sağlığı merkezleri serbest çalışan 17 bin diş hekimi ile haksız rekabete girerek sadece tedaviye ve dünyada örneği olmayan estetik proteze yönelmiştir. Ülkemize ve ailelerine büyük ekonomik maliyeti olan serbest çalışan diş hekimleri giderek işsizlik ile boğuşmaktadır. Millî servet olan muayenehaneler atıl hâle gelmektedir.
Çağdaş ülkeler insan gücü planlamasını sadece nüfus temelli belirlememektedir. Toplumun ihtiyaçları, hizmete olan talep, hastalıkların seyri, hastalıkların çeşitleri gibi kriterler de göz önüne alınmaktadır. Üzülerek belirteyim ki altyapısı olmadan, popülizm yapılarak açılan yeni fakülteler ihtiyaca fazla gelmekte, hekim emeği gittikçe değersizleştirilmektedir.
Kamuda çalışmaya zorlanan meslektaşlarımız düşük maaş yüksek performans sistemiyle, özlük haklarının düşüklüğü ile, 4/B ile güvencesizleştirilmiş ve işçileştirilmiştir. Fakültelerde eğitim gittikçe işletmeciliğe dönmüştür. Öğretim üyeleri toplumun önüne atılmıştır, katmanlar arasında nifak çıkarılmıştır. Eğitimin niteliği fakültelerimizde gittikçe azalmaktadır. Kamu sağlık kurumları kâr üzerine kurgulanan işletmeler hâline getirilmektedir. Büyük sermayeye devredilmek için hazırlıklar yapılmaktadır.
Nitelikli hizmet yerine kâr vurgusu o kadar öne çıkarılmaktadır ki açık eksiltme ile yapılan ihaleleri kazanan protez laboratuvarlarında çalışan teknisyen arkadaşlarımız aşırı çalışmaktan slikozis hastalığına yakalanmaktadır. Birçok laboratuvar işsizlikten kıvranmakta, işsizlik artmaktadır.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde genel sağlığa ayrılan pay yüzde 10 civarındadır. Bu payın ancak yüzde 2'si ağız diş sağlığına ayrılmaktadır. Burada, dikkatinizi çekiyorum, yüzde 10'un yüzde 2'si ağız diş sağlığına ayrılmaktadır. Yine ülkemizde diş hekimine gitme sıklığı yüzde 0,9 iken AB ülkelerinde yüzde 5'leri bulmaktadır, yani 5 mislini geçmiştir. Diş macunu ve fırça kullanımı da aynı oranlarda yüksektir.
Sorunlarımız saymakla bitmiyor. Hükûmet, sorunları meslek birlikleri ile diyalog içinde çözmek yerine, Meclis açık iken çıkardığı kanun hükmünde kararname ile birliklerin yetkilerine yeni kısıtlamalar getirmiştir.
Ben, bugünü, tüm olumsuzluklara rağmen mesleğinin tüm etik değerlerine sahip çıkarak uygulayan değerli meslektaşlarım adına ve yıllarca görev yaptığım meslek örgütümün yılmadan sürdüreceği mücadelesi adına kutluyorum ve diş sağlığına yapılacak doğru yatırımlarla daha iyi bir ağız diş sağlığı politikası mümkün diyerek sözlerime son veriyorum.
Değerli milletvekilleri, mesleğimle ilgili bu konuşmayı yaptıktan sonra üzülerek -belki arkadaşlarımın söz hakkı kalmayabilir- sabahın altısında İzmir Belediyesine yapılan baskını burada grubumuz adına kınadığımı bir kere daha belirtmek istiyorum.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)