| Konu: | ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 29.11.2011 |
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; tabii ki ben de görüşmeleri en başından bu yana takip ediyorum, birçoğunuzdan farklı olarak da Divandan bu görüşmeleri takip ediyorum ve hemen hemen hepinizin yüzüne yansıyanları da görme şansı buluyorum. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarında oturan arkadaşlarımın aslında inanmadan, içlerine sinmeden şu ana kadarki maddelere "Evet" oyu verdiklerini üzülerek görüyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen yanlış görmüşsün, yanlış.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen?
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, herkes burada görüşünü ifade etti, ortak olarak çıkan bir şey var aslında. Muhalefet grubuna mensup arkadaşlar bunu söyledi ama iktidar grubuna mensup arkadaşlar bunu söylemekten çekindi. Burada, zengine kıyak yasası çıkartıyoruz, yeni bir yasa çıkartıyoruz. Her zaman olduğu gibi zengine kıyak yapıyorsunuz. Paran varsa askere gitme, paran yoksa kışlaya doğru? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sen önden git.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ben gazeteci olsam, genel yayın yönetmeni olsam bir gazetenin yarın ne manşet atarım biliyor musunuz? "Satılık tezkere" manşetini atarım. Bunun başka bir açıklaması yok. Böyle bir şey olabilir mi, bir gün bile postal giydirmeden insanlara "Ver parasını, askerlikten seni muaf tutayım." diyeceksiniz, böyle bir anlayış olabilir mi?
İşin hukuki boyutuna bakarsak arkadaşlar, burada çok mantıklı, makul teklifler geldi; hiçbir gerekçe göstermeden bunları reddettiniz. Anayasa'nın 10'uncu maddesine açıkça aykırı olduğunu arkadaşlarım defalarca söylediler. İçinizde hukukçu olan arkadaşlarımız var Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu içerisinde. Aslında hepiniz bunun Anayasa'ya aykırı olduğunu biliyorsunuz ama sesinizi çıkartamıyorsunuz çünkü diyorsunuz ki: "Patron böyle eylemiş, patron ne eylerse doğru eyler." Sesinizi çıkartamıyorsunuz, bu böyle arkadaşlar.
Arkadaşlar, askerlikle ilgili bir düzenleme yapıyoruz burada ama hiç kimse kusura bakmasın, siz milletvekili gibi davranmıyorsunuz, Recep paşanın askeri gibi davranıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Paşanın size verdiği, komutanınızın size verdiği emirleri burada sadece uyguluyorsunuz. Hiç kusura bakmayın ama sizinle Sayın Başbakan arasındaki hiyerarşik ilişki orduda paşayla er arasında dahi yok, sizde böyle bir ilişki var, şaşkınlıkla da izliyorum bunu.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Lütfen Sayın Konuşmacı, konuşmalarına dikkat et. Bu insanların iradesine, onuruna saygı duy.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, bir de vicdani ret ile ilgili Sayın Bakanın söylediklerine değinmek istiyorum. Vicdani retle ilgili benim kaygılarımı, ben çıktım, basının önünde, kamuoyunun önünde paylaştım. Bugün de o açıklamayı yaptığım günkü noktada duruyorum. Hep bir kaygı duyuyordum, AKP olarak siz bu vicdani reddi bir şekilde getireceksiniz diye kaygı duyuyordum ancak Sayın Başbakan, üç gün önce grup toplantısında "Yok böyle bir şey." deyince aslında umutlanmıştım ama bugün Sayın Bakan "Var böyle bir şey." diyor. Var mı yok mu, önce buna bir karar verin. Bir de vicdani ret ile ilgili düzenlemeyi getirirken samimi olun. İşte "Avrupa Birliği böyle istedi, Adalet Divanı böyle istedi." Adalet Divanının sanki her istediğini yapıyorsunuz. İşinize gelen bazılarını işinize gelmediği için yapmıyorsunuz, bazılarını da yapamadığınız için, yüreğiniz yetmediği için yapmıyorsunuz. Avrupa Birliği size ne diyor? "Güney Kıbrıs'ı Kıbrıs'ın meşru hükûmeti olarak tanıyın." diyor, tanıyabiliyor musunuz, yapabiliyor musunuz? Yapamıyoruz. Peki "Tutukluluk hâlini kısaltın." diyor, işinize geliyor mu? Gelmiyor. E şimdi, bunu niye böyle emir telaki edip hemen vicdani reddi hayata geçirmeye çalışıyorsunuz? Var mı böyle bir şey? Biz Lüksemburg değiliz, Malta değiliz, Fransa değiliz, Hollanda değiliz. Bizim çevremizde her an sıcak çatışmaya girebileceğimiz ülke var. O ülkelerin hiçbirinde bizim Başbakanımız gibi macera arayan bir başbakan da yok, o ülkelerde bölücü terör örgütü de yok, 42 bin can almış bölücü terör örgütü de yok.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sen kendi liderine bak!
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Lütfen, Türkiye'nin gerçeklerini bilerek konuşalım, ona göre hareket edelim. Tarih bunları yazıyor, ileride tarih sayfalarında nasıl yer almak istediğinize kendiniz karar vereceksiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)