GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, öncelikle saygılar sunuyorum.

Sözümüze kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Bu kanunun artık eksikliklerini tamamlamak çok mümkün değil çünkü inat ediyorsunuz. Bir müzakere değil, bir dayatma içerisindesiniz. Yani şunun için söylüyorum: Milliyetçi Hareket Partisi bu kanuna destek vereceğini ilk günden ifade etti, hatta paralel kanun teklifi verdi. Bildiğim kadarıyla söylüyorum, kendi beyanlarını kendileri ifade ederler, Cumhuriyet Halk Partisi de bu kanunla ilgili kanun teklifi verdi ve ilk günden ifade etti ki "Biz bunu destekliyoruz." Gerekçemiz de çok açık, yani yıllara sari ve gerçekten kangren hâline gelen bir sorunun çözümü noktasında, muhalefet partileri olarak biz engelleyici değil, destekleyici bir misyon üstleniyoruz, bir anlayış içerisindeyiz. Ancak eksik çıkmamalı, yani bu uzlaşma heba edilmemeli değerli milletvekilleri. Her defasında temin edemediğimiz bir uzlaşmayı, Sayın Bakan, Sayın Hükûmet heba etmemeli, bir inat uğruna heba etmemeli. Bu kanun eksik çıkıyor.

Bakın değerli arkadaşlar, bu konuyla ilgili daha önce Anayasa Mahkemesinin iptal kararları var, ilan edilmiş gerekçeleri var. Nedir o hadise? Anayasa'nın 170'inci maddesindeki "değerlendirme" kelimesinin bu kanunda da anlaşıldığına Anayasa Mahkemesi "Anayasa'ya aykırıdır" diye hüküm koyuyor. Sizin, şimdi, bu "değerlendirme" kelimesini açmadan, onu yorumlamadan, onu değiştirmeden bu kanunun başına "Orman köylülerinin kalkındırılmaları için 2/B arazilerinin değerlendirmesi"ni yazmanız bir şey ifade etmez çünkü işte bu madde -yani bir anlamda suçüstü yakalanıyorsunuz- bu arazileri orman köylerinin kalkındırılması için değerlendirmiyor, başka kaynaklara aktarmak için değerlendiriyorsunuz.

Şimdi, eğer Anayasa Mahkemesi hukukla hükmedecekse, gerçekten Anayasa Mahkemesi ise dün öyle, bugün böyle demeyecektir. Dün iptal ettiği gerekçeler ortadayken -yani "değerlendirme" kelimesinin "satma" şeklinde anlaşılmasını kendi gerekçeleriyle reddetmiştir ve kanunu iptal etmiştir- şimdi, siz, bu noktada hiçbir şey olmayacakmış gibi "değerlendirme" kelimesine dayalı olarak bir kanun çıkartıyorsunuz ama yaptığınız değerlendirmede elde ettiğiniz gelirleri, Anayasa 170'e tam taban tabana zıt kullanıyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? Buradan kazanılan paraların yüzde 90'ını kentsel dönüşüme aktarıyorsunuz. Yok böyle bir imkân. Bu Anayasa'da yok böyle bir imkân değerli arkadaşlar. Hukuk değişir, Allah kanunu değil ama hukuku hukukun içinde kalarak değiştirmek gerekir. Eğer Türkiye bir hukuk devletiyse? Yani ben size söylüyorum: Biz bu kanunu destekliyoruz ama bu kanun Anayasa Mahkemesine giderse bu gerekçelerle iptal edilir, gelin bunu düzeltelim. Bir irade beyanı olarak söylüyorum: Milliyetçi Hareket Partisi 50 milletvekiliyle size destek vermeye hazır, gelin Anayasa'nın 170'inci maddesindeki "değerlendirme" kelimesini doğru tanımlayalım ve bu 2/B sorununu çözelim. Ama bizim bu uzlaşma beyanımızı da yok sayarak siz "Bizim sayısal çoğunluğumuz var, biz bunu çıkaracağız." derseniz kanunu kanun dışı yollarla değiştirmiş olursunuz. Bu doğru değil değerli arkadaşlar. Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylüyoruz; televizyonlar kapalı, ne şovundayız ne akıl ne laf yarışındayız ama eğer ciddi bir iş yapıyorsak, bana göre, cumhuriyet tarihinin en önemli bir uzlaşmasıyla, böyle, kemikleşen? Biraz sonraki önergelerde bu kanunun uygulanmasından doğacak muhtemel sorunları da burada konuşacağız.

Bilmenin sorumluluğunda, bilginin sorumluluğunda, uygulamadan gelen bir insan olmanın sorumluluğunda sizleri uyarıyoruz: Doğru iş yapalım, düzgün iş yapalım. Sürekli olarak bu Meclisi kanun değişiklikleriyle meşgul etmeye de hakkınız yok, milletin zamanını çalıyorsunuz. Sürekli, yaptığınız kanunları henüz daha uygulamaya başlamadan değiştiriyorsunuz. Türk Ticaret Kanunu'nu birlikte değiştirdik, şimdi uygulamaya başlamadan önce yeniden değiştireceksiniz.

Dolayısıyla, Sayın Bakana, sayın iktidar partisi grubu yönetimine tekrar açık yüreklilikle teklif ediyorum: Gelin bu kanunu doğru düzgün çıkaralım, milletin sorunlarını çözelim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şandır.