| Konu: | İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AYKUT ERDOĞDU?NUN ŞAHSINA SATAŞMASI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 01.11.2012 |
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Çok değerli arkadaşlar, şimdi bazıları uyur onları uyandırırsınız ama bazıları da uyku numarası yapar ona ne yapsanız uyanmaz, uyanmak istemez, uyuyorum numarasına devam eder. Ben orada TOKİ kelimesini kullanmış olabilirim buradan maksat şahıslardır. "Siz TOKİ'yi, devleti zarara uğrattınız, ihalelerden yanlışlık yaptınız." derken şahıslar hakkında böyle bir dava açılır. TOKİ hakkında dava, diyorum, şu anda, elli tane, yüz tane, iki yüz tane, beş yüz tane dava vardır, TOKİ'nin açtığı davalar da vardır, TOKİ'yi dolandıranlara açılan davalar vardır, TOKİ'nin yaptığı kusurlu işlerden dolayı vatandaşların açtığı davalar vardı,r bunları biz tazmin ediyoruz, müteahhitlerden de bunu alıyoruz çok değerli arkadaşlar. Biz orada? "Siz" derken çok dikkat etmek lazım. Buradaki Meclis, yüce Meclis ne anladı? Siz benim şahsımı suçladınız?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben şahıs suçlamadım, hayır.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - ?ben de şahsım hakkında bir dava olup olmadığını ifade ettim yanlış bir dil sürçmesi olabilir şimdi düzeltiyorum. Maksatlı olmak günahtır, yazıktır. Ben bunu size demiyorum, ben arkadaşlarıma söylüyorum, kendime söylüyorum, size katiyen söylemiyorum.
Şimdi, ben diyorum ki: Ey arkadaşlar, yüce Meclis; ben yel değirmeni kuruyorum, yel değirmeni. Siz bana diyorsunuz ki: "Suyu nereden getireceksin?" Yahu diyorum ki: Rüzgârla dönecek bu. "Ya ben anlamam, suyu nereden getireceksin? Ya bu değirmen ama bu değirmen yel değirmeni, yel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Lütfen arkadaşlar, bu kadar izansızlık olmaz. Siz beni suçluyorsunuz, siz bana hakaret ediyorsunuz, ben konuşmayacağım... Biz hakarete hakaretle cevap vermeyiz. Hakarete, kendi yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı söyleyerek cevap veririz. Siz beni suçlarken? Ben, sekiz buçuk yıl yaptığım TOKİ Başkanlığında, 35 bin, irili ufaklı ihale yaptım. Orada, siz teşekkür edecekken? Ya, be kardeşim, bizim dönemimizde belediye başkanları da hapse atıldı, üst düzey bürokratlar da hapse atıldı, hâlen hapiste yatan adamlar var, bize yakın olan adamlardan hapiste olanlar var. Benim gözümün yaşına da ne siz bakarsınız ne Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı bakar ne Türkiye Cumhuriyeti'nin savcısı bakar, ben de şimdi hapiste olurdum. Diyorum ki: Sekiz buçuk yıllık TOKİ döneminde, daha önceden de İstanbul'da yaptığım -dört buçuk sene- KİPTAŞ Genel Müdürlüğü döneminde, yine Ankara Belediyesinde yaptığım -bir yıl- Metropol Genel Müdürlüğü döneminde hakkımda açılan bir dava varsa, bırakın davayı, bir soruşturma varsa, dediklerimizi tekrar ediyorum. Bir şeyi saptırmayın. Lütfen, çok değerli arkadaşlarım, görüyorsunuz yani iş yapacaksın? Peki, biz yanlış konuşuyoruz, diyoruz ki Türkiye dünyada 16'ncı ekonomi değil. Peki, 2002 yılında yüzde kaç faiz veriyordunuz bankadan para aldığınız zaman, yüzde kaç?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Bakan ne yapıyor?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bakan, biz de bir cevap verebilir miyiz lütfen.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) -Yüzde 30. Şimdi ne kadar veriyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bu kaç dakika konuştu?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Şimdi kaç? Yüzde 5, yüzde 7. Enflasyon kaçtı, gecelik enflasyon? Yüzde 400. Şimdi kaç? Yüzde 5.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Aynı miktarda süre vereceksiniz!
BAŞKAN - Size de vereceğim. Merak etmeyin, sakin olun.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) -Siz güneşi balçıkla sıvamaya kalkmayın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yedi dakikadır konuşuyor.
BAŞKAN - Soru soruyorsunuz, cevap veriyor. Sakin olun, vereceğim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Soruya cevap vermiyor, başka bir şey yapıyor şu anda.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Çarpıtmaya kalkmayın.
Bakınız, ben size şunu da söyleyeyim: Şimdi, ezkaza? Müsaade edin, çok hakaret ettiniz, ben hakaret etmiyorum, biz yaptıklarımızı söylüyoruz. Katiyen, ne kavga yapmak niyetim var ne de hakaret etmek niyetim var. Ben suç yaparsam özür de dilerim, el de öperim, hiç yapmam, alnından da öperim ama şunu söyleyeyim, çok değerli arkadaşlar, şunu ifade ediyorum çok değerli milletvekilleri: Bizim, 2002 yılının sonunda?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya, bunun konuyla ne alakası var Allah aşkına!
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Müsaade edin arkadaşlar. ?Türkiye Cumhuriyeti'nin hazinesinde 25-27 milyar dolar para vardı.
Şimdi, 115 milyar dolar para var. Bu da mı yanlış? Ha, şu geliyor aklıma: Şimdi, siz bize "Gidin." diyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, soru-cevap bitti.
BAŞKAN - Bir dakika? Bir dakika efendim.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Bizim iktidardan gitmeye hiç niyetimiz yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sakın iki dakika vermeyin.
BAŞKAN - Siz sakin olun lütfen, vereceğim ona da.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Ama, ezkaza biz iktidardan gitsek sizin duracağınız altı ay. Altı ayda?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan?
BAŞKAN - Niye susmuyorsun kardeşim?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ne demek niye susmuyorsun ya!
BAŞKAN - Soru sordunuz, bir dakika?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - İki saattir?
BAŞKAN - Vereceğim size de efendim, susun, dinleyin.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ama Sayın Başkan, bu kadar olmaz ki!
BAŞKAN - Size de söz vereceğim.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Sizin foyanız çıkacak, yolsuzluğa batacaksınız, hazinedeki parayı da bitiremeyeceksiniz, 5-10 milyar lira yiyeceksiniz, gideceksiniz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Gerçekten, bu ayıp değil mi?
BAŞKAN - Rica ediyorum yani ya?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Öyle oldu, İstanbul'da İSKİ'de öyle oldu, Ankara'da öyle oldu, devlete geldiniz öyle oldu. En fazla duracağınız altı ay. 110 milyar paraya göz dikmeyin, o parayı bitiremezsiniz, öyle kolay bitmez.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ya ne alakası var bunun bu konuyla ya?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Sizin derdiniz, biz hazineyi doldurduk, IMF'ye borcu kestik, ekonomiyi büyüttük, işler tıkır tıkır yürüyor, "Acaba biz nasıl geliriz de çarparız." onun peşindesiniz. Bundan o anlaşılıyor; o, şimdi derdiniz o. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bak "nasıl çarparız, onun peşindesiniz?"
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Sayın Aykut Bey, lütfen?
BAŞKAN - Teşekkürler?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - ?senden özür dileyecekmişim, öyle mi?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Nasıl çarparız onun peşindesin...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Öyle mi? Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun! (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Bakan, sağ olun.