GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:17.10.2012

NAZMİ GÜR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.

197 sıra sayılı Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısının 36'ncı maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.

Değerli arkadaşlar, hepinizin malumudur ve sık sık bu kürsüde birçok arkadaşımız, milletvekili arkadaşımız Anayasa'nın 90'ıncı maddesini hatırlatırlar ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin bu 90'ıncı maddeyle nasıl iç hukuk hâline dönüştüğünü ve öncelikle uygulanması gerektiğinin altını çizer, ama çok ilginçtir ki her seferinde iktidar Anayasa'nın 90'ıncı maddesi yürürlükte iken ve bir amir hüküm olarak ortada dururken, bunun aksine yasaları önümüze getirmekte ve görüşmektedir.

İşte, şu anda görüştüğümüz ve aslında Türkiye'nin tarafı olduğu ILO sözleşmelerinin tamamı iç hukuk hükmü taşımalarına rağmen ve hazırlanacak bütün bu yasaların, özellikle emek, sendikal haklar alanında hazırlanacak bütün yasaların bu çerçevede hazırlanması gerekirken, tam tersi istikamette yasal düzenlemelere gidilmektedir. İşte, önümüzdeki yasa da Anayasa'nın 90'ıncı maddesine açıkça aykırı olmasına rağmen bu Mecliste görüşülüyor.

Değerli arkadaşlar, ILO sözleşmeleri, emeği, emekçinin haklarını, onun örgütlülüğünü düzenleyen, bizim de tarafı olduğumuz sözleşmelerdir. Buna aykırı düzenlemeler getirilmesi, hiç kuşkusuz Anayasa'nın 90'ıncı maddesine aykırılık olduğu gibi, ILO sözleşmelerine de aykırılık teşkil eder. Ayrıca, Türkiye'de emeğin örgütlü gücü olan sendikaların serbest pazarlık yapma, örgütlenme, kendi iç örgütlülüklerini sağlama, iş kollarına göre örgütlerini ileri götürme konusundaki haklarını âdeta gasp ediyor. Örneğin grev hakkı. Grev hakkı işçilerin temel hakkıdır. Grev hakkı emekçilerin tek silahıdır, işverene karşı, sermayeye karşı kullandıkları tek silahtır. Grev hakkının bu yasayla sınırlandırılması, hiç kuşkusuz sadece ILO sözleşmelerine aykırı değil ve fakat Anayasa'nın 90'ıncı maddesine de aykırıdır. Lokavt hakkının alabildiğine uygulanması sendikaların, sendikal hareketin alanının giderek daraltılması en azından hakkaniyeti, adaleti de ortadan kaldırır.

Değerli arkadaşlar, bu tasarıda sendikal yaşamla ilgili haklar ve emekçilerin temel hakları gasp ediliyor, sendikal yaşamı âdeta alt üst ediliyor. Değişik iş kollarındaki sendikal örgütlülüğü yok ederek bir bakıma "yandaş", başka bir deyişle "sarı sendikaların" oluşumunu âdeta teşvik ediyor. Biz, ne bu yasayla ne bu yasal değişiklikle Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye olarak en azından işçi hakları açısından, sendikal örgütlülük açısından bir ilerleme kaydetmiş olmuyoruz.

Yine değerli arkadaşlar, özellikle sendikal örgütlenme, serbest pazarlık ve toplu iş sözleşmesi konusunda da bu yasayla ciddi bir daralma, ciddi bir gasp söz konusu. Bu konuda da umarım Hükûmet muhalefetin gerekli değişiklik önergelerini dikkate alır, işçilerin haklarını ve özgürlüklerini gasbetmekten vazgeçer.

Yine değerli arkadaşlar, emek tehdit altında, emekçilerin örgütlenme özgürlüğü tehdit altına giriyor ve bu yasayla ciddi biçimde tehdit edilmektedir. Özellikle bu yasanın ILO sözleşmelerine, Avrupa Sosyal Şartı'na ve Avrupa Birliği standartlarına aykırı olduğunu belirtmek istiyoruz. Biz, parti olarak ILO sözleşmelerinin, Türkiye'nin tarafı olduğu bütün sözleşmelerin, sözleşmeye uygun olmayan bu tasarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. İşçi haklarıyla, işçi ve emekçi örgütleriyle dayanışmamızı bir kez daha buradan dile getiriyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gür.