GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

BDP GRUBU ADINA MURAT BOZLAK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 82 sıra sayılı Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerinde konuşmak üzere Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarıyla ilgili söz alıp gruplar adına konuşan tüm arkadaşlarımı dikkatlice dinledim. Yasanın özüne karşı kimse durmuyor. "Bedelli askerliğe karşıyım, bu yasa geri çekilsin, bu tasarı geri çekilsin." diyen hiç kimse yok, ama neye itiraz var: Yaş sınırına itiraz var, otuz yaşa itiraz var, 30 bin liraya itiraz var, bir de temel askerlik hizmeti yönünde bir itiraz var. Bu, şunu gösteriyor: Bedelli askerlik yasasının çıkmasına Meclis bütün gruplarıyla birlikte hemfikir. Şimdi, haklı olarak hem bizim grubumuzun hem diğer gruplar adına söz alan arkadaşlarımızın bu yasanın kimi maddelerine karşı itirazları var ama gördüğüm bir şey var: AKP, sayısal çoğunluğuna dayanarak komisyonlardan gelen yasa tekliflerini veyahut da tasarılarını, noktasına, virgülüne dokundurtmadan aynen geçiriyor dolayısıyla bize kalan da sadece düşüncelerimizi belirtmek ve bu konudaki düşüncelerimizin kayıt altına alınmasını sağlamaktır.

Şimdi, kanun tasarısını ben inceledim. Tasarıda gerekçede aynen şu söyleniyor, deniliyor ki: Bundan önce 3 tane bedelli askerlik uygulaması yapıldı, bu 4'üncüsü. Bundan önceki 3 bedelli askerlik uygulamasının 2 tanesini hükûmetler ihtiyaçtan dolayı getirdiler yani bakaya durumuna düşmüş, yoklama kaçağı veyahut da saklı durumunda olan yüz binlerce genç, askerlik görevini yapamaz duruma gelince, askere gitmeyince bir ihtiyaç doğuyor ve o ihtiyacın karşılığında da 2 kez bedelli askerlik uygulaması yapılıyor. Üçüncüsü ise para toplamak için yapılıyor.

Gerekçeyi okuyun değerli milletvekilleri. Bu yasanın da gerekçesi, bedelli askerliğin getirilmesi yine para toplamaya ilişkin. Açık, net, gerekçede bu belirtiliyor. "İhtiyaç var." denilmiyor, "Bu ülkede vicdani ret hakkı yok. Askerde bulunan gençler kadar bir sayı genç de şu an için kaçak durumunda. Bunu düzeltmek için biz bu tasarıyı getiriyoruz, bu yasayı getiriyoruz." denilmiyor "Para toplayacağız." deniliyor. Parayı nereye harcadıklarını da tasarıda açıkça belirtiyorlar. Geçen sefer, Marmara depremi için harcanmış, şimdi de Van'da deprem var ama Van depremi için bedelli askerlikten dolayı gelecek gelirden herhangi bir para ayırt edilmiyor.

Ben, AKP'nin, bu Hükûmetin bu yasayı getirirken sanki devleti değil de hükûmet bir şirketi idare ediyormuş mantığından hareket ettiğini düşünüyorum. Eğer siz, şirket mantığıyla davranırsanız azami parayı vatandaştan nasıl alabilirim gerekçesiyle, kararlılığıyla hareket edersiniz, işte o zaman da fakir fukara demeden herkesi zengin zannedersiniz, herkesi bizler gibi 14-15 bin lira maaş alan insanlar olarak görürsünüz, onlardan da bu parayı almayı istersiniz, talep edersiniz. Yani işçiyi düşünmezseniz, asgari ücretle çalışan insanları düşünmezseniz o zaman da miktarı istediğiniz seviyede tutabilirsiniz. Ben bu gerekçeye katılmıyorum. Bu gerekçeden ziyade, biz, grup olarak bunun bir ihtiyaç hâline geldiğini düşünüyoruz. Vicdani ret hakkı ülkemizde tanınmıyor. Ayrıca askerde bulunan gençler kadar da gençlerimiz şu an için askere gidemiyorlar, bekliyorlar. Onların sorunlarına çözüm olsun diye bir ihtiyacı karşılamak, gidermek amacıyla grubumuz bu tasarıya olumlu yaklaşmaktadır.

Şimdi bu genel belirlemeyi yaptıktan sonra, özellikle üzerinde söz aldığım 1'inci maddeye ilişkin görüşlerimi belirtmek istiyorum. 1'inci madde de üç tane yeni düzenleme yapılıyor, üç tane değişiklik getiriliyor. Birinci değişiklik, 5.112euro olan dövizli askerlik bedeli 10 bin euroya çıkarılıyor ve gene 7.668 euro olan dövizli askerlik bedeli de 10 bin avroya çıkarılıyor. Bu maddeyle öngörülen ikinci değişiklik, "'euro' yerine `avro' diyelim." deniliyor, değişiklik buna ilişkin. Üçüncü değişiklik de temel askerlik eğitimi kaldırılsın isteniliyor.

Değerli arkadaşlar, yurt dışında birçok akrabası olan bir arkadaşınızım. Sizler de elbette ki yurt dışına gitmişsinizdir, belki birçoğunuz lüks otellerde kalıyorsunuz ama ben gittiğim zaman o işçilerin evlerine çok da misafir oldum. Gittiğimiz yerlerde, adam, çok düşük bir ücretle çalışıyor, milyonlar kazanmıyor, 1.200-1.300 avro bedelle çalışıyor ve çoğu genç de işsiz durumdadır, iş yeri olan insan sayısı çok azdır. Evine gittiğinde üç odası varsa, bir odada oturuyorsa iki odanın elektriğini kapatıyor. Üç odalı evinde eğer bir odada oturuyor ise o odanın sadece kalorifer peteğini açıyor ve gezmiyor, dolaşmıyor, yemiyor, içmiyor, kendinden fedakârlık yapıyor ve o fedakârlık içerisinde 3-5 kuruş biriktirmeye çalışıyor. Orada, düşünün, bir ev kirası 700 avro, yani Avrupa'da hangi ülkeye giderseniz gidin ortalama 700 avro ev kirası veriyorsun, geride kalıyor işçiye, çalışıyorsa, işi varsa, 500 avro. Şimdi, biz dönüp dolaşıyoruz, diyoruz ki: "Bu yurt dışında çalışan kardeşimiz bize verdiği 5.112 avronun yerine 10 bin avro versin. Nereden getirecek bunu? Bu adam keyfinden gitmedi, burada yokluktan çıkmış gitmiş, işsiz olduğu için gitmiş, Avrupa'da iş sahibi olabilmek için, çoluk çocuğunu geçindirebilmek için buradaki malını mülkünü satmış, kendisine yol parası yapmış gitmiş. Şimdi, bunun 5.112 euro olan ücretini 10 bin euroya çıkardığınız zaman, onlara iyilik yapmış olmuyoruz. İşte bu tam bir şirket mantığıdır. Parayı al da nasıl alırsan al. Zora girmiş adam, perişan olmuş, hiç önemli değil. Bu mantığın kabul edilmesi mümkün değil. Ben şahsen, vicdanen rahatsız oluyorum. Perişan olan insanın yakasına yapışacaksın. Ee, demin bir arkadaşımız söyledi "Fakirler asker doğar." Hayır, hiç kimse anasından asker olarak doğmuyor, fakirler asker yapılıyor, askere gönderiliyor. Bu nedenle, bu konuda da grubumuz adına bir değişiklik önergesi de hazırlandı, bu maddenin görüşülmesi sırasında arkadaşlarımız tarafından verilecektir. Biz, paranın daha çok yükseltilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bu maddede öngörülen ikinci değişikliği gerçekten ben anlamış değilim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT BOZLAK (Devamla) - Euro demeyeceğiz, avro diyeceğiz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bozlak.

MURAT BOZLAK (Devamla) - Teşekkürler Başkan. (BDP sıralarından alkışlar)