GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ARDAHAN MİLLETVEKİLİ ENSAR ÖĞÜT VE 28 MİLLETVEKİLİNİN, UYGULANAN GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK POLİTİKALARI İLE ÇİFTÇİ VE ÜRETİCİLERİ SIKINTIYA SOKARAK GÖREVİNİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRMEDİĞİ İDDİASIYLA GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN ÖN GÖRÜŞMELERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:9
Tarih:16.10.2012

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz önerge için şunu ifade etmek istiyorum: En azından bugün Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanını da Mecliste, bu salonda bulmanın mutluluğuyla sözlerime başlamak istiyor ve hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Tarım, Türkiye için, sosyal, ekonomik ve politik bakımdan son derece önemli bir sektördür. Ulusal gelire göre yüzde 9, istihdama yüzde 25 katkı koyan, kırsal alanın hemen hemen tek ekonomik kaynağı olan, doyuran, barındıran bir sektördür. Son on yılda nüfusumuz yaklaşık 8 milyon artarken tarım alanları maalesef dramatik bir şekilde azalmış, bitkisel ürünlerin çoğunda üretim ya gerilemiş ya hiç artmamış. Toplam işlenen tarım alanlarında 2,5 milyar hektar alanımız azalmış, uygulanan talihsiz tarım politikaları nedeniyle hayvan varlığımızda azalmalar ve 1996 yılından beri yasak olan kırmızı et ithalatına da başlanmış olmuş oldu. Tarım, maalesef, değerli milletvekilleri, en istikrarsız sektör hâline geldi. Bu dönemde tarımdaki yıllık ortalama büyüme yüzde 2,2; oysa aynı dönemde ekonomi genelinde yıllık büyüme yüzde 4,6 oranında gerçekleşti. Çiftçilerin büyük bir kısmı enflasyona yenildi. Bunları bu ürün fiyatlarıyla karşılaştırdığımız zaman çok çarpıcı sonuçlar alacağımızı hep beraber görürüz.

Bir ay önce Rize'deydim. Çay üreticisinin yüzde 85'ini oluşturan yaklaşık 5 dönümlük çaylıklarda üretim yapılmaktadır. Yine, oradaki arkadaşlarımızın yapmış olduğu hesaplar neticesi, eğer 175 kuruşluk bir fiyat verilseydi çiftçi ailesi hanesine 990 TL girmiş olacaktı. Türk-İş'in açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre, mayıs ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 925, yoksulluk sınırı ise 3 bin TL idi. Şunu ifade etmek istiyorum: AKP Hükûmetinin açıkladığı 110 kuruş taban fiyat ve 12 kuruş da prim olmak üzere 122 kuruşluk alım fiyatı çay üreticisini açlık sınırının altına itmiştir. Ayrıca bir başka şey daha olmuştur, Sayın Başbakan Rize'de bulunurken ÇAYKUR'daki veya çaydaki işletmelerin özel fabrikalara herhangi bir işlem yapamayacağını ifade etmesinden sonra Rize'de çay bir anda 50-60 kuruşa düşmüştür.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Nerelerde çoğaltabiliriz? Kendi bölgem Bursa'da çoğaltabiliriz. 2002'de mazot 1 lira, biber 50 kuruş; yıl 2012, mazot 4 lira, biber 30 kuruş. Yine aynı şekilde, Bursa'da ahududuyla ilgili şunu söylemek istiyorum: Bir önceki yılda ahududu 4,5 TL ama bu yıl tam ahududunun hasadı zamanında siz 2.300 ton Sırbistan'dan ahududu ithal ederseniz, ahududu üreticisi maalesef dalından toplamaz.

Değerli milletvekilleri, 1980'lerin başından bu yana Türkiye'nin yapısında ve dış ticaretinde büyük değişmeler olmuş, kendi kendine yeten bir ülke olan ülkemiz maalesef son on yılda net ithalatçı konumuna gelmiştir. Türkiye'de meyve ve sebzede net ihracatçı, yağlı tohumlarda da net ithalatçıyız. Tekrar, altını çizerek söylüyorum, meyve ve sebzede ihracatçıyız ama yağlı tohumlarda net ithalatçıyız. Arkadaşlar, 2011 yılında tarım ürünleri ithalatı cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış ve tarım ürünleri dış ticaret açığı 2,3 milyar dolara varmıştır. Son on yıldır buğday ve mısır ithalatına para ödüyoruz. Nasıl ödediğimizi hemen söyleyelim arkadaşlar. Bu dönemde 21 milyon ton buğday ithalatı yapıldı, karşılığında 6 milyar dolar para ödedik. Mısırda, 8 milyon ton ithalatın karşılığında 1,7 milyar dolar ödemişiz. Yani, buğdayımızı, mısırımızı da bu şekilde ithal ettik. Pamukta, sorarsanız, yıllık ithalat 1,5 milyar doları aştı. Yağlı tohum türevlerinde yıllık ithalat 2,5 milyar doları aştı.

Arkadaşlar, şeker pancarında 22 milyon ton olan üretimimiz 16 milyon tona düştü. Peki, Tekelde ne oldu? Yasa desteklemesiyle, son on yıllık dönemde, 500 bin olan ekici sayısı 65 bine, 200 bin hektardan 80 bin hektara, üretimde de 145 bin tondan 52 bin tona inmiş oldu.

Sulama yatırımlarına gelirsek, ülkemizin 8,5 milyon hektar sulanabilir tarım alanlarının maalesef şu anda yüzde 51'i noktasında bir sulama yapıldığını ifade etmek istiyorum ki bu sulamayı da açık sistemle yaptığımızı düşünürsek, kapalı sisteme geçişte, bize, yılların, 50 veya 60'lı yılların gerektiğini ifade etmek istiyorum. Gübre kullanımı zaten azaldı ve azalmaya devam etti. Buradan şuraya geliyorum arkadaşlar: Bu süreçleri dikkate aldığımız zaman, 30 Ekim 2011 tarihli mükerrer Resmî Gazete'de yayınlanan 2012 Yılı Programı'nın 260'ıncı sayfasında şöyle diyor: "Ortaya çıkan işsizlik, yoksulluk ve göç gibi sorunların tarım sektöründeki yeniden yapılandırma sürecinden kaynaklandığı kabul edilmektedir."

Bu ne demektir? Peşinen, 2012 Yılı Programı'nda bu kabullenilmiş demektir. Tüm bu olumsuzlukların sonucu çiftçiler tarımdan kopmaktadır. 2000 yılında tarımdan geçimini sağlayan çiftçi sayısı 7,8 milyon iken, 2011 sonunda 6,1 milyon kişi olmuştur. Yani 1,7 milyon çiftçi tarımdan kopmuştur. 2000 yılında tarımın istihdamdaki payı yüzde 36 iken 2011 sonunda yüzde 25,5'e düşmüştür.

Arkadaşlar, değerli milletvekilleri; Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı hakikaten çok şanslı. Bugüne kadar yanlış tarım politikalarıyla tarımı bitiren Tarım Bakanına yeni bir şans doğmuştur. Bu şans, Yerel Yönetimler Yasası'dır. Yerel Yönetimler Yasası'yla il özel idareleri, il genel meclisleri ve muhtarlıklar kapanmaktadır. 29 ilde, bu durumun neticesinde tarımın istihdamdaki payı çok daha aşağı seviyelere düşmüş olacak ve bu şekilde de belki Avrupa Birliği sürecine, yeni çıkarılan yerel yönetim yasalarıyla bu konu onlara yardımcı olacaktır.

Bursa ile  ilgili iki konuda görüşlerimi ifade etmek istiyorum bir Bursa Milletvekili olarak.

Kasım ayında bir zeytin konusu vardı. Bu zeytin konusunda -Bursa'daki- Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonundaki arkadaşlarla beraber Tarım Bakanlığıyla birkaç defa görüşmemize rağmen, oradaki kuraklık ve gelir düşüklüğüyle ilgili bir adım atamadığımızı, İnegöl ve Yenişehir'deki doluluk oranlarındaki çiftçi zayiatlarıyla ilgili Sayın Tarım Bakanından görüş alamadığımızı, bu konuda herhangi bir yardımı olmadığını ifade etmek istiyorum.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Son tarihte çıkan çiftçilere  -nedir- yatırım, yardım konusu, kredilerin ertelenmesi konusu da faizli olarak çıkmıştır ama o da bildiğim kadarıyla?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözünüzü tamamlayınız.

Buyurunuz.

İLHAN DEMİRÖZ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Evet, bu son çıkan kanunda da ben Sayın Tarım Bakanının çok fazla bir katkısı olmadığını düşünüyorum çünkü bu konuda daha önce bizim bu derece çabalarımıza hiçbir sonuç vermemiştir.

Burada da, kendilerine söz vermiştim, Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'e de buradaki katkısından dolayı teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan, bilirim ki, Tarım Kanunu'yla ilgili, mazotla ilgili konularda görüşlerini ifade edecektir. Orada da yine cevap verme hakkımızın saklı kalması dolayısıyla hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Demiröz.