| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 18.04.2012 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hızla söyleyeyim, öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir şekil şartını yerine getiriyoruz. Gerçekten, iktidar partisinin önerisiyle Meclisimizin, Genel Kurulumuzun gündemi, çalışma programı her defasında değişiyor. O değişikliğin konuşulması da, maalesef, işte bu kadar zaman alıyor.
Tabii bu kürsüye çıkınca Sayın Elitaş, yine, on dakikayı son saniyesine kadar konuşuyor ve geriye dönüyor geçmişi suçluyor, kendini anlatabilmek, övebilmek için de her şeyi, bildiğimiz her şeyi söylüyor. Dolayısıyla, Meclise ve millete haksızlık oluyor. Bunlar, ne milletin meselesi ne bu Genel Kurulun meselesi. Meclis, kendi çalışma programını kendi yöneticileri arasında yapabilmeli, Danışma Kurulunda kararlaştırılmalı ama öyle bir şey ki Meclis çalışmaya göre değil, çalışmamaya göre şekillenmiş bir İç Tüzük'ümüz var maalesef.
Şimdi, biliyorsunuz, geçen haftadan kalma bir Danışma Kurulu kararımız var. Burada hem görüşeceğimiz konuların sıralaması var hem de çalışacağımız süreler var. Geçen hafta kararlaştırdık -ki bir aylık bir süreyi kararlaştırdık hatta, bir haftalık da değil- "Salı günleri 15.00-20.00, çarşamba ve perşembe günleri de 14.00-20.00 çalışacağız." diye birlikte kararlaştırdık. Bunu da Sayın Elitaş teklif etti, biz de "Olur, başla göz üstüne." dedik. Ama aradan bir gün, iki gün bile geçmeden, şimdi bitime kadar, önce 23.00'e kadar, sonra da bitime kadar.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bunları biraz önce birlikte konuştuk, biliyorsunuz Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Gerekçesini de söyledi, bizimle de mutabakata vardı ama netice itibarıyla parmakların aklı yok, parmaklara verilen talimat neyse onun gerçekleşeceğini bildiğimiz için çok fazla da itiraz etmedik.
Değerli arkadaşlar, Sayın Elitaş'ın da kabul ettiği gibi, muhalefet partileri olarak biz Hükûmetin gündemine itiraz etmiyoruz, takdir onun, millet onu seçmiş, milletin sorunlarını çözmekle görevli o. Dolayısıyla gündemi belirleme yetkisi var. Ama bir de milletin gündemi var. Milletin gündemini de dile getirmek muhalefetin görevi. Çünkü millet oyunu verdi, iktidar kendi gündemini takip ediyor. Bugün burada görüştüğümüz konular milletin birincil derecede gündemi değil.
Bakın, buradan sizlere de telefonlar geliyor. Bugün, bu ev eşyasının haczedilememesiyle ilgili kanun tasarısı, teklifleri hâlâ komisyonda bekliyor. Milletin, yani kurbağanın gözü çatladıktan sonra sizin kanun çıkartmanızın ne anlamı var? Millet evine gidemiyor. Eşyası haczedilmiş. Yani o çocukların yaşadığı travmayı yok sayarak, burada keyfekeder, böyle nutuk atmak adına, bu milletin zamanını çalma hakkınız var mı?
Sayın Başbakan iki de bir nutuk atıyor, bakanlarınız nutuk atıyor "Şehit yakınlarına ikinci istihdamı vereceğiz." diye. İki yıldır konuşuyorsunuz. Geçen gün yine nutuk attı "Yirmi maddelik değişiklik yapıyoruz." diye. Getirin bu kanunu, milletin gündemi bu. Şehit yakınları geçen gün sizin grubunuzu da ziyaret etti, yine söz verdiniz ama başka şeyler konuşuyorsunuz.
Bir başka şey: Yani bu tutuklu milletvekilleriyle ilgili durum içinize siniyor mu? Bir yılı dolduruyoruz neredeyse ama milletin iradesiyle seçilmiş milletvekilleri hâlâ demir parmaklıkların arkasında bekliyorlar. Bunlara bir çözüm üretmek bu Meclisin, bu Hükûmetin görevi değil mi? Ama bunlar sizin gündeminizde değil, siz başka işlerle?
4/C'liler konusu? On yılı dolduruyorsunuz neredeyse, kamu çalışanları arasında çok ciddi bir adaletsizliğin adresi olan bu 4/C'lilere, 4/B'lilere yani aynı işi yapmasına rağmen farklı ücrete, farklı statüye tabi olan insanlara bu muamele zulüm değil mi? Gelin bunu düzeltelim. Hayır, başka işlerle meşgulsünüz.
Bir başka şey: Bu kanun hükmündeki kararnameler, Anayasa'nın amir hükmüdür, hemen Genel Kurula getirilip görüşülmesi lazım ama bütün ısrarımıza rağmen getirmiyorsunuz. Yani ülkeyi kanunlarla değil, kanun hükmündeki kararnamelerle yönetiyorsunuz.
Sayıştay raporları orada bekliyor, getirmiyorsunuz; Anayasa'nın amir hükmü var, Genel Kurulda görüşülmesi lazım, yapmıyorsunuz.
Tekrar söylüyorum: Yani toplumdan, toplum kesimlerinden öyle özel sorunları olanlar var ki, mesela bu özel güvenlik görevlilerinin sorunlarını, özlük haklarını? Sayın Bakanın ifadesiyle "Bir zulüm yönetimi." diyor, "Taşeron işçilerinin uğradığı muamele, özlük hakları bir zulüm yönetimi, bu, zulüm yasası." diyor. Sayın Bakan söylüyor bunu, gelin bunu düzeltelim.
Değerli arkadaşlar, demokrasimizin ilk adımı olan muhtarların çok ciddi sorunları var. Geçen gün yine Hükûmetten bir beyanat: "Mahalle muhtarlıklarını kaldıracağız." Binlerce muhtar nasıl olacağını bilmiyor.
Belediyelerin sorunları var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Gazetenin yazdığı yanlış şeyleri Hükûmete söylüyorsunuz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Anladım ama sizden kaynaklanıyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Gazete haberleri?
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Tekzip edin o zaman Sayın Elitaş.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Söylüyorsunuz, sonra da yalanlıyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Genel Başkan Yardımcısı konuyu yalanladı, biz "Öyle bir şey yok." dedik.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Netice itibarıyla -bakın, tekrar ifade ediyorum- Hükûmetin gündemine uymak sizin mecburiyetiniz grup başkan vekilleri olarak, eyvallah, getireceksiniz. Sayın Başbakan birazdan emredebilir bir başka kanunu buraya getirirsiniz, buna bizim çaremiz yok, sizin de dayanma gücünüz yok ama milletin gündemini burada konuşmak muhalefetin görevi. Biz de grup önerileriyle, Danışma Kurulu grup önerileriyle ısrarla onları buraya getireceğiz ve görüşeceğiz.
Bir başka şey arkadaşlar, bu Suriye konusu çok önemli. Sayın Metin Külünk burada heyecanlı bir konuşma yaptı ama talihsiz de bir konuşma yaptı. "Suriye'de Rusya'nın işi nedir?" diye sordu ama Amerika'yı soramadı, Fransa'yı soramadı. Bizim de itiraz ettiğimiz hadise bu. Bu coğrafya bizim coğrafyamız. Bu coğrafyaya, bu coğrafyanın dışından yapılan müdahalelere taşeronluk yapmak Türkiye'ye yakışmaz. İtiraz ettiğimiz hadise bu ve ısrarla söylüyoruz: Gelin, bu konuda genel görüşme kapsamından önce Hükûmet bir bilgi versin, neler oluyor? Gidip Çin'e bilgi veriyorsunuz, Suudi Arabistan'a bilgi veriyorsunuz, dağa, taşa bilgi veriyorsunuz; millete, milletin vekillerine bilgi vermiyorsunuz. Suriye konusu, Suriye'yle ilgili Türkiye'nin, Hükûmetinizin politikası, tavrı bana göre Türkiye'nin en önemli gündem maddesi çünkü geleceği belirleyecek.
Ben Hataylıyım, Mersin Milletvekiliyim. Size bir şey söyleyeyim: Hatay'ın doğu hudutlarında PKK kampları kuruldu devletin bilgisi altında. Yani otuz yıldır Irak'ın kuzeyindeki PKK kamplarıyla boğuşan, baş edemeyen Türkiye'nin önüne, şimdi, uyguladığınız politikalarla yeni bir bela, yeni bir sorun geliyor. Gelin, bunu konuşalım. Hükûmet gelsin, burada bilgi versin, bilgilenelim, biz de endişelerimizi ifade edelim.
Dolayısıyla, AKP Grubunun getirmiş olduğu bu önerge, bu Danışma Kurulu önerisi muhtemel yarın değişecektir, üzerinde çok fazla da konuşmaya gerek yok. "Eğer gündemi bitirebilirseniz." diyor Sayın Elitaş? 2/B yasası bana göre çok önemli bir yasa, üzerinde müzakere etmemiz lazım, yani şekil şartı değil, müzakere etmemiz lazım. O müzakereyi kısa sürede tamamlarız umuduna da kapılmamak lazım, acele de etmemek lazım, gerekiyorsa bir hafta tartışmak lazım. Onun için bu gece hangi saate kadar çalışırız bilmiyorum ama kabul edilecek AKP önerisiyle bitime kadar, yani angarya usulü. Ne zaman biter? Belli değil. Yoruluncaya, yıkılıncaya kadar devam edeceğiz. Size kolaylıklar diliyorum ama burada olun, yoklamayla, karar yeter sayısıyla hepinizi burada tutacağız. Bunu da size arz ederim.
Hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şandır.