GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASI (2/11)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkanın da ifade ettiği gibi İç Tüzük'ün 37'nci maddesi uyarınca uzun bir süre önce verdiğim Orman Kanunu'nun 40'ıncı maddesindeki değişiklikle ilgili, konu Genel Kurul gündemine gelmediği için, bu konuyu bugün burada gündeme taşımak için bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, Orman Kanunu'nun 40'ıncı maddesindeki değişikliği veriş amacımdan  kısaca bahsettikten sonra diğer hususlara değinmek istiyorum. Orman Kanunu'nun 40'ıncı maddesinde vahidi fiyat yani birim fiyatı uygulaması düzenlenmiş ancak bugüne kadar bu birim fiyat uygulamasının belirlenişinde objektif bir kriter getirilmemiş, bir de elde edilen kârın dağıtımı noktasında orman köylüsü maalesef zor durumda bırakılmış. Bu eksikliği giderebilmek için böyle bir yasa teklifi verdim.

Değerli milletvekilleri, belki biliyorsunuz belki bilmiyorsunuz ancak Türkiye'de en çok kâr eden kamu kurumlarından bir tanesi hiç kuşkusuz Orman Genel Müdürlüğü. Özellikle 2004 yılından bu yana devlete vergi verme anlamında, Kurumlar Vergisi anlamında her zaman Türkiye'de ilk on arasına girmiş Orman Genel Müdürlüğü ancak işin diğer tarafına bakıyoruz, Orman Genel Müdürlüğü bu kârı on yıldır veya daha uzun süredir işi yapan orman köylüsüyle paylaşmamış. Şimdi rakamlar üzerinden size somut bir örnek vereceğim.

Benim seçim bölgem olan Bolu'da orman köylüleri yaz çekimi olarak ortalama metreküp başına 55 lira civarında ücret alıyorlar, kış çekimi için de yaklaşık 65-70 lira civarında ücret alıyorlar. Orman işi çok meşakkatli iştir, yapan bir arkadaşınız olarak anlatıyorum. Ormanda ağacı keseceksiniz, sonra bu ağacı soyacaksınız, sonra araçlara yükleyip depoya teslim edeceksiniz, karşılığında 55 lira alacaksınız, dünyanın en pahalı mazotunu kullanarak bunu yapacaksınız. Sizin 55 liraya teslim ettiğiniz emvali Orman Genel Müdürlüğü depodan 300 liraya satacak ve bu  kârı sizinle paylaşmayacak. Şimdi ben bu eksikliği bir vicdan sahibi milletvekili olarak içime sindiremediğim için bu yasa teklifini getirdim. Teklifte şunu  söyledim: Bir, vahidi fiyat orman işletme müdürlerinin veya bölge şeflerinin inisiyatifine bırakılmasın. İkincisi, elde edilen bir kâr varsa bu paylaşılsın. Bir yıl önce dedim ki yasa teklifinde: Bir yıl önce Orman Genel Müdürlüğü emvali depodan kaça sattı, 300 liraya mı? Bunun en azından yüzde 50'sini orman köylüsüne teklif etsin dedim, yüzde 20'sini de masraflar için peşin olarak ödesin dedim. Teklifin özü budur arkadaşlar.

Ancak, tabii, ben bu yasa teklifini verdikten sonra Sayın Orman ve Su İşleri Bakanımızla da görüştüm. Üzülerek ifade ediyorum ve size de şikâyet ediyorum: Orman ve Su İşleri Bakanımız su işlerinden ne kadar anlıyor, tartışılır ama tartışılmayacak bir şey var, Orman Bakanımız orman işlerinden hiç anlamıyor. Sayın Başbakanın "ustalık kabinesi" dediği kabinede yer alan ve ormanlardan sorumlu Bakan "Orman köylüsünün hiç sorunu yok, nereden çıkarttınız bunu?" diyecek kadar da ileri gidiyor.

Bakın, ben size bir çağrıda bulunuyorum: Sayın Başbakanımıza geçmiş olsun diyorum, zannediyorum çalışmayı evinden izliyor. Orman Bakanıyla bizi bu hafta sonu göndersin Bolu'ya, Kastamonu'ya.... Herhangi bir orman köyüne gidelim, orman köylülerini toplayalım, diyelim ki: "Sizin sorununuz var mı?" Eğer "Allah razı olsun, hiçbir sorunumuz yok. Hükûmetimizin yaptığı uygulamalardan memnunuz, verdiği paradan memnunuz." diyorlarsa, işte ben milletvekili mazbatasını yırtıp sineyimillete dönmeye hazırım. Ama tersini söylerlerse, Sayın Başbakan Sayın Bakanı o koltuktan indirecek mi? Bunu da gerçekten merak ediyorum.

Efendim, son bir cümle daha etmek istiyorum izin verirseniz: Orman köylüsünün bir diğer sıkıntısı da dikiliden yapılan satışlar. Bu tamamen yandaş müteahhitleri, taşeronları kayırmak için AKP döneminde yaygınlaştırılmış bir uygulama ve Orman Genel Müdürü birkaç gün önce Bolu'da diyor ki: "Bunları yüzde 55'e çıkartacağız, yüzde 60'a çıkartacağız." Yani anlamı ne biliyor musunuz bunun? Ormandan birilerini zengin edeceksiniz, bugüne kadar ormanın sahibi olan orman köylüsünü müteahhidin işçisi hâline getireceksiniz. Bunu hiçbir vicdan kabul etmez. Bunu da Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin dikkatine sunuyorum.

Bir diğer konu da orman muhafaza memurları. Şu anda 5 bin tane orman muhafaza memuru var. Bunun 1.500 tanesi diğer kurumlardan, havuzdan gelmiş. Ancak orman muhafaza memurları haftanın altı günü çalışıyorlar ve yirmi dört saat esasına göre çalışıyorlar, hiçbir sosyal güvence de yok. Diğer kolluk kuvvetlerine tanınmış haklar da orman muhafaza memurlarına tanınmamış. Bununla ilgili de hemen bir yasal düzenleme yapılması gerekir diyorum. Teklifim konusunda da bütün grupların destek vermesini, orman köylüsü adına sizlerden talep ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)