GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İZMİR MİLLETVEKİLİ AYTUN ÇIRAY?IN AK PARTİ GRUP BAŞKANINA VE DIŞİŞLERİ BAKANINA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:11.10.2012

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Burada konuşan şahıs, başlangıçta bir ifade kullandı, dedi ki?

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - "Şahıs" değil, milletvekili!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Burada konuşan zat başlangıçta bir ifade kullandı, dedi ki: "Yenilmişlik, kaybetmişlik veya kendine güvensizlik duygusunda olan insanlar başkalarına bağırırlar, çağırırlar, baştan sona hakaret ederler." Şimdi dinledim, on dokuz-yirmi dakika konuştu. Bir cümlesinde, akla gelebilecek, akılda kalabilecek zerre kadar fikir kırıntısı yok! (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Sadece hakaret var.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Oraya niye çıktın o zaman, onu söyle!

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Fikir söyle de duyalım!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Düşündüm, ne diyor bu acaba? Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi yüce bir makamda, yüce bir mekânda konuşan bir kişi Türkiye'deki bu vatandaşların izlediği bu konuşmayı? "Acaba milletin karşısında, Türk milletinin karşısında olduğunun farkında mı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyelerinin farkında mı, karşısında olduğunu hissediyor mu?" diye düşündüm. Çünkü baştan sona hakaret; "Acziyetle" diye ifade ediyor, "nankör" diye ifade ediyor. Devamlı acziyet içerisinde bulunan, etrafı âcizlerle dolu insan, başkasını da "âciz" olarak görür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Numan Kurtulmuş yalan mı söylüyor?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi neyi söyledi? Zerre kadar bir şey yok. "Zerre kadar fikir kırıntısı olmayan bir şeyde bu ne yapıyor acaba, kimi eleştiriyor?" dedim, "Herhâlde karşısında bir ayna var, sadece kendisine konuşuyor. Âciz olduğunu anlayabilmek için, nankör olduğunu ifade edebilmek için aynanın karşısına almış kendisini, kendi kendisine bağırıyor." diye düşündüm.

Bir kere, bizim kongremizde Sayın Barzani'yle ilgili "Türkiye seninle gurur duyuyor." diye bir ifade kullanılmadı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İyi alkışladınız, müthiş alkış yaptınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başbakanımız, Mısır Devlet Başkanını uğurladıktan sonra salona girerken oradaki gençlerin Sayın Başbakanımıza yaptıkları bir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Doğru, doğru! Arenadaki rekoru kırdınız orada Barzani'yi alkışlarken!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - ? maalesef başka şekilde algıladılar.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, biraz önce burada kullanılan ifade İç Tüzük'ün 67'nci maddesine göre "kaba ve yaralayıcı söz" tanımına girer.

BAŞKAN - Söz hakkınız var, kullandınız efendim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Başkanlık Divanının gereğini yapmasını rica ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.