GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ (S.S.: 80)
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:23.11.2011

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 622 sayılı Kanun'daki değişiklik teklifiyle ilgili söz aldım, hepinizi  saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, eleştiri bir kültürdür. Eğer eleştiriye çamur atmak, iftira atmak, haksız ithamda bulunmak olarak ne kadar karşı isem haklı eleştiriden ders çıkarmamanın da ülkeyi doğru zemine götürmediğini sizlerle öncelikle paylaşmak istiyorum. Bu açıdan burada yapacağım eleştirileri de mutlaka bir mantık inşası açısından değerlendirmemiz gerektiği kanaatini taşıyorum. Bu bir AKP klasiği hâline geldi. Sakın bu eleştirilerim bu teklifteki oylarınızı menfi yönde etkileme mensubiyeti taassuba dönüştürmeye doğru da gitmemesi gerektiğini de başta ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, AKP klasiği nedir? Geçmişte eğer biz tarihi doğru okursak, doğru dersler çıkarırsak ülkeyi faydalı bir zemine götürürüz. Tarih de bunun için bir bilimdir. Ve AKP klasiğini ben bir İttihat Terakki klasiği olarak tanımlıyorum. İttihat Terakki de belki düşünce sistematiği niyet olarak çok iyi niyetlerle ülkeyi yönetmek istedi ama yaptığı icraatların neticesinde getirdiği nokta hele hele yasamada yaptığı "yok kanun, yap kanun" mantığı, güçlü bir kanun tekniği, ülke gerçekleri ve dünyanın geldiği noktadan uzak anlayışı içerisinde ülkeyi kaosa sürüklemiş ve bugün AKP'nin gittiği yol uygulamalarından kanun yapma tekniğine varıncaya kadar, dış politikadan ekonomiye varıncaya kadar "yok kanun, yap kanun"dan dış politikadaki uygulamalara varıncaya kadar aynı bir İttihat Terakki klasiği içerisinde gitmektedir. Ne olur bu sözlerimi mensubiyeti taassuba dönüştürerek değerlendirmeyin.

Değerli milletvekilleri, işte bu teklif nasıl ortaya çıkmıştır? 2001 yılında sporda şiddeti önleme düzensizliği önleme kulüplerin problemlerini araştırma komisyonu kurmuş olmasına rağmen Meclis. Bu komisyon raporu beklenmeden, 2005 yılında gene Meclisin aynı konuyla ilgili kurduğu komisyon raporundan dersler çıkarmadan, alelacele, 2011 yılında, Nisan ayında bir tasarı hazırlamış Hükûmet ve Meclise bir noter gibi onaylatarak bu tasarıyı, bizim o gün, bizzat benim de karşı çıkmalarıma rağmen, uyarılarıma rağmen ders çıkarmadan yasa geçmiş gitmiş, tasarı geçmiş gitmiş ve bugün, bunun, gerçekten, bir milletvekili ve sektörün içinden gelen birisi olarak inanarak söylüyorum ki düzeltilmesi gerektiği kanaatiyle, vaktimizi bununla ilgili olarak harcıyoruz.

Değerli milletvekilleri, tasarı sadece şike konusuyla ilgili değildir, teşvik konusuyla ilgili değildir, sporda düzensizliğin de önlenmesiyle ilgili bir tasarıdır, tekliftir veya tasarının, teklifin tasarıyı düzeltmesi yönünde bir oluşumdur.

Değerli milletvekilleri, sporda şiddet ve düzensizlik, spor kulüplerimizin içinde bulunduğu şartlar mutlaka ki dünyada direkt ve dolaylı olarak ekonomik büyüklüğü dördüncü, beşinci büyük sektör olarak tanımlanan bu sektörde rekabet gücümüzün artırılabilmesi için, mutlaka sektördeki bütün aktörlerin, antrenöründen, hakeminden, hocasına, seyircisine varıncaya kadar, kulüp yöneticisine varıncaya kadar hak ve ödevlerinin kanunlarla, yönetmeliklerle ve bütün aktörlerin hak ve ödevlerinin teminat altına alındığı kuralların yönettiği bir sektör hâline getirilmesi gerekmektedir. Eğer böyle olmazsa, sistemi kurallar yönetmezse, o zaman bizim rekabet gücümüzü artırarak dünyada direkt ve dolaylı dördüncü, beşinci büyük sektör durumuna gelmiş bu sektörden Türkiye olarak pay almamız ve rekabet edebilmemiz mümkün olmayacaktır.

Şike ve teşvik sadece belli bir kişiyi ilgilendirmiyor yani sadece şampiyonluklarda olmuyor değerli arkadaşlar, lider yarışmalarda olmuyor, düşmemek için de yapılıyor. Başka alanlarda da yapılıyor ve ben bütün bunları konuşurken sizlerle şunu paylaşmak istiyorum: Değerli milletvekilleri, bir defa bu yasa nisan ayında gelmiş, çıkmış ve mayıs ayında bitecek olan ligde hemen takipler başlamış ve soruşturmanın safahatı içerisinde inanın ki vicdanları kanatan ve iktidarı töhmet altında bırakacak gelişmeler vardır. Bu gelişmeler nelerdir?

Değerli milletvekilleri, burada zincirleme suçtan bahsediliyor ve emniyetin açıklamalarında o safahat içerisinde birtakım suçun oluştuğu ve delillerin yakalandığı o günkü basına da yansıdı. Şimdi Sayın Bakana sormak istiyorum: Eğer deliller yakalandı ise, o soruşturma açılmadı ve bu suçlular suç işlemeye devam etti ise acaba savcılar yeni suçların oluşmasında suçun bir noktada oluşmasına yardımcı olan durumuna düşmemiş midir? Niçin ilk başta bunlar tutuklanmamıştır? Suç oluşmaya devam ettiyse yeni mağdurlar meydana gelmemiş midir? Bu yeni mağdurların haklarını kim koruyacaktır?

Şimdi, bütün bunları düşündüğümüzde "zincirleme suç" tabirinde acaba savcılar da -Geçmişte bunu, geçen dönemde, Adalet Bakanımıza sordum- bu konuda bir denetimden geçirilmiyor mudur? Geçirilmesi gerekmez mi? Suç oluştuğunda eğer savcı zamanında bu suça müdahale etmiyorsa, zamanında bu suçu soruşturmuyor, kovuşturmuyorsa yeni oluşan suçlardan acaba savcı yardımcı durumuna düşmüyor mu? Suça sebep olan durumuna düşmüyor mu? Kolluk güçleri suçun sebebi durumuna düşmüyor mu?

Dolayısıyla biz burada birtakım tanımları getirirken inanıyorum ki yeniden düzenlenmesi gerektiği mutlaka hasıl olacaktır. Düşünün ki şikeyi yapmış, o şike yapıldığında siz o yöneticiyi, o futbolcuyu, o menajeri gözaltına alıp, sorgulayıp kovuşturmaya başlamadığınızda, yeni suç oluştuğunda, yeni mağdurlar ve onun suç dosyasının kabarmasında kim sorumlu? Dolayısıyla, bütün bunların yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum.

Değerli milletvekilleri, biz sporla ilgili veya başka alanlarla ilgili birtakım yasama çalışmalarını yaparken, kuralları koyarken öncelikli olarak koyduğumuz kuralları altyapı olarak;

Bir: Zihinsel altyapı olarak, kültür olarak, düşünce olarak o altyapıyı oluşturmuş muyuz?

İki: Tesis altyapısını oluşturmuş muyuz?

Güvenlik tedbirleri olarak birçok güvenlik tedbirlerinden bahsedebiliriz ama siz eğer statları elektronik bilet okumayı, vatandaşın oturduğu adresi bilmeden, vatandaşlık numarasından insan hareketlerini kontrol edebilecek emniyet ağını kurmaktan, tesise geldiğinde seyircinin ilk kapıdaki girdiği alanda, oturduğu alanda, hatta ve hatta düzenleme olarak yurt dışına gittiğimizde gördüğümüz statlarda güvenlik güçlerinin gözden optik okumaya varıncaya kadar seyirciyi tespit edebildiği ama sadece o delilin o alanda kullanıldığı bir hukuki düzenlemeye varıncaya kadar yapmadan ve bu mantık ilişkisini, bu mantık inşasını kurmadan bu tedbirleri geliştirebilmeniz mümkün müdür? Dolayısıyla, bir, mantık inşası, iki, tesislerimizin de bu mantık ve yasalara uygun inşası çok önemlidir. Dolayısıyla, uluslararası rekabetin de her alanda, mantık inşasından tesis inşasına varıncaya kadar ancak mükemmelleştirildiğinde bizim doğru görevi yerine getirebildiğimiz kanaatinin hasıl olacağını ifade etmek istiyorum.

Düzenlemenin mutlaka lehinde olduğumuzu ifade ediyorum. Bu haksızlıkların giderilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum. Suçlu olanlar bugün sadece içeride olanlar değildir. Hazreti İsa bir suç için bir kadının recmedilmesi cezasına çarptırılacağında diyor ki: "İçinizde bu günahı işlememiş olan ilk taşı atsın." ve bütün o insanlar elindeki taşı yere atıyor, hiç kimse o kadına taş atamıyor.

Bugün, spor dünyasının içinde bulunduğu durum aynen budur. Bunun bir milat olması gerektiğini ve bu milatta alt liglerden üst lige varıncaya kadar bütün aktörlerin bu milattan faydalanması gerektiği kanaatini taşıyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)