| Konu: | BÜYÜK MENDERES HAVZASININ KİRLİLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 1/11/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 21.02.2013 |
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin Büyük Menderes Nehri'nin kirliliğinin araştırılmasıyla ilgili vermiş olduğu önergenin lehinde söz aldım. Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, su hayattır, yaşamsal anlamda en önemli metalardan, Allah'ın verdiği en önemli nimetlerden birisidir. Daha bu konuda 1996 yılında rahmetli Alparslan Türkeş Beyefendi'nin de katıldığı, Aydın'da Menderes Nehri'nin kirliliğinin gündeme getirildiği, sadece bu konuyu öne çıkaran ve konusu bu olan bir çiftçi mitingi yapılmıştır. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak daha o yıllardan beridir de Menderes Nehri'nin kirliliğinin araştırılması, problemlerinin araştırılması konusunda düşünceler üreten bir partiyiz.
Değerli milletvekilleri, önce tabii ki bir işi yaparken mantığını kurgulamak lazım. Eğer mantığı doğru kurgulamazsanız eylem planının hazırlanması bir şey ifade etmez. Su ve yatak ıslahının yapılması lazım Menderes Nehri'nin ve su ve yatak ıslahı yapılırken "Nereden neyle başlamalı?" bunun programının ele alınması lazım. Suyu kirleten ne? Önce, su kirliliği ne anlam ifade ediyor, nasıl önleyebiliyoruz?
Değerli Aydın Milletvekilimiz burada birtakım ölçümlerden, birtakım meselelerden, hizmetlerden bahsetti. Bütün bu hizmetler yapılmış olabilir ama eğer?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Hangi Aydın Milletvekili?
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - İktidar milletvekili tabii ki. "Hizmet yaptık." diye o arkadaşımız burada dile getirdi.
Ama eğer on yıl içerisinde, bilimsel bir mantık içerisinde ve kurgu içerisinde, iktidara geldiğinizde Menderes Nehri'nin kirlilikteki ppm oranları nedir, bu ppm oranları bugün hangi noktaya gelmiştir, bütün bunları ifade edemiyorsanız sizin yaptığınız faaliyetlerin hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur ve Menderes Nehri'nin kirliliğindeki ppm oranları dünden bugüne gittikçe artmıştır, artmaktadır. Zeytinini sulayan kardeşlerimiz zeytinlerdeki bir hastalığın başlangıcının Menderes Nehri'ndeki endüstriyel atıklardan kaynaklandığını ifade etmekte ve zeytinlerdeki bu hastalık günbegün çoğalmakta, âdeta zeytinciliği -Menderes Nehri'nden sulanmasından- bitme aşamasına getiren bir hastalıkla karşı karşıya geldiği ifade edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, Menderes Nehri, evet, ana kaynağı olarak Afyon'un Suçıkan bölgesinden çıkar ve bu, Suçıkan bölgesinden çıkan su Çivril'den, Baklan Ovası'ndan geçerek, aynı zamanda Uşak'tan Banaz Çayı'nı da alarak Aydın'a doğru yol alır. Nazilli'de Akçay'la birleşir ve merkez ilçede Çine Çayı'yla birleşir, Söke Ovası'nda Sarıçay ile birleşerek Ege Denizi'ne dökülür. Bu yolculuğu esnasında bizim bu nehrimiz kollarından beslendiği çaylardan, sanayi atıklarından, evsel ve kentsel atıklara varıncaya kadar tarımsal alanda kullanılan zirai ilaçlarımızın kirlettiği bir nehir konumuna gelmiştir.
Menderes Nehri'nin, önce, kolay ve kısa vadede kirliliğini önleyebilecek olan kontrol mekanizmalarının kurulması gerekmektedir. Buradaki kontrol mekanizmaları, nehre dökülen kentsel, evsel atıkların bir an önce önlenmesi kolay alınabilecek bir tedbirdir. Eğer iktidar hâlen daha bu tedbirleri almıyorsa -tabii ki Menderes Nehri'nin temizliğini isteyen vatandaş da Menderes Nehri'ni kirletmeye devam ediyor- mental bir eğitim verilmiyorsa ve bu mental eğitim kontrol mekanizmalarıyla kanuni, hukuksal yaptırımlarla desteklenmiyorsa Menderes Nehri'nin su kirliliğinin önlenmesi mümkün değildir. Kentsel, evsel atıkların yanında elbette ki endüstriyel atıklar da fabrikaların kendilerinin yapması gereken birtakım düzenlemeleri yapmamalarından dolayı nehir kirliliğini gittikçe artırmaktadır.
Önümüze çıkan, nehir boyunca 165 belediyenin sadece 6 belediyesinde kanalizasyon vardır. On yılda sadece 6 belediyenin kanalizasyonunun olması da "On yıldır işte Türkiye nereden nereye geldi." diyen arkadaşlarımız için de herhâlde bir övünç meselesi olmamalıdır. Muhtemeldir ki bu 6 belediyenin kanalizasyonu da belki başka iktidarlar zamanından da vardır. Dolayısıyla bu 6 kanalizasyon çoğaltılmalıdır. Belediyelerin, başka birtakım kuruluşların, organize sanayi bölgelerinin atık su tesislerinin vatandaşın kendi inisiyatifinde geliştirdiği birtakım kirletmelerin önüne geçilmesi bir hukuki yaptırım ve kontrol mekanizmalarıyla temin edilmelidir.
Değerli milletvekilleri, elbette ki bugün yatak ıslahının yapılması maliyetlidir ve hatta gönül ister ki -zamanında yaptığımız araştırmalarla- Ege Denizi'nden, Söke'den giren bir gemi veya kayık, nehir boyunca aynı zamanda ileriki uçlara kadar gidebilmelidir. Acaba biz, nehirlerimizi temiz su olmanın yanında, tarımsal kullanım amaçlı kullanmanın yanında taşımacılıkta kullanılabilecek derecede bir projelendirmeyi, bir öngörüyü niye paylaşamıyoruz? Menderes Nehri taşımacılıkta da kullanılır hâle gelmeli ve nehrin kenarındaki ilçelerimiz, beldelerimiz aynı zamanda bu alanda da turistik gezilerle desteklenebilir. Taşımacılıkta da hem kara yolunun gücünü ve yüklemesini üzerine almış bir vaziyette ekonomik olarak bu noktaya da getirilebilir olmasını öngörmeliyiz ve düşünmeliyiz. Peki, Ali Uzunırmak, sen bunları söylüyorsun, öngördün mü? Evet, öngördüm. Üçte bir ortak olduğumuz 1999-2002 yılları arasında Menderes Nehri'nin kirliliğinin araştırılmasıyla ilgili yörede oluşturduğumuz birtakım kuruluşların ortak davranışlarıyla kaynağından denize döküldüğü noktaya kadar araştırmalar yapıldı. Su ve yatak ıslahlarının temizlenmesi ve yapılması konusunda projelerimiz oldu ve projelerimiz hâlen daha teklif edilebilir durumdadır ve geçerliliğini korumaktadır.
Değerli milletvekilleri, elbette ki Akçay üzerinde kurulan Kemer Barajı taşkınların önlenmesi konusunda bir şeyler ifade etmiştir. Elbette ki Çine Barajı da Çine Çayı'nın taşkınlarının önlenmesi konusunda bir şey ifade edebilir ama Çine Barajı'nın enerji üretimine geçmiş olması, sulama kanallarının yapılmamış olması çiftçimizi gerekli derecede memnun etmiş durumda değildir. Yatırımlar bir hükûmet zamanında başlar başka bir hükûmet zamanında biter, bu bir devlet hizmetidir. Elbette ki Sarıçay Barajı da çok öncelerden beridir düşünülmüştür. İşte, bugün daha, Koçarlı Ovamız sular altındadır ve oralarda, sizlerle paylaşmak istediğim, halkımızın esprisi durumuna gelmiştir. "Kışın balık, yazın pamuk." demektedir. Ama, tabii, bunu bir espri olarak söylemektedir. Kışın ovamız balık tutacak derecede sular altında kalmaktadır. Bu sular altında kalış yaz ekimini veya yılda iki üç ürün alabilme kapasitemizi engellemektedir. Dolayısıyla, bizim Menderes deltamız, Aydın Ovamız Türkiye tarımsal oranının, Türkiye yüzölçü oranının yüzde 3,5'unu oluşturmaktadır. Böyle bir zengin kaynağın, böyle bir zengin yatağın ıslah edilmesi hem Türk insanına, bölge insanına hem Türk ekonomisine büyük katkılar sağlamaktadır.
Burada, kısa kalan bu konuşma süremde en önemli konuya dikkat çekmek istiyorum: Aydın bir yandan zengin jeotermal kaynaklarıyla beslenmektedir. Ama jeotermalin reenjeksiyonu doğru yapılmadığı için ve yapılmamakta olduğu için Menderes Nehri'miz ve ovamız daha bir kötü hâle doğru gitmektedir.
Dolayısıyla, kısa, orta, uzun vadede, bireysel, kurumsal alınması gereken tedbirler ve yapılması gereken işlemler olarak, araştırılması, Hükûmete tavsiyelerde bulunması, yaptırımda bulunması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda bir komisyon kurması doğru bir davranış olacaktır ve öngörüleri daha geniş perspektiften, devlet kurumlarından daha öteye araştırılma imkânı sağlayacaktır. Destekliyoruz, arkasındayız, önergeyi veren Aydın Milletvekili arkadaşımıza da çok teşekkürler ediyorum, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)