| Konu: | AYDIN MİLLETVEKİLİ BÜLENT TEZCAN?IN AK PARTİ GRUP BAŞKANINA SATAŞMASI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 09.10.2012 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Önemli bir anayasa değişikliği yapıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisiyle birlikte, yerel seçimlerin, mahallî idare seçimlerinin 27 Ekim 2013 tarihinde ve bundan sonraki süreçte de Ekim ayının son pazar gününe alınmasıyla ilgili değişikliği yapıyoruz, ki daha önceki yapılan seçimlerde kış aylarına gelmesi münasebetiyle olumsuz iklim şartlarında olduğunu ifade etmeye çalıştık, ama maalesef ana muhalefet partisi ve diğer muhalefet partisi sanki, seçimi biz onların ellerindeki imkânları alıyormuşuz gibi? Ana muhalefet partisi de farklı bir şekilde ortaya çıkararak, "Bizim kazanma ihtimalimiz olduğu tarihte bunları farklı bir noktaya getiriyorsunuz." gibi söylemlerde bulunmaya çalıştılar birer cümleyle. Ama, biraz önce buradaki konuşmacı, Sayın Başbakanımızın grupta yaptığı konuşmaları sanki kendisine bir vazifeymiş gibi, Genel Başkanları yokmuş gibi, parti sözcüleri yokmuş gibi burada Sayın Genel Başkanımızı, Başbakanımızı eleştirmekle görevlendirilmiş veya kendini o şekilde görevli hissetmiş.
Bakın, değerli arkadaşlar, Sayın Genel Başkanımız, Sayın Başbakanımız bugün grup konuşmasında açık ve net ifade etti. Şimdi dinliyorum konuşmacıyı, Cumhuriyet Halk Partili konuşmacıyı, bir taraftan da Sosyalist Enternasyonalde Suriye'yle ilgili metni izliyorum, buradaki Sosyalist Enternasyonalde bulunan milletvekilleriyle şuradaki konuşan milletvekilinin hangi partiden olduğu arasında bir tereddüde düşüyorum.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Vah, vah, vah!
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Hiç tereddüt etmeyin, tereddüt edecek hiçbir şey yok.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Başka parlamentodasın galiba sen.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Aynı şeyi söylüyoruz, aynı şeyi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Açıkçası, Sosyalist Enternasyonalde iki gün sonra altına imza attığınız, Suriye rejiminin meşruiyetini kaybettiğini, sivil halka yaptığı zulmün kabul edilemez olduğuna imza atan Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri, bugün, Suriye rejiminin yaptığı zulmü savunur bir noktaya gelmiş. Bir taraftan Kandil'le ilgili meseleyi, "Niye oraya gitmiyorsunuz, bombaları yağdırmıyorsunuz?" diye ifade ederken öbür taraftan Sosyalist Enternasyonalde, bir İsrail ve Filistin sorununa benzeyen Kürt sorunu" gibi diye ifadenin altına utanmadan imza atıyorsunuz.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sensin utanacak olan!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Aşırı derecede bir çelişkinin içerisindesiniz.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sözünü dikkatli kullan!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ağzınızın payını verdi biraz önce!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, bir taraftan Kandil'deki teröristlerin üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri çıkarma yaparken, Kandil'deki teröristleri ininde boğmaya çalışırken, bir taraftan Kandil'in temsilcisi ayağa kalkıp zıplıyor, öbür taraftan 3 evlatla, 3 yavruyla, 3 çocukla 2 anneyi şehit eden Suriye güçlerinin Telabiyat tepesindeki yaptığı saldırıya, mücadele eden, müdahale eden Türk Silahlı Kuvvetlerine "Niye yapıyorsunuz?" diye ayağa fırlıyor.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Türkiye'de olanlara bak sen, Türkiye'de.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Kandil'e yapılan saldırıya BDP, Kandil'in temsilcileri ayağa kalkıyor, fırlıyor ama Suriye'deki, insanlarımızı katledenlere karşı Cumhuriyet Halk Partisi ayağa kalkıyor, fırlıyor.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Türkiye'dekileri söyle, Türkiye'dekileri! Suriye'deki savaşı bırak, Türkiye'de ölenleri söyle!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, hangi meclis çatısı altında olduğumuzu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Türkiye'yi söyle, Türkiye'yi!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda da kararı almıştır.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Kandil'le görüşüyorsunuz, Esad'la da görüşün.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş.