GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:40
Tarih:14.12.2012

BDP GRUBU ADINA ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi adına, bütçe üzerinde, Kalkınma Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçeleriyle ilgili huzurlarınıza gelmiş bulunmaktayım.

Değerli arkadaşlar, Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve Konya Ovası Projesiyle başlamak istiyorum. Doğu Anadolu Projesi (DAP) 16 ili kapsamakta ve Türkiye yüzölçümünün yüzde 21'inde yaşamakta olan 5 milyon 634 bin 772 kişiye hitap etmektedir. Bu nüfus da ülke nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 9,3'üne, yine yaklaşık bir ifadeyle onda 1'ine tekabül etmektedir.

Değerli arkadaşlar, çok eski, benim gençliğimde bir şarkı vardı "Bütün aşklar tatlı başlar." diye. Bütün projeler de tatlı başlıyor yani DAP projesi de böyle, Konya Ovası Projesi de böyle. Ama ondan sonra, biraz zaman geçtikten sonra bakıyorsunuz, bu aşk ve meşk ile ortaya konulan projelerin neticeleri ne? Ortada elle tutulur, somut bir şey yok. Biz eleştirdiğimiz zaman iktidar çıkıyor, rakamlar veriyor bize. Tıpkı eski başbakanlardan Süleyman Demirel'in yaptığı gibi, milyonlar, milyarlar, dolarlar, TL'ler, marklar, avrolar havada uçuşuyor, mukayeseler yapılıyor ama sonuç ne? Yani bir yekûn çizgisi çekin, ne oluyor? İşte, ne olduğunu söyleyeyim size.

Bugün DAP'tan örnek vereyim. Erzurum, yine benim üniversite yıllarımda, 450 milletvekili vardı o zaman Türkiye'de, 9 milletvekili çıkarıyordu, şu an 550'ye çıkmış milletvekili sayısı -Sayın Sağlık Bakanı da Erzurum Milletvekili, biliyor  bunları- bugün 6 milletvekili çıkarıyor. Aynı durumlar, Erzincan da böyle. Yine, Kars, Iğdır, Ardahan, Ağrı? Ben dün gece İnternet'ten Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine girdim yani devletin kendi tespit ettiği rakamlara göre bugün Ardahan'da yaşayanların -il olarak, vilayet olarak diyorum- 2 misli kadar bir nüfus Ardahan dışında yaşıyor. Sadece İstanbul'da 226 bin Ardahanlı yaşıyor. Tabii, bu rakam her gün artıyor. Bu dediğim rakamlar 31/12/2011 rakamları. Kars'a bakıyorsunuz, durum aynı; Iğdır'a  bakıyorsunuz, durum aynı; Erzincan'a bakıyorsunuz, durum aynı. Sadece Bursa'da -ki AK PARTİ'nin Erzurumlu bir Bursa milletvekili de var- 105 bin Erzurumlu yaşıyor, yine Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre.

Şimdi, şunu diyebilirsiniz: "Ya kardeşim, bütün cumhuriyet döneminin kabahatini gelip bizden mi soruyorsunuz?" Tamam, doğru. Daha yakın bir mukayese yapalım. Gelelim, ne zaman iktidar oldunuz? 2002'de oldunuz. Haydi, iktidar olduğunuz gün yatırım yapıp bunları engelleme gücünüz yoktu, doğrudur, o da doğru. E, nereden başlayalım? Beş yıl da size avans verelim, gelelim 2007 senesine, 2007 ile 2012'yi mukayese edelim. Bu göç hâlen devam ediyor, boşalma devam ediyor. Peki, nerede bu projeler? Ve üstelik bu rapor nerede hazırlanmış? Erzurum Atatürk Üniversitesi, Elâzığ Fırat Üniversitesi, Malatya İnönü Üniversitesi, Kars Kafkas Üniversitesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversiteleri 2002 senesinde, sözde, dört başı mamur bir rapor hazırlamış. E, ne yapılmış? Çok şey yapılmış.

Şimdi yani biraz sonra göreceksiniz, Hükûmet adına çıkan bakan bir sürü rakam verecek size; trilyonlar, katrilyonlar, milyar dolarlar. Rakamları şaşırdık zaten, altı sıfır atıldı, birbirine karıştı. E, peki, netice ne, netice; netice ne? Yani bu insanlar hâlâ o bölgeyi bırakıp da niye başka tarafa gidiyorlar? Bu, Doğu Karadeniz için de böyle; bu, Konya için bile öyle yani Konya'nın bugün merkezi büyüyor ama Konya'nın da 16 olan milletvekili sayısı 14'e düştü, daha yeni düştü, geçen sene. Aynı durum Konya için de söz konusu. Yani ben GAP üzerine şu an çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Benden sonra söz alacak sevgili arkadaşım Urfa Milletvekili İbrahim Binici GAP'la ilgili çok daha tatmin edici bir konuşma yapacak, rakamlar verecek ama Konya Ovası da, Doğu Karadeniz Projesi de, DAP projesi de işte ortada.

Yine, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre 485 bin Giresunlu İstanbul'da, 490 bin Ordulu İstanbul'da -kâğıda bakarak da söylemiyorum bunları yani ezberden söylüyorum- 730 bin Sivaslı İstanbul'da. Peki, niye böyle?

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Fabrikalar İstanbul'da.

ALTAN TAN (Devamla) - Şunun için böyle arkadaşlar: Doğru düzgün bir planlama yok.

Şimdi, bir ara Sayın Başbakan diyordu ki: "Efendim, İstanbul'a vize koyabiliriz." Sonra ne olduysa yani müteahhitler, etrafındaki müteahhitler "Aman, bu kadar yağma, talan var, sen vizeden bahsediyorsun. Bırak, daha fazla insan gelsin, daha fazla bina yapılsın. Bir boğaz yetmedi, bir boğaz daha yap. 10 milyonluk İstanbul yetmez, 13 olsun, 23 olsun. Çamlıca'dan tut, Beykoz'dan tut, Sarıyer'den tut, Kilyos'tan tut, Ümraniye, Çekmeköy'den tut, Sultanbeyli'ye kadar her tarafı talan edelim, imara açalım; İstanbul'da soluklanacak bir yer kalmasın, para kazanalım, bırak gelebildiği kadar insan gelsin?"

Peki, hani cazibe merkezleri? Denizli, Konya, Samsun, Adana, Mersin, Konya, Diyarbakır, Urfa, Antep, Erzurum, Van, Aydın cazibe merkezi yapılacaktı, planlamalar olacaktı. Kaç senedir iktidarsanız? On bir sene. Kaç sene daha bekleyelim? 2071'e kadar.

Değerli arkadaşlar, yani bu rakamları konuşurken lütfen neticeleri de söyleyin. Karadeniz otoyoluna 5 milyar dolar harcandı. Her sene yağmur geliyor, sel vuruyor, yolu alıyor, götürüyor denize.

Batman, Diyarbakır ve Mardin'den geçecek Urfa-Habur otoyolu için 5 bakanla görüştüm -teşekkür ediyorum, randevu verdiler yani Ulaştırma Bakanı da dâhil- bir Karayolları Genel Müdürünü aşamadım. Niye efendim? Biraz daha para gidecekmiş. Sen bugün Rize'yle-Erzurum arasına yaptığın tünele harcadığın paranın yarısı kadar fark çıkmıyorsa bu projede, Karayolları Genel Müdürü gel hesap ver. Bizim Diyarbakır Milletvekili Sayın Mehmet Mehdi Eker de diyor ki: "Bu iş bitti, bizim istediğimiz gibi olacak, bu otoyol Diyarbakır'dan ve Batman'dan geçecek." Hani geçecekti? Bugün haritalar geldi, elimde Karayollarının resmî mührü olan etütler var, projeler var, koyuyorum ortaya bakanın dediği gibi bir şey yok. Bakın, Sayın Bakanım, bu projeler elimde, devletin projeleri, yok böyle bir şey. Diyor ki: "Biz Ulaştırma Bakanıyla konuştuk, böyle olacak." Karayolları Genel Müdürüne gidiyoruz, diyor ki: "Benim dediğim olacak." Gelen resmî projelerin hepsi mevcut duble yol, ki otoban standardında, şu an Urfa'dan Habur'a giden, onun yanına 1 kilometre, 2 kilometre, 3 kilometre aralıklarla geçen paralel bir yol daha koyuyor, 300-500 milyon doların hesabını yapıyor. Öbür tarafta ise 5 milyar doları sel alıp götürüyor canı sıkıldığı vakit.

Değerli arkadaşlar, Doğu Anadolu'yla ilgili de ciddi projeler yapılması lazım, Karadeniz'le ilgili de yapılması lazım, Konya Ovası'yla ilgili de yapılması lazım, GAP'la da ilgili yapılması lazım. Yani niye yapılması lazım? Eğer 75 milyon insan biz bu memlekette beraber yaşayacaksak, bu işin dengeli, sistemli, planlı, programlı olması lazım. Bugün, İstanbul'un yarısının boşaltılması lazım. Silahla, tehditle, vurarak, öldürerek değil, vize koyarak değil, siz cazibe merkezleri kurarsanız? Ben, yirmi beş sene İstanbul'da yaşadım, 4 tane amcam, babaannem, dedem 1955'ten beri İstanbul'da. Yani İstanbul'un taşını, toprağını her şeyini sizden fazla biliyorum. Ama yazık! Cazibe merkezleri kurulacak; limanlar, otobanlar, fabrikalar, sanayiler, ithalat- ihracat merkezleri bunların hepsi planlanacak, ona göre bu nüfus bir yere yığılacağına, talan olacağına belli bir denge kurulacak. İşte Almanya. Yani, hemen hemen 550 milletvekilinin belki 500 tanesinin gördüğü yer, Almanya. Bizim üçte 1'imiz kadar toprağı var yuvarlak, 330 bin küsur kilometrekare, 85 milyon nüfusu var. En büyük şehri ne kadar? Berlin ne kadar? Hamburg ne kadar? Daha 3 milyon, 4 milyon. Frankfurt'un merkezi 780 bin. Köln ve Düsseldorf 1'er milyon. Ama her şeyi planlamış, ilaç sanayisi bir yerde, liman işte Hamburg'da, öbür finans merkezi Frankfurt'ta, bunun hesabı kitabı yapılmış.

Peki, Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Devlet Planlama Müsteşarlığı ne yapıyor? "Efendim, biz İstanbul'da senede bilmem şu kadar milyar dolar yatırım yaptık, 50 milyar dolar yaptık, 30 milyar dolar yaptık, 80 milyar dolar yaptık." Ya bu 80 milyonun yarısıyla sen bu Anadolu'daki cazibe merkezlerini bir şekle oturtabilirsen herkes insanca bir hayat sürer. Bugün, mühendis olanlar bilirler, nüfus arttıkça bir nüfus katsayısı vardır bütün dünyada, Tokyo'da da New York'ta da Paris'te de Şanghay'da da. Büyük şehirlerde, yaşanılabilir bir şehir yapabilmek için, kişi başına -yani mukayeseli bir rakam veriyorum ben- 5 lira harcamanız gerekiyorsa, bu dediğim daha küçük ölçekli yani 1, 2, 3'er milyonluk cazibe merkezlerinde harcayacağınız para 5 yerine 2'ye düşüyor. Birim başına düşen harcama yani tünel, köprü, baraj, su kanalı, işte arıtma, vesaire, vesaire, vesaire. Şimdi, biz bunları konuşacağımıza, bunları tartışacağımıza, sadece demagojik laf cambazlıklarıyla "Şu oldu, bu oldu, bu kadar para harcandı, şöyle oldu, böyle oldu." Peki, olduysa bu kadar insan hâlâ niye evinde oturmuyor? Bunun da cevabını verin, söyleyin. Yani tekrar tekrar bu rakamları söylemek istemiyorum. Bugün, Adana'nın bile gelişme hızı durdu. Bakınız, geriye gitmiyor ama durdu Adana, önemli bir merkez.

Değerli arkadaşlar, yine, bir önemli mevzu, mesela burada, Kalkınma Bakanlığının kuruluş amacı var, şurada, Kalkınma Bakanlığının. Burada, işte "Uluslararası kuruluşlarla iletişim içerisinde çalışarak ileriye dönük stratejiler geliştirmek, topluma perspektif sağlayan politika?" vesaire, bilmem ne, işte anlatıyor. Ondan sonra "Kamu yatırım politikalarını oluşturmak, yatırımlara ilişkin analiz ve araştırmalar yapmak, bölgesel yatırım modelleri geliştirmek?" vesaire vesaire. Peki, arkadaşlar, madem bu kadar görevi var bu bakanlıkların, bizim önümüze koyduğu şu an ne var? Yani bizi heyecanlandıracak, biraz evvel örnek verdiğim gibi, mesela bir Fransa, bir Almanya örneğinde olduğu gibi bizi heyecanlandıracak neler var?

Hollanda üzerinden bir tartışma yapıldı. İşte, "Hollanda'nın toprakları Konya'dan küçük. Tarım ihracatı 80 milyar dolar. Bizim Türkiye'nin hayvansal ve tarımsal ihracatı 12 milyar dolar." ve bir bakan çıktı cevap verdi -yani özrü kabahatinden büyük derler ya- dedi ki: "Efendim, 80 milyar dolar bunun ihracatı var ama peki bunun ithalatı ne kadar sordunuz mu? 60 milyar dolar."

ADİL KURT (Hakkâri) - Bunu Başbakan söylüyor, Başbakan.

ALTAN TAN (Devamla) - Yav kardeşim, tamam. Yani 80 milyar dolarlık ihracat yapmış ama 20 milyar dolar artısı var yine ve bu dediğin yer Konya kadar.

Ben dün Viranşehir'deydim. Yani Urfa, Viranşehir, Kızıltepe, insan o topraklara baktığı zaman içi açılıyor içi, geleceğe ümitle bakıyor. Bu kadar büyük potansiyel? Peki, Kalkınma Bakanlığı, bugün sadece Ceylânpınar Devlet Üretme Çiftliğinin alanı 1 milyon 780 bin dönüm. Daha iyi anlatabilmek için -herkes rakam bilmeyebilir mühendisler gibi- 40 kilometreye 45 kilometre.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Sulanmış Harran Ovası var, boş duruyor.

ALTAN TAN (Devamla) - Harran Ovası'nda ne oldu? Orada da su önce sadece Arap bölgesine verildi. Bakın, söylediğimiz vakit diyorlar ki: "Bunlar hemen işte Kürtleri getiriyorlar." Kanalın yanı başından geçtiği Kürt köylerinde -yani ben arkadaşımın sahasına girmeyeyim, özür dilerim ama sorduğunuz için söylüyorum- Harran ilçesi olduğu gibi Araplardan müteşekkil. 26.567 geçerli oy var son seçimde, 26.567. Bizim adayımız ne kadar almış biliyor musunuz? 16 oy. Yav, Hamas'tan Hizbullah, Tel Aviv'de seçime girse daha fazla oy alır. İşte etnik ayrımcılık bu, bölgesel milliyetçilik bu. Rakamlarla konuşalım bunları, 26.567 oy. Bakın, önünüzde şeyler var, İnternet'ten girin, YSK'nın seçim sonuçlarına bakın. Memleket böyle bölündü yani.

BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Size oy vermeyince kötü mü oldu yani?

ALTAN TAN (Devamla) - Hayır, kötü olmadı. Sandık başkanlarının çıkan oyları bile yırtıldı, atıldı yani orada Kürt sandık başkanı öğretmen var, memur var. Kötü değil, dünyada böyle bir örnek var mı?

Sevgili arkadaşlar, işte sulama kanallarının da durumu bu.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Siz öyle konuşuyorsunuz da 30 tane milletvekili var AKP'de şu anda sizi dinleyen.

ALTAN TAN (Devamla) - Şimdi, gelelim, mesela bu Doğu Karadeniz'deki işlere. 150 tane HES Trabzon'a yapılmış -yine buradaki rakamlarda- ve toplam 500'e yakın yani Rize'siyle, Gümüşhane'siyle, Artvin'iyle. Tamam, HES'leri yaptın, köyleri boşalttın, vatandaş çıktı, "Efendim, ben yatırım yapıyorum, çok iyi şeyler yapıyorum." Peki, oraya bir faydası oluyor mu? Yani bu yatırımları, 500 tane HES'i yaptığın yere ekonomide bir artı değer sağlıyor mu, sağlamıyor mu?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Çantacılara sağlıyor.

ALTAN TAN (Devamla) - Kime sağlıyor? İşte Ankara'da, bu tahsisleri aldılar burada, kimseye duyurmadılar. Ben, yeri gelince her seferinde söylüyorum, kusura bakmayın.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Milyon dolarlar uçuşuyor Altan Bey.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Otuz iki senelik inşaat mühendisiyim, kararname çıkıp HES'ler dağıtıldıktan sonra haberim oldu. Diyebilirsiniz: "Sen de yatıyormuşsun kardeşim, biraz uyanık olsaydın." E ne yapalım, Allah da bizi böyle yaratmış.

LEVENT GÖK (Ankara) - Onlar gece dağıtılıyor da o yüzden görmediniz siz, gece dağıtılıyor.

ALTAN TAN (Devamla) - Görmedim, haberim olmadı.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Kanun hükmünde kararnameleri de görmedik, 35 tane çıkardılar.

ALTAN TAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün, bakın, -yine bunlar yani bakanlıkların kendi yazıları- bütün dünyada güneş enerjisine ve rüzgâr enerjisine ağırlık veriliyor ve buralarda yüzde 30 civarında teşvik veriliyor bunlara. Almanya'da -yani enerjisinin- yüzde 13, Avusturya'da yüzde 78, İngiltere'de yüzde 10, İsviçre'de yüzde 60, Portekiz'de de yüzde 39 enerji üretimi var. Yani, bilmeyenlere diyorlar ki: "Bunlar yatırıma karşı. Bunlar istemiyorlar ki memleketin elektriği olsun. Millet karanlıkta kalsın." Kardeşim, bak, dünya nereden elde ediyor? Bak, rakamlar var. Tabii ki elektrik olacak yani biz kalkıp da mum lambasında kalmayacağız; sanayiye lazım, aydınlatmaya lazım, her şeye lazım bugün enerji. Dünya bugün, enerjiyi tartışıyor, konuşuyor.

Ve gelelim Kalkınma Bankasına. Şimdi, sevgili arkadaşlar, 90 kişi bir kuzu yedik -yemez olaydık- kendi paramızla. Sayın Ahmet Türk kendi evinde davet verdi arkadaşlara, oturduk, mütevazı bir yemek yedik partililer, arkadaşlar bir köy odasında. Başbakan diline doladı, doladı, doladı; aldı götürdü, Halep'e götürdü, Şam'a götürdü, Kafkasya'ya götürdü, Balkanlara götürdü. Kalkınma Bakanlığının bir yılda yediği lahmacun ne kadar, biliyor musunuz? Sayın Özcan Yeniçeri soru önergesi vermiş, teşekkür ederiz. 71 bin lira, 71 milyar. Kalkınma Bakanlığının bir yılda yediği lahmacun miktarı.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Kuzu var mı?

ALTAN TAN (Devamla) - Kuzu var, kebapçılar da var altta. Toplam 162 milyar 291 milyon bilmem ne kadar.

ADİL KURT (Hakkâri) - Kuzu kıymalı mı?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Devletin parasıyla kebap yiyorlar.

ALTAN TAN (Devamla) - Kuzu kıymalı.

Sayın Başbakanın Meclisteki odasına harcama yapılmış. Senede 2 sefer oturmuyor, senede 2 sefer Başbakan Meclisteki odasında oturmuyor. Yine, ben soru önergesi vermişim, AK PARTİ'li grup başkan vekili bana cevap vermiş. Ne kadar harcama yapılmış, biliyor musunuz? 330 milyar, 330 bin.

ADİL KURT (Hakkâri) - Kuzu cinsinden söyle.

ALTAN TAN (Devamla) - Siverek canlı hayvan borsasına sorduk: "Bu 330 milyarla kaç tane kuzu alınır?", dedi: "999 tane alınır."

LEVENT GÖK (Ankara) - Bunlar sabah akşam kuzu yiyorlar o zaman.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bir de Kalkınma Bakanının makam odası var?

ALTAN TAN (Devamla) - Kalkınma Bakanlığının Müsteşarına 1 milyon 179 bin liralık lojman alınmış, müsteşara. Yahu, siz gelip milletvekillerinin evini yıktınız, gelip milletvekillerinin evini yıktınız; önce İstanbul'da dediniz ki: "Halkın içine karışsın, bu milletvekillerinin burnu yukarıda olmasın, belediye otobüsüne binsin." Tamam, binelim.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Halkın içindeyim ben, misafirhanede kalıyorum.

ALTAN TAN (Devamla) - Ee, ben de öyle. Misafirhaneler bize yer de vermiyor.

Ya siz çok benim böyle nasırıma bastınız. Karayollarına diyorum ki: "Üç ay sonraya randevu ver." DSİ misafirhanesine, Karayollarına, "Yok, yer yok." diyor.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Uçakta bile bizi arkaya oturtuyorlar iktidar partisi milletvekili varsa.

ALTAN TAN (Devamla) - Taraf gazetesi bile vermiyorlar.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bir de Kalkınma Bakanının makam odası var.

ALTAN TAN (Devamla) - Evet.

Sevgili arkadaşlar, dert çok, konuşulacak mevzu çok.

GAP'la ilgili olanlarına da sevgili arkadaşım İbrahim Binici devam edecek.

Hepinize saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.