| Konu: | TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 17.10.2012 |
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tam, bir, Bakanlığın da aslında sınav maddesiydi. Özellikle de üzerinde durduğumuz bir madde. Çünkü referandumda bol bol "billboard"lara, "Grev önündeki engellerin kaldırılması için `Evet' deyin." denmişti ve Anayasa'nın bununla ilgili düzenlemesinde daha önce yasaklar vardı: Genel grev hakkı, dayanışma grev hakkı, hak grevi hakkı. "Bu yasaklar kaldırıldı." deniliyor. Şimdi ise, kanunda bunlara sınırlamalar getiriliyor. Bizim talebimiz ne? Anayasa'da daha önce oyladığımız ve "İşte bunlar önemli reform." dediğiniz Anayasa değişikliğinin burada yer bulmasını istedik, önerimiz bu. "Önemli sınav" dediğimiz böyle bir sınav noktasıydı. Burada da görülüyor ki ne Anayasa ne diğer mutabakatlar, bunların hiç birisinin dikkate alınmadığını buradan görüyoruz.
Şimdi, bir şey düşünün değerli arkadaşlar, hak grevi. Ne hak grevi? Toplu iş sözleşmesi yapmışsınız bir yerde, altına imza atılmış, atılan imzadan sonra işveren o toplu sözleşmeyi uygulamıyor. Şimdi ne yaparsınız bunun karşılığında, bunu caydırmak açısından? En temel olan hakkınızı kullanmak istersiniz ve buradan yola çıkarsınız. İşte, diğer ücretler ödenmiyor. İşte, var birçok iş yeri, bugün arkadaşlar burada örnekler verdiler. Bu verilen örneklerde de görüldüğü gibi iki ay, üç ay işçilerin parasını ödemiyor işveren. Buradan bir hak grevi hakkınızın doğması kadar önemli bir şey var mıdır? Yani, üç ay, dört ay işçiler doğal gaz parasını ödeyemiyor, telefon parasını ödeyemiyor, kömür parasını ödeyemiyor, eve yiyecek götüremiyor ama buna karşılık caydırıcı olabileceği bir grev hakkının kullanımında böylesi bir engel ortaya konulmuş oluyor. Tabii, diğer birçok alanda yasaklar var. Şu anda birçok alanda grev yasakları daha önce Hava-İş kolunda getirildi, şimdi finans sektörü için yeni birtakım düzenlemeler var. Finans sektöründe de yasakların devam edeceği bir sürece doğru Türkiye gidiyor.
Dolayısıyla, bugün bizim yaptığımız öneride, hem Anayasa değişikliğine uygun olarak, onun ruhuna, özüne ve referandumda öğünerek söylediğiniz "İşte önemli Anayasa reformu" diye toplumun önüne koyduğunuz değişikliğe uygun bir yasa önerisi. Bu yasa önerisi dahi dikkate alınmıyorsa o zaman bir tutarlılık yok demektir. Burada tam bir tutarsızlık örneği bu yasada ortaya konulmuştur.
Dolayısıyla, bizim talebimiz, hem menfaat grevinin hem genel grevin hem de hak grevinin bu anlamda Anayasa'da öngördüğü değişiklikleri yapmaktır. Bu, aynı zamanda ILO'nun temel şartlarından bir tanesidir. Bu, aynı zamanda Avrupa Sosyal Şartı'nın gereklerinden bir tanesidir. Bunlar olmazsa grev hakkı tanımı yerine oturmaz ve "Grev hakkı vardır bizim ülkemizde." diye fiyaka yapma hakkınız olmaz. Bunun için grev hakkının önündeki bu engel durduğu sürece çalışanlar açısından grev hakkının kullanımının caydırıcı unsuru ortadan kalkmış olur. Grev bir amaç değildir, araçtır ama hak kaybına uğrayan işçiler bu hakkı kullanamadığı zaman böyle bir hakkın öznesi ortadan kaybolmuş olur. Bizim önerimiz bu açıdan değerlendirilmelidir, önemli bir sınavdır. Bugün "Hayır." deseniz bile yarın bir tekriri müzakereyle -ki öyle anlaşılıyor, çünkü bütün önerilerimiz reddediliyor- en azından Anayasa'nın ruhuna uygun bir yaklaşımı bir kez daha bu kürsüden ifade ediyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çelebi.