| Konu: | İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL, GİRESUN MİLLETVEKİLİ NURETTİN CANİKLİ VE YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE?NİN, SURİYE?YLE İLGİLİ BAŞBAKANLIK TEZKERESİNİN KAPALI OTURUMDA GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN TALEBİN YERİNE GETİRİLMESİNİN İÇ TÜZÜK?E UYGUN OLUP OLMADIĞI HAKKINDA. |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 04.10.2012 |
MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Hükûmetin kapalı bir oturumda gizli bilgi vermesini anlayabiliriz. Hükûmetin vereceği bilgiler kapalı oturumda olsun; bizim söyleyeceklerimiz gizli değil, bizim söyleyeceklerimiz açıkta olsun, millet bilsin. Sonra, niye milletten saklayacağız bunu? Yani bu ülkeyi savaşa soktuğunuz zaman sizin çocuklarınız mı savaşa gidecek, fakir fukaranın çocukları mı savaşa gidecek? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Yani hangi AKP'linin çocuğu gidecek? Hangi milletvekilinin çocuğu, hangi bakanın çocuğu gidecek? Bu millet çocuklarını savaşa gönderecek ama ne için göndereceğini bilmeyecek. Bu bir kere doğru değil, millet bunu bilmeli.
Siz bu Meclisten 8 kez tezkere aldınız. Ne işe yaradıysa o tezkereler, bir kez daha getiriyorsunuz.
Ben bu Parlamentoda çok az sayıdaki milletvekilinden birisiyim. O, 1 Mart tezkeresini, Sayın Arınç, o kapalı oturumu burada Meclis Başkanı olarak yönetti. O kapalı oturumda, Türkiye'nin en tarihî kapalı oturumunda bulunmuş bir milletvekiliyim. Yani bu millet de şöyle zannetmesin: Kapalı oturumda çok özel bilgiler veriliyor milletvekillerine. Böyle bir şey yok, bu palavra. O 1 Mart tezkeresinde Sayın Canikli siz de vardınız bu Mecliste. Hangi özel bilgiyi paylaştı bizimle Hükûmet? Sayın Gül Başbakandı o zaman, Parlamentoya hangi özel bilgiyi verdi? Bunların hiçbirisi olmadı.
Milleti kandırmaya gerek yok. Tartışmalar halkın önünde yapılsın, hatta televizyon yayınları canlı olsun. Neden böyle saat 10.00'a alıp da canlı yayınlardan kaçma derdine giriyoruz? Biz burada bir kapalı oturumda TRT Genel Müdürünün maaşını bile öğrenemedik. Sayın Bakan Mehmet Aydın -kapalı oturum istedik biz CHP olarak- orada TRT Genel Müdürünün maaşını bile söyleyemedi ki siz bize savaşla ilgili konuları söyleyeceksiniz.
Bakın, elimde iki tane tezkere var. Biri Kuzey Irak'la ilgili tezkere. Her şey net, belli, yazıyor, "Irak'ın kuzeyi" diyor; mücavir alanlarını falan tek tek sayıyor. Şimdi ise bugün gelen tezkere. 1) Diyor ki: "Eylemler silahlı saldırı eşiğindedir." O zaman bu tezkere Anayasa'ya aykırıdır çünkü bir silahlı saldırı yok, eşiğindeymiş. Yani Anayasa 92 diyor ki: "Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde?" Demek ki bir saldırıyla karşı karşıya değiliz, saldırı gerçekleşmemiş, "Saldırının eşiğindedir." diyor. O zaman milletlerarası hukukun meşru saydığı hâl değildir, Anayasa 92'ye aykırıdır bu tezkere.
2) Diyor ki: "Suriye Arap Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerince yürütülen?" Yani siz suçluyu bulmuşsunuz, Suriye Hükûmeti bunu yapan, kesin. Nerede bu kesin? Bunu yapan kesin Suriye Hükûmeti mi? Bu kadar net mi? Karşımızda bir devlet mi yaptı bunu? Bu kadar belli mi?
3) Sınırı belli değil, sınırı! Siz bu tezkereyle cihan savaşı yapabilirsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Aynen öyle. Okuma yazman varsa bir oku! Okuma yazman varsa bir oku! Okuma yazmanın olduğunu biliyorum da okuduğunu anlayıp anlamadığını bilmiyorum! (CHP sıralarından alkışlar)
Bak, diyor ki: "Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi?" Kim bu yabancı ülkeler? 200 tane ülke var, hangisi? Bundan önceki tezkerelerde "Irak'ın kuzeyi" diye net bir şekilde belirtilmiştir. Burada bir belirsizlik vardır. "Saldırı" değil, "eşiğindedir" diyor. "Hükûmet güçleri, kesindir." diyorsunuz bu tezkerede. Sınırı belli değil. Ayrıca, Suriye Hükûmeti de açıklama yapıyor: "Saldırdım." demiyor, "Olayları araştırıyorum." diyor. Ayrıca özür de diliyor, şimdi, az önce. Bütün bunları söyledikten sonra siz Türkiye'nin, bu ülkenin gelmiş geçmiş en çapsız Dışişleri Bakanının maceralarıyla başını belaya sokuyorsunuz. "Dostum Esad" diyordunuz, dostum Esad'dan kanlım Esad'a geldiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Ortak bakanlar kurulu toplantılarınız vardı, onlar ne oldu? Siz, Kaddafi'den ödül aldınız, sonra Kaddafi'nin linç edilmesine ortak da oldunuz.
Türkiye'nin başını belaya sokmayın sayın milletvekilleri, 1 Mart 2003 tezkeresindeki milletvekilleri gibi dik durun, onurlu durun, milletin vekili olun diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın İnce.