| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 19.12.2012 |
BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; üzülerek bir şeyi söyleyeyim: Yani bu olup bitenleri?
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Özür dileyin önce.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Lütfen yerinizde oturun yani geldiğiniz günden bugüne kadar sürekli oradan laf atıyorsunuz.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Siz de bardak atıyorsunuz.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, böyle olmasını istemezdik.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Özür dileyin önce.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ben burada çıktım konuştum. İyi bir maraton geldi geçti, iyiydi, eksiklikleri vardı, yetersizlikleri vardı; bunları eleştirdim ve sizleri vicdana davet ettim, ben şiddete davet etmedim. Döndüm size dedim ki: "Bu akşam gidin, anne olarak, baba olarak evinize gidin, başınızı bir yastığa koyun; eşinize ve çocuklarınıza bakarak, Uludere'deki annenin, babanın ve çocukların ruh hâlini düşünerek lütfen bir gece geçirin." dedim ve "Bir empati yapın." dedim. Bu empatiyi yapabilirseniz sorunlarımızı çözebiliriz. Bakın, Sayın Bülent Arınç bir empati yaptı ve bu empati doğru bir empatidir, insanların neden dağlara sığındığının bir empatisiydi, bunu söyledim.
Ama grup adına çıkıp konuşan? Bizi iyi tanır, bilir. Bakın, kendisi? Uzun yıllar birlikte siyaset yapmışız, evimizin kapısını kendisine açmışız.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Uzun yıllar değil.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Evimizin kapısını açmışız.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Biz de kapımızı açmışız.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Böyle bir hukukumuz var. Eşimiz ve çocuklarımız ona hizmet etmiştir, burada hizmet etmiştir, Muş'a gittiklerinde hizmet etmiştir?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bizimkiler de hizmet etmiştir.
SIRRI SAKIK (Devamla) - ?ve bir şey söyleyeyim, bakın, bir şey söyleyeyim size?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bir Kürt bunu söylemez.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bir dakika? Sen? Kürtlükle hiçbir alakan yok. O tarafa?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sen Kürtsen ben değilim.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Sen bırak?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Benden özür dileyeceksin.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, sen aslında bizim günahımızsın, sen bizim günahımızsın.
BAŞKAN - Arkadaşlar?
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, bakın?
Sayın Başkan, lütfen, rica ediyorum.
BAŞKAN - Arkadaşlar? Sayın Metiner, lütfen, rica edeyim?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Lütfen ama özür dilesin.
BAŞKAN - Dinleyelim? Dinleyelim efendim, dinleyelim.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Kürsüde bir milletvekiline "adi", "lan" demek temiz dille konuşmak mıdır Sayın Başkan?
BAŞKAN - Şimdi, burada? Sayın Metiner, burada başka laflar da var. Lütfen, dinleyin şimdi ve?
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, Sayın Başkan, bu parti, Barış ve Demokrasi Partisi bugün neyi savunuyor idiyse HADEP döneminde, HEP döneminde, DEHAP döneminde aynı şeyleri savunuyordu. Bu, Sayın Mehmet Metiner gelip bizim partimizde? Murat Bozlak -şu anda yok- HADEP Genel Başkanıydı, Mehmet Metiner de yardımcısıydı. Vallaha o gün?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sen kimin yardımcısıydın?
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ben de aynı alandaydım.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sen de benim yardımcımdın.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Tamam, senin yardımcındım. Bravo sana, işte onu söylüyorum. [CHP sıralarından "Helal olsun Metiner" sesleri, alkışlar(!)]
Şimdi, bakın, aynı partide, aynı mücadele, aynı inançlar için mücadele etmişizdir ve şimdi bir partide ve o günden bugüne kadar bu partinin politikalarında bir değişiklik olmadı; HEP niye kapatıldıysa bellidir nedenleri, DEP nasıl kapatılmışsa nedenleri bellidir, HADEP nasıl kapatılmışsa, DEHAP nasıl kapatılmışsa ve bugün BDP o mirası omuzlayarak gidiyor ve siz geldiğinizde o düşünceleri bilmiyor muydunuz? O partiyi tanımıyor muydunuz? O partinin ne olduğunu bilmiyor muydunuz? Biliyordunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - İnandığın şeyleri söylemiyorsun Sırrı Sakık.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, bakın ben -siz beni iyi tanırsınız- hayatım boyunca şiddete övgü yağdıran bir vekil değilim, şiddete maruz kalmış bir insanım, şiddete maruz kalmış bir ulusun evladıyım ve o ulusun demokratik ve özgürlük mücadelesini sürdürüyorum, bedeli ne olursa olsun onu sürdürüyorum.
Siz dönüp diyorsunuz ki, bakın, bize cevap: "Efendim, PKK'nin yarattığı Uludereler..." Yani, PKK Uludere yarattıysa devletin de Uludere yaratma, intikam alma gibi bir hesabı kitabı var mı? Hukuk devletinde bunu nasıl savunabilirsiniz? Ve siz, çıkıp bize diyorsunuz ki: "Kürt Baasçılığı, Kürt faşizmi." El vicdan ya! Ezilen bir halkın çocuklarıyız. Senin annen, baban da belki hâlen Türkçe bilmiyorlar, onların da hak mücadelesini veriyoruz. Yani, bizim mücadelemiz bir ulusun uğradığı bütün zulme karşı bir dik duruştur. Bedeli ağırdır, bedeli ödüyoruz. 10.000 insan tutukluyorsunuz, adına "faşizm" demiyorsunuz. "Kürt halkı" dediğimiz için buna "faşizm" diyorsunuz. Aslında faşizmin en büyüğü, en daniskası sizin politikalarınızdır.
Ben aslında çok fazla bir şey demeyeceğim. Geçmişten bugüne kadar padişahların da çok böyle dalkavukları olurdu.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Şimdiki dalkavuklar kim, onları söyle de biz de duyalım.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Sürekli alkışlarlardı, "Padişahım çok yaşa!" derlerdi ama hiçbir padişah o alkışlarla çok yaşamadı.
Sen aslında bizim günahımızsın, HADEP'in günahısın. Sen, en sonunda AKP'nin bir günahısın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Sakık.