GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ (S.S.: 80)
Yasama Yılı:2
Birleşim:23
Tarih:24.11.2011

BDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 80 sıra sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi için Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyor, bütün öğretmenlerimizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemiz ciddi ve büyük sorunlarla boğuşurken Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da değişiklik yapılması, açık ve net bir şekilde ifade etmek gerekir ki şikecilere prim vermekten başka bir işe yaramayacaktır. Futbol lobilerinin baskısına dayanamayan Meclis böyle bir yasayla ciddi bir kurum olma vasfına da gölge düşürmüş bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de son günlerde giderek artan şiddet ortamı vatandaşlarda 90'lara geri dönme korkusunu yaşatmaktadır. KCK operasyonları adı altında haksız gözaltı ve tutuklamalar tam bir cadı avına dönüştürülmüş durumdadır. Bu cadı avının son kurbanları akademisyenler, yazarlar ve avukatlar olmuştur. Türkiye'nin demokratikleşmesinde ve temel sorunlarının çözümlenmesinde büyük rol oynayacak olan yeni anayasa yapım süreci bu operasyonlarla baltalanmaya çalışılmaktadır. Anayasa hazırlık sürecine hiçbir ön şart getirmeden katılmayı kabul etmiş partimizin Anayasa Komisyonu Üyesi, değerli akademisyen Profesör Doktor Büşra Ersanlı tutuklandı. Yine değerli yayıncı ve insan hakları savunucusu Ragıp Zarakolu ve akademisyen, Barış Meclisi üyesi Ayşe Berktay tutuklanarak cezaevine gönderildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalayan ve şu anda Avrupa Birliğiyle tam üyelik müzakerelerinin devam ettiği bir süreçte, ülkemizde insanların düşüncelerinden dolayı tutuklanması Türkiye'ye yakışmayan bir durumdur ve kabul edilmesi de mümkün değildir.

Şu anda önümüzde bir anayasa yapım süreci bulunmaktadır. Yapılacak olan yeni anayasanın önceki anayasalardan farklı ve ileri düzeyde olması gerekmektedir. Dileğimiz o ki yeni anayasa bu ülkede yaşayan bütün kimliklerin ve inanç gruplarının anayasası olsun. Yeni anayasa, anayasal vatandaşlık temelinde, herhangi bir etnik kimliğe vurgu yapmayan, bu ülkede yaşayan bütün vatandaşların kendilerini dâhil hissedebilecekleri ve "işte, benim anayasam bu" diyebilecekleri bir anayasa olmalıdır. Evrensel hukuk ve insan haklarının gözetildiği, bütün farklılıkları kapsayan demokratik ve sivil bir anayasa bu ülkenin en büyük ihtiyacıdır. Ancak böyle bir anayasayla eşitlik temelinde kardeşliği inşa edebiliriz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; halkın oylarıyla buraya gelmiş vekiller olarak amacımız ülkeyi tam demokratik ve özgür bir ülke hâline getirmektir. Demokrasinin işlemesi, Meclis çatısı altında eksiksiz ve tam temsiliyetinsağlanmasıyla yakından ilgilidir. Ancak görüyoruz ki birilerini içeriden çıkarmaya çalışan bu kanun teklifini Meclisten geçirmeye çalışanlar aynı hassasiyeti şu anda içeride olan vekiller için göstermemektedirler. Hukukta tutukluluk hâli bir tedbirdir, ancak Türkiye'de tutukluluk hâli, maalesef bir cezaya ve infaza dönüşmüş durumdadır. Şu an Meclis çatısı altında görev yapması gereken 8 vekil arkadaşımız cezaevinde bulunmaktadır. Bu durum temsiliyet açısından Meclisin meşruiyetini zedelemektedir. Halkın oylarıyla seçilmiş vekillerin durumu, evrensel insan haklarına da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin konuyla ilgili içtihadi kararlarına da aykırıdır.

Burası çok net bir şekilde ortadayken, bu Meclis hâlâ neyi beklemektedir? Ülke olarak çok ciddi sorunlarla karşı karşıya iken Meclisin şikecilerin derdine düşmesi manidardır.

Açık söylüyorum, bu kanun teklifinin Meclisten geçerek yasalaşması, Meclisimizin bir ayıbı olarak tarihe geçecektir. Meclisin ilk yapması gereken şey, bizler gibi halkın teveccühünü kazanmış, aldıkları oylarla Meclise girmeye hak kazanmış tutuklu vekillerin acilen Meclis'e gelebilmeleri için gerekli olan yasal zemini hazırlamaktır. Her geçen zaman Meclisimizin meşruiyetine gölge düşürmektedir.

Ama ne oluyor? Örneğin Urfa Vekilimiz Sayın İbrahim Ayhan mahkemelere eli kelepçeli bir şekilde getirilip götürülüyor. Tutukluluk hâlinin cezaya dönüşmüş olması yetmezmiş gibi, bu halkın bir vekili saygısızca, insanlık onuruna yakışmayan bir muameleye maruz bırakılıyor.

Ayrıca, bildiğiniz gibi CMK'da adli kontrol sistemi mevcuttur. Tutukluluk hâlinin infaza dönüşmemesi ve bu durumun telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere yol açmaması için adli kontrol sistemi uygulanıp tutuklu vekillerimiz tahliye edilebilecekken, ne hikmetse tutuklu vekiller için adli kontrol sistemi uygulanmamaktadır.

Halkın oylarıyla seçilmiş olan vekiller, unutmayalım ki hükümlü değil sanıktırlar ve suçları mahkeme tarafından sabit görülüp hükümlü duruma gelmeleri anına kadar masumluk karinesi gereğince suçsuzdurlar.

En son deniz feneri davasında tutuklu bulunan sanıklar kısa sürede serbest kaldılar. Bu karar Türkiye'de mahkemelerin çifte standart içinde olduklarını göstermektedir. Deniz feneri davasında adli kontrol tedbiri uygulamasıyla serbest kalan sanıkların durumu, mahkemelerin gerekirse nasıl kısa sürede tahliye kararı verebileceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Değerli milletvekilleri, burada mesele kişilere özel yasa çıkarmaktır. Kişiye özel yasa çıkarmak evrensel hukuk kurallarıyla bağdaşmamaktadır. Üstelik içeride tutuklu vekiller varken Meclisin böyle bir girişime kalkışmasının izahı gerçekten mümkün değildir. Demokrasi ve özgürlükler konusunda duyarlı olması gereken ve bunun için çalışması beklenen Meclisin sanki böyle bir mesele yokmuş gibi davranmasını kabul etmek mümkün değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizlerin ilk işi içeride olan, tutukluluk hâlleri işkenceye dönüşmüş olan vekil arkadaşlarımızın bir an önce aramıza katılmaları için yasa çıkarmak olmalıdır. Bu konuda, başta iktidar partisi olmak üzere, Mecliste bütün partileri bir an önce harekete geçerek, tutuklu 8 milletvekilinin tahliyelerini sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmaya acilen davet ediyorum.

Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.(BDP sıralarından alkışlar)