| Konu: | HATAY'IN REYHANLI İLÇESİNDE YAŞANAN SALDIRILARA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.05.2013 |
BDP GRUBU ADINA NAZMİ GÜR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle, cumartesi günü Reyhanlı'da meydana gelen patlamada yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımız anısına, bütün yurttaşlarımız için, başta aileleri olmak üzere, Reyhanlı halkına, Hatay halkına, Türkiye halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
Sayın Bakan biraz önce burada bilgi sundu. Ben inanıyorum ki Sayın Bakanın verdiği bilgiler ne Parlamentomuzu ne de kamuoyumuzu tatmin etmiş değil çünkü Reyhanlı'daki patlamanın arka planı, Reyhanlı'daki patlamanın özü, esasında, on yıldır iktidarda olan AKP'nin özellikle Suriye konusunda sürdürdüğü ve inatla sürdürdüğü yanlış politikalardır. Biz muhalefet partileri olarak baştan beri, AK PARTİ'nin özellikle Suriye meselesinde son derece yanlış bir politika izlediğini hep dile getirdik, hep söyledik, hep uyardık, "Yanlış yapıyorsunuz. Bir gün döner, sizi de vurur." dedik.
Elbette ki Suriye'deki insani krizle ilgilenmek, elbette ki oradaki iç savaşla bizim sınırlarımıza doğru gelen Suriye yurttaşlarına el uzatmak, yardım etmek bir insanlık borcudur. Bizler de elimizden geldiğince bu politikayı, bu yardım politikasını elbette ki destekleyeceğiz, desteklemeliyiz de çünkü bu bir insanlık durumudur ancak Suriye'nin iç işleri, Suriye'deki iç savaşı körüklemek, sınırları silahlı çetelere açmak, sınırları ne idüğü belirsiz silahlı gruplara açmak ve Türkiye sınırlarını âdeta kevgire dönüştürmek, bu politika ne Türkiye'ye yaradı ne Suriye'ye yaradı ne de Orta Doğu'daki halklara yaradı değerli arkadaşlar. Bizim baştan beri söyleyegeldiğimiz şey, işte, AKP'nin bu tutarsız tutumuydu. Biz "Suriye konusunda siz yanlış yapıyorsunuz." derken, dış politikanızı eleştirirken aslında "Bir gün bizim halkımız da bundan zarar görecek, elbette ki Suriye halklarının da bu iç savaşta zarar görmemesini savunmak bizim insanlık borcumuzdur ama siz bu konuda yanlış yapıyorsunuz." dedik. Keşke Sayın Davutoğlu burada olsaydı da stratejik derinlik politikasının ilk meyvesini böylece görmüş olsaydı.
Sizin "Suriye" dediğiniz olay değerli arkadaşlar, Suriye'deki iç savaş aslında, Orta Doğu'da Orta Doğu politikalarını, Orta Doğu siyasetini bilmekle ilgilidir. Ben, AK PARTİ'nin özellikle dış politikada siyaseti, Orta Doğu siyasetini yeterince kavramadığını, Orta Doğu dengelerini yeterince bilmediğini ve bunun üzerinde yeterince iyi bir siyaset geliştirmediğine inanıyorum çünkü sizin "Suriye" dediğiniz şey aslında tıpkı Türkiye gibi çoğul bir devlettir. Her ne kadar, yüzde 10'luk bir dikta rejimi, bir azınlık rejimi orada hükmediyorsa, esasında Suriye, inançlar bakımından, diller bakımından, etnik yapılar bakımından son derece çoğul, son derece karmaşık bir ülke. Orada çok farklı ülkelerin, çok farklı güçlerin hesapları var. Bu hesapları göz ardı etmeden, bu hesapları göz önünde bulundurmadan Suriye'de yapılacak herhangi bir plan, işte böyle, tıpkı Reyhanlı'daki gibi cezası halkımızdan, sivil insanlarımızdan çıkacak.
Suriye'deki iç savaş konusunda baştan beri Hükûmet yanlış bir yol izliyor. Hükûmetin bu yanlışından bir an önce dönmesini istiyoruz çünkü eğer gerçekten biz Suriye halklarına destek vermek istiyorsak eğer gerçekten Suriye halkının acısına ortak olmak istiyorsak demokratik, özgür, birleşik bir Suriye'yi savunmalıyız; Sünni ya da Alevi ayrımı gütmeksizin, Kürt ya da Türkmen ya da Dürzi ayrımı gütmeksizin bizim Suriye halklarının tamamını kucaklayacak, onların özgür bir Suriye kurmak için, demokratik bir Suriye kurmak için, eşit ve özgür bir Suriye kurmak için mücadelelerini elbette ki destekleyeceğiz, destek olmalıyız. Ancak, bir taraftan Sünni eksen üzerine oturtulan bir dış politika; öbür yandan, örneğin Kürtleri görmezlikten gelmek, Dürzileri görmezlikten gelmek, oradaki gayrimüslimleri, Ermenileri, Asurileri görmezlikten gelmek, böyle bir politika gütmek, işte böyle sonuçlara yol açar değerli arkadaşlar. Şimdi zararını tabii ki bizim yurttaşlarımız görüyor, Reyhanlı halkı görüyor. Bizim yüreğimiz Reyhanlı halkıyla, bizim yüreğimiz, beynimiz Hatay halkıyla birlikte, onlarla dayanışmamızı, halkımızla dayanışmamızı her zeminde, her yerde, her platformda elbette ki göstereceğiz.
Biz de bir grup arkadaşımızı Reyhanlı'ya gönderdik Sayın Bakan, milletvekillerimiz, yönetici arkadaşlarımız Reyhanlı'da dün incelemelerde bulundular, esnafla görüştüler, başsağlığı dileklerinde bulundular, yakınlarını kaybedenleri ziyaret ettiler ama emin olun ki Reyhanlı halkı, Hatay halkı sizin gibi düşünmüyor, sizin söylediklerinizi söylemiyor. Bu nedenle, biraz daha kulağımızı, gözümüzü açıp, Reyhanlı halkını, onun acılarını, Hatay halkını, onların yaşadıklarını anlamaya, onları kavramaya çevirmemiz gerekiyor.
Biraz önce, Sayın Bakan kısa, kuru bilgiler verdi. İşte, 13 kişi yardım ve yataklıktan yakalanmış, 6 kişi -bunları organize edenler- aranıyor, çalışmalar sürüyor, bir taraftan da basına sansür uygulanmış, gerçekler halktan gizleniyor, kimse ne olduğunu bilmiyor doğru düzgün. Ama, Sayın Bakan, bir gerçek var ki orada tam 51 yurttaşımız hayatını kaybetti. Bir gerçek var ki Hatay'da patlayan, Reyhanlı'da patlayan bomba tam da yüreğimizde patladı. Bir gerçek var ki artık biz ne gidenleri çevirebiliriz ne de o bombanın yarattığı travmayı geri getirebiliriz, değiştirebiliriz, insanlarımızın yüreğine su serpebiliriz. Belki de faili olduğu iddia edilen kişileri yakalayabilirsiniz, belki de "şu taşeron örgüt, bu taşeron örgüt" diye açıklamada bulanabilirsiniz ama şunu unutmayın: Yine, bir kez daha, Hatay'daki patlamayı örtmeye, Hatay'daki patlamayı gizlemeye, Hatay'daki patlamada ortaya çıkan politik sonuçları en azından halkın gözünden kaçırmaya uğraşıyorsunuz. Bu, doğru bir yaklaşım değil, gerçekten doğru bir yaklaşım değil.
Şimdi, Sayın Arınç bir açıklama yaptı geçenlerde biliyorsunuz, işte "Halktır, unutur gider." Doğrudur, geçenlerde, sınır kapısında patlayan bombayı şimdi hangimiz hatırlıyor? Halkın başına Roboski'de yağdırılan bombaları, orada yaşamını yitiren insanlarımızı, çocuklarımızı hangimiz hatırlayabiliyoruz? Ama, Türkiye toplumu bu kadar vicdansız değil, bu kadar bilinçsiz değil, elbette ki gerçeklerle yüzleşecek, elbette ki gerçekleri unutmayacak ve elbette ki Reyhanlı'da yitirdiğimiz canlara sahip çıkacak.
Biz, sizi bir kez daha özellikle Suriye politikasını gözden geçirmeye, muhalefetin, halkın sesini daha fazla dinlemeye... Suriye politikasında atacağınız her doğru adımda arkanızda olacağımızı bir kez daha bu kürsüden söyleyerek, şunu ifade etmek istiyoruz değerli arkadaşlar: Suriye halkının bir bütün olduğunu ama aynı zamanda bu bütünün çok farklı renklerden oluştuğunu, farklı inançlardan, farklı kültürlerden oluştuğunu, farklı dillerden oluştuğunu, Kürt'ün de hakkının orada olduğunu, Alevi'nin, Sünni'nin de orada hakkının olduğunu, Ermeni'nin, Dürzi'nin ve diğer bütün azınlıkların, gelecek demokratik Suriye'de, özgür Suriye'de haklarının olduğunu bir an aklınızdan çıkarmayın.
Ve lütfen ve lütfen -tekrar altını çiziyorum- Suriye sınırına bitişik olan bütün illerimiz başta olmak üzere, sınır güvenliğini, halkımızın mal ve can güvenliğini sağlamak üzere bütün tedbirleri alın. Bu tedbirlerin birincisi, hiç kuşkusuz, hiçbir maceraya girmeden, oradaki iç savaşa benzin dökmeden, bir an önce Suriye politikasını gözden geçirin. Doğru yaparsanız, biz muhalefet olarak da arkanızda olacağız; doğru yaparsanız, sizin yaptığınız her doğrunun arkasında olacağız; yeter ki sizler bu konuda, özellikle Suriye konusunda, Suriye meselesinde... Çünkü, artık sizin komşularınızı seçme hakkınız ve lüksünüz yok, bizim böyle bir durumumuz söz konusu değil, Suriye bundan sonra da bizim komşumuz kalacak ama şunu da unutmayın ki orada yaratılan iç savaşta, orada yaratılan travmada, özellikle AK PARTİ iktidarının sorumluluğunun olduğunu da bir an unutmayın, elinizi vicdanınıza koyun ve öyle bir kez daha düşünün. Bir daha "Reyhanlılar" olmaması için, bir daha yurttaşlarımızı böyle bir kanlı iç savaşta, komşumuzda olmasına rağmen içeride yansımalarını görmemek için, AK PARTİ'nin takkesini önüne koyup yeniden düşünmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ekliyorum, buyurun.
NAZMİ GÜR (Devamla) - Özellikle dış politikayı Sayın Davutoğlu'nun, Hükûmetin gözden geçirmesi gerekiyor.
Bu duygularla, bir kez daha, Reyhanlı halkının yanında olduğumuzu, onların acılarını paylaştığımızı... Bütün ölülerimize, orada yitirdiğimiz insanlarımıza, yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz ve bir an önce de yaralıların sağlıklarına kavuşmasını niyaz ediyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)