GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:11.10.2012

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 28'inci madde üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, hem Komisyon toplantılarında hem de Genel Kurul çalışmalarında herhalde en fazla duyduğumuz cümle sosyal tarafların bir mutabakat içerisinde bu yasa taslağına yaklaştıkları ama doğrusu, bu mutabakatın nasıl ortaya çıktığı, hangi şekilde değerlendirildiği özellikle demin 25'inci maddede verilen gece yarısı önergesiyle de çok net bir şekilde anlaşılıyor. Nasıl bir mutabakat metni ki tamamen işveren lehine, işçilerin, emekçilerin hak ve özgürlük talepleriyle ilgili herhangi bir düzenlemeyi getirmeyen 12 Eylül Anayasası'nın yasakçı ruhunu aynı şekilde düzenleyen bir taslağı içeriyor, bunu anlamakta zorlanıyoruz.

Doğrusu, başından beri yasayla ilgili bütün kaygılarımızı dile getirdik. Örgütlenmeyle ilgili, sendikal örgütlenmeyle ilgili çalışanlara, emekçilere hiçbir hak getirmeyen, taşeron işçilerden tutalım da emeklilere, stajyerlere, çıraklara sendikal örgütlenmeyle ilgili hiçbir hak getirmeyen, sendikaların tüzüğüne kadar, maalesef, dış müdahalelere açık birtakım düzenlemeler getiren, siyasi yasaklara ilgili antidemokratik özü aynı şekilde taşıyan bir yasa taslağında hiç olmazsa mutabakattan bahsetmeyelim. Eğer illaki bir mutabakattan bahsedecekseniz, bunu hiç olmazsa işçi sınıfı için kullanmayın, işveren örgütlerinin, işveren sendikalarının mutabakatı olarak burada söyleyin. Bakın, toplu sözleşmeyle ilgili, bakıyoruz, iş kolu barajı, işletme barajı, iş yeri barajıyla ilgili, işçi sınıfını memnun eden, işçi sınıfının hak ve özgürlük mücadelesine değer katan hiçbir şey yok.

Yine, grev haklarıyla ilgili, tamamen sendikal faaliyetleri ekonomik talepler üzerinde hapseden, sendikaların bu hak ve özgürlük mücadelesinde önemli birer demokratik kurum, önemli birer demokratik mevzi olma gerçeğini göz önünde bulundurmayan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Hak grevi, dayanışma grevi, siyasi grev gibi bütün grev çeşitlerini yasaklayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Tabii, aslında, AKP'nin genel olarak sendikal harekete nasıl yaklaştığıyla ilgili pratiğine bakacak olursak bu şekilde bir yasa taslağından da çok fazla özgürlükçü bir anlayış beklemenin de doğru olmadığı gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Sizin döneminizdedir ki Türkiye'de en büyük memur sendikasına bir gecede yirmi ilde eş zamanlı gece yarısı operasyonları yapıldı, aralarında bu ülkedeki en büyük memur konfederasyonu başkanının da bulunduğu 75 yönetici düzeyindeki sendikacı gözaltına alındı, bunlardan 19'u kadın 55 sendikacı hâlâ cezaevinde tutuluyor. Sizin sendikaya bakış açınız, sendikaya özgürlük tanımınız, demin dediğim gibi, ekonomik taleplerin dışına taşmayan, sendikayı demokratik mücadelenin bir unsuru olarak görmeyen bir anlayıştır. Bakın, sadece, sendikal mücadele içerisindeki eylemlerde ana dilde eğitim, ana dilde sağlık istediği için bugün onlarca öğrenci, maalesef, cezaevlerinde bulunuyor. Bugün Türkiye'nin en iyi üniversitelerine -ilk 500 arasına- giren tıp öğrencileri bile bahsettiğimiz sendikal faaliyetlere katıldığı için, parasız eğitim, parasız sağlık talebinde bulunduğu için, maalesef, cezaevlerinde bulunuyor. Dolayısıyla, özellikle AKP'nin genel olarak sendikal mücadeleye bakışının, sendikaları marjinalize edip toplumsal muhalefetin dışına itmek, kendi çeperindeki yandaş sendikalarla düzenlemek istediği, yürürlüğe geçirmek istediği bütün yasaları geçirmek olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.

Bahsettiğim bu çerçevede, aslında, sendikal özgürlük anlayışınızın, maalesef, bir darbe anlayışının çok da ötesine geçmediğini tekrar belirtmek istiyorum. Özellikle, demin 25'inci maddede geçirmiş olduğunuz gece yarısı önergesiyle sendikal hareketin, sendikal mücadelenin, işçilerin hak ve emek mücadelesinin kolunu kanadını kırmış oldunuz. Bu yüzden, özellikle bu yasa tasarısıyla ilgili sınıfta kaldınız. Bunu belirtmek istiyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.