GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUP ÖNERİSİNDE
Yasama Yılı:3
Birleşim:104
Tarih:15.05.2013

REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Reyhanlı'da yaşadığımız korkunç katliamı gerçekleştirenleri bir kez daha şiddetle kınıyor ve lanetliyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Olay esnasında bölgedeydim ve patlamadan kısa bir süre sonra olay yerine geçtim. Reyhanlı'da gördüğüm manzara tüyler ürperticiydi. Etrafa savrulan yanmış cesetler, yıkılan binalar, paramparça olmuş araçlar ve kulakları sağır eden ağıtlar; terörün çirkin yüzü bütün çıplaklığıyla ortadaydı. Gördüğüm manzara, Bağdat'ta, Afganistan'da, Şam'da, Pakistan'da, Gazze'de yaşanan terör saldırılarında ortaya çıkan manzaralardan pek farklı değildi.

Hatay bir barış ve kardeşlik şehridir. Bu terör saldırısı, bölgenin birlik ve beraberliğine, barış ve kardeşlik ortamına yönelik gerçekleştirilen bir saldırıdır. Bu saldırıyı gerçekleştirenler, ilimizin huzurunu bozmayı ve ülkemizi Orta Doğu bataklığına sürüklemeyi hedeflemektedir.

Hatay halkı Sünni'si, Alevi'si, Hristiyan'ı, Ermeni'siyle, Türk'ü, Arap'ı, Kürt'üyle bugüne kadar bu güzel topraklarda kardeşçe, birlik ve beraberlik içerisinde yaşamıştır, bundan sonra da böyle yaşayacaktır. Hiç kimsenin gücü halkımız arasındaki bu güçlü bağları koparmaya ve kardeş kavgası yaratmaya yetmeyecektir. Hatay halkı her zaman barıştan yana olmuş, bilinçli ve sağduyulu bir halktır. İki yıldır bölgemizde yaşanan bütün ekonomik ve sosyal sorunlara rağmen hiçbir zaman sağduyusunu kaybetmemiştir. Hatay halkı bir bütün olarak bu saldırıya karşı tepkisini ortaya koymuş ve Reyhanlı halkımızın acılarını en derin bir şekilde hissetmiş ve dayanışmanın en güzel örneğini göstermiştir. Bu duruşundan dolayı Hatay halkına şükranlarımı, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Reyhanlı, cumhuriyet tarihimizin en şiddetli terör saldırısına maruz kalmıştır. Bu acı günde Reyhanlı halkı Sayın Başbakanı da yanında görmek isterdi, ancak Obama'nın yanına gitmeyi tercih etti. Tarih bunu mutlaka not edecektir.

Reyhanlı olayı, Hükûmetin iki yılı aşkın süredir izlemiş olduğu yanlış Suriye politikasının bir sonucudur ve bu olayın siyasi sorumlusu Hükûmettir. Aslında Reyhanlı'da patlayan, Hükûmetin Suriye politikasıdır. Hükûmet izlediği yanlış dış politika sonucunda sınır bölgelerinde inisiyatifi kaybetmiş, inisiyatif silahlı grupların eline geçmiştir.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz Suriye'deki olayların başlamasıyla birlikte sürekli olarak Hükûmeti uyardık ve izlenen politikanın bölgeyi kaosa sürükleyebileceğini ifade ettik. Gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını istedik, savaşa karşıyız dedik, kimse ölmesin istedik ve bu nedenle, izlenen yanlış dış politikadan derhâl vazgeçilmesini istedik. Ancak, Hükûmet, emperyalist güçlerin büyük Orta Doğu politikasına hizmet etmeyi tercih etmiştir.

Reyhanlı halkı, Hatay halkı, Kilis, Gaziantep, Urfa halkı barış ve güven ortamı içinde yaşamak istiyor. Çocuklarını güvenli bir şekilde okula göndermek istiyor. Çalışmak, evine ekmek götürmek istiyor. Bombaların, silahların gölgesinde yaşamak istemiyor. Hükûmet, bölge halkının bu talep ve özlemlerini derhâl dikkate almalı ve gerekli önlemleri almalıdır. "Suriye'de zulüm var, diktatörlük var." diyerek "cihat" adı altında kırk ülkeden militan getirtip cebine para, eline silah vererek Suriye'ye savaşmaya göndermek, Suriye halkının talebi değildir. Sizin yaptığınız budur, bunun adı teröre destek vermektir. Terörün dini, dili, ırkı, mezhebi olmaz; terör terördür, nereden ve kimden gelirse gelsin kınanmalı ve lanetlenmelidir. "Benim teröristim iyidir." anlayışı asla kabul edilemez. Eğer biz teröre karşı isek, ülkemizde terör saldırısı olduğu zaman nasıl üzülüyor ve tepki gösteriyorsak, Şam'da, Halep'te, Bağdat'ta, Gazze'de, Tel Aviv'de, New York'ta ve dünyanın diğer şehirlerinde olduğu zaman da aynı üzüntüyü duymalı ve tepkimizi ortaya koymalıyız.

Değerli milletvekilleri, biz, ne radikal köktenci silahlı gruplardan ne de Suriye yönetiminden yana bir tavır içindeyiz. Biz, ezilen, kuşatılan, bombalanan, çocukları öldürülen, aç bırakılan, kadınları tecavüze uğrayan, şehirleri, evleri, fabrikaları yakılan ve yağmalanan Suriye halkının yanındayız. Biz, geleceği çalınan, antiemperyalist saldırıya karşı direnen ve işgale karşı direnen mazlum Suriye halkının yanındayız.

Hükûmet tamamen mezhep eksenli bir dış politika yürütmektedir. Mezhep üzerine inşa edilen bir dış politika iflas etmeye mahkûmdur ve iflas etmiştir. Bu nedenle bütün komşularıyla düşman bir ülke hâline geldik. "Suriye'ye özgürlük ve demokrasiyi götüreceğiz." dediniz ama Suriye'ye kan, gözyaşı, ölüm ve yıkımdan başka bir şey götürmediniz.

Değerli milletvekilleri, bakın, son bir yılda sınırlarımızda yaşadığımız olaylardan bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Tarih 17 Temmuz 2012: Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapısı konaklama tesislerinde kurulan konteynır kentte kalan Suriyeliler ayaklandı. Polislere ve idari binalara saldırdı, konteynırları ateşe verdi; idari binaların camları kırıldı, olaylarda 1'i şube müdürü, 4 polis yaralandı.

Tarih 22 Haziran 2012: Malatya'dan kalkan keşif uçağımız Hatay'ın güneybatısında Akdeniz açıklarında düşürüldü, 2 pilotumuz şehit oldu.

Tarih 20 Temmuz 2012: Suriye'nin Türkiye'ye açılan Babel Hava Sınır Kapısı'na yönelik silahlı terör saldırısı gerçekleştirildi. Sınır kapısına saldıran silahlı gruplar, gümrük kapısında gümrükleme işlemi için bekleyen Türk tırlarını, 50'ye yakın Türk tırını yaktı ve talan etti.

Tarih 3 Ekim 2012: Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine düşen, nereden geldiği belli olmayan top mermisi neticesinde 1 anne 4 çocuğuyla hayatını kaybetti, 2'si ağır 10 kişi yaralandı.

Tarih 11 Şubat 2013: Cilvegözü Sınır Kapısı'nda büyük patlama; 4'ü Türk vatandaşı, 13'ü Suriyeli, toplam 17 kişi hayatını kaybetti. Olayı kapatmaya çalışıyorlar.

Tarih 13 Şubat 2013: Güvenlik birimleri, Gaziantep ve Hatay'da patlayıcı üretilen 11 evi saptadı. Hatay'ın Belen ilçesinde Suriyeli muhaliflerin kaldığı kiralık evde 300 kilonun üzerinde TNT ele geçirildi.

Tarih 2 Nisan 2013: Akçakale Sınır Kapısı'ndan girmek isteyen 100'ün üzerindeki Suriyeliye izin verilmeyince Özgür Suriye Ordusuna mensup militanlar gümrükteki binalara saldırmış, rastgele ateş açarak 1 polis memurumuzu, Ferhat Avcı'yı şehit etmiş, 4'ü asker, 11 vatandaşımızı yaralamıştır.

Tarih 22 Nisan 2013: Hatay, Adana ve Mersin kiliselerinin de bağlı olduğu, merkezi, Suriye'nin başkenti Şam'da bulunan Ortodoks kilisesine mensup 2 Hristiyan din adamı, kozmopolitan, Hatay'dan Suriye'ye geçtikten kısa bir süre sonra Suriye'deki radikal, köktenci silahlı gruplar tarafından kaçırılmıştır, şoförleri öldürülmüş ve hâlâ bu 2 din adamından haber alınamamaktadır.

Tarih 30 Nisan 2013: Hatay'da Alevi din adamı Şeyh Ali Yeral'ın evine girilmiş, evi dağıtılmış ve "Seni yakacağız." yazılı tehdit mektubu bırakılmıştır. Mezhepsel gerginlik ve çatışma ortamı yaratmak isteyen failler hâlâ yakalanamamıştır.

Tarih 8 Mayıs 2013: Suriyeli muhalifler tarafından Türk Bayrağı'nın yakıldığı iddiası üzerine halk sokağa döküldü. İlçe halkıyla Suriyeli sığınmacılar karşı karşıya geldi. Bu olaylar neticesinde araçlar yakıldı, emniyet binası, belediye binası halk tarafından basıldı. Büyük bir felaketin eşiğinden dönüldü.

Ve tarih 11 Mayıs 2013: Reyhanlı ilçesinde belediye ve PTT binaları önünde bomba yüklü araçlarla terör saldırısı gerçekleştirildi. Patlama neticesinde 51 vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzlerce vatandaşımız da yaralandı.

Değerli milletvekilleri, izlenen yanlış dış politika sınır illerimizde ayrıca büyük sıkıntılara yol açmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

REFİK ERYILMAZ (Devamla) - Bakın, 800...

Peki, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)