| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI HAKKINDA KANUN (S.S:417) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 21.02.2013 |
BDP GRUBU ADINA ADİL KURT (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ikinci bölümün geneli üzerine grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kamu-özel ortaklığı sistemiyle tesis edilecek sağlık tesislerine ilişkin bu yasa tasarısını konuşuyoruz ama işin açıkçası sadece isimden itibaren sağlık sorununu konuşuyoruz bunun içerisinde ama bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, incelediğimizde aslında tipik bir AVM yasasını tartıştığımız çok açık.
Şimdi tasarı öyle bir düzenlenmiş ki, ihtiyaç durumunda, yüklenici, kurulacak tesisin içerisinde oraya gidecek vatandaşın ihtiyaçlarına binaen uygun gördüğü diğer ticari alanların tamamını açık tutuyor. Örneğin, bir vatandaş olarak aracınıza bindiniz, bu sağlık kuruluşlarına gittiniz, bu tesise gittiniz. Aracınızın -yani yorumlandığında böyledir- lastiği eskimişse yüklenici firma, vatandaşın kendi aracının lastiğini bile değiştirmesine olanak sağlayacak bir donanımı orada bulundurmak durumunda kalacak yahut da bulundurabilir duruma gelecek. Şimdi, oto tamircisinin, lastikçinin, kaportacının dahi olabileceği bir sağlık kompleksi düşünebiliyor musunuz, olabilir mi? Yani normal koşullarda "olamaz" dersiniz ama bu yasa tasarısına göre bu mümkündür, kurulacak tesisin içerisine sağlık dışında bunların hepsinin konulması mümkündür.
Bu nedenle, bunun sadece isimden ibaret sağlık sorunu ama bunun dışında sadece tipik bir AVM yasa tasarısı olduğunu ifade edeyim. Bunu getireceğiniz yerde, uzun süredir beklenen ve kamuoyunda da tartışılan, ihtiyaç durumunda olan alışveriş merkezleri sorununa ilişkin olarak bir yasa tasarısını getirin, burada bunu konuşalım, daha yararlı bir şey yapmış olursunuz. Dün de sorduk, Komisyonda tartışıldığı süre içerisinde sürekli sorduk ve cevabını bulamadık. Niye böyle bir yasa tasarısına ihtiyaç duyuldu? Hep atıflar, "Danıştay'ın bir kararı var, o nedenle biz böyle ayrıntılı bir yasa getirdik." Peki, ihtiyaç mı? Sağlık Bakanlığının verileri bunun ihtiyaç olmadığını söylüyor, Türkiye'nin sağlık sisteminin böylesi bir sağlık tesislerine ihtiyaç duymadığını ifade ediyor. Tabipleri Birliği söylediği zaman deniyor ki: "İdeolojik davranıyor." Diğer sağlık sendikaları söylediği zaman "İdeolojik davranıyorlar, taraflı davranıyorlar." Biz de onların argümanlarına başvurmuyoruz, Bakanlığın kendi argümanlarına başvuruyoruz. Bakanlığın kendi kullandığı argümanlar böyle bir tesise ihtiyaç duyulmadığı yönündedir. Peki, niye getiriyorsunuz? Biz söyleyince alerjiniz oluyor, e, başka bir izahı yok, bu bal gibi de bir peşkeş yasası. Başka bir şeyi yok, yani başka bir şeyle izah edemiyorsunuz. Peşkeş yasası deyince, birilerine rant sağlama gayesiyle gelmiş bir yasa tasarısı olduğunu biz burada vurgulayınca alerjiniz oluyor, diyor ki: "Bizi nasıl böyle bir şeyle suçlarsınız?" E, başka bir şeyle ifade edilebilecek bir durum değil ki bu, bal gibi bu bir peşkeş yasası, birilerine rant sağlama yasasıdır. Hem de bu rantı sağlarken devleti elli yıl boyunca risk altına koymuş olursunuz. Devlet deyince soyut bir şeyden söz etmiyorum. Vatandaşı risk altına sokmuş oluyorsunuz.
Tasarıya göre, diyorsunuz ki: "Gelin burada yatırımınızı yapın. Bakın, eğer, kâr ediyorsanız elli yıl devam ettirin, zarar ediyorsanız bir yolunu bulun devlet sizin borcunuzu yüklensin." Eyvallah, parası olan herkes böyle kârlı bir işe yeltenir, niye yeltenmesin ki? Bundan vazgeçin. Yol yakınken bu tasarıyı bence geri çekin. Yani, artık bunun savunulacak bir tarafı yok, konuşulacak bir tarafı da yok. İhtiyaç olmayan bir şeyle Türkiye'nin gündemini niye meşgul ediyorsunuz, Meclisin gündemini niye meşgul ediyorsunuz?
Bunun yerine sağlıktaki sıkıntıları konuşursanız daha yararlı bir şey olmuş olur, etmiş olursunuz. Örneğin, Türkiye'de performans sorununu konuşursanız, sağlıktaki performans sorununu konuşursanız daha yararlı bir şey yapmış olursunuz. Bakın, ağır hastalıklara maruz kalmış, yakalanmış bu ülkenin yoksul insanları, performans dayatmasından kaynaklı olarak tedavi göremiyorlar. Katkı payından kaynaklı olarak esasında tedavileri için gerekli olan ilaçları alamıyorlar, doktorlar yazmıyor. Şimdi -ağrı kesiciyle ilgili tedavi yapılacak- hastanelere giden bütün insanların büyük bir kesimi, biliyorsunuz ki antibiyotik ya da ağrı kesici ilaçlar verilmek suretiyle evlerine gönderiliyor ve tedavi bu şekilde oluyor. Büyük bir kesim oluşturdukları için, bu yüzden arkasına sığınıyorsunuz, bir memnuniyetten söz ediyorsunuz ama Türkiye'de ağır hastalıklara maruz kalmış vatandaşların büyük bir kesiminin ilaçları yazılmıyor; sebebi katkı payı. Vatandaş kendi cebinden bu katkı payını ödeyemiyor. Örneğin, kanser hastasıdır. Bu ilaçları alamayacağını doktorlar düşündüğü için, bu ilaçları, kanser ilaçlarını olması gerektiği biçimiyle yazamıyorlar, vatandaşla yüz göz oluyorlar, yazdığı zaman da vatandaşla karşı karşıya gelip zor durumda kaldıklarını bildikleri için yazmıyorlar. Performans? Performansa dayalı sistem sıkıntısı. E çok iyi biliyorsunuz ki artık doktor, performansa dayalı olarak sicili değerlendirildiği için, bir günde kaç kişiye bakarımın hesabı içerisindedir. Hastayı sayıyor, hastayı muayene etmiyorlar doktorlar. Büyük çoğunlukla böyle bir sorun var.
Aile hekimliği garabeti. Ne çıktı buradan? Başından itibaren, sizin sisteminiz hazır değilse bu sistemi getirip dayatsanız bile altından kalkamazsınız onun. Tartışıldı, bu sitemi getirdiğiniz günden beri tartışılıyor. Bakın, işte altından kalkamıyorsunuz, tutmadı. Performans sistemi tutmadı. Katkı payları tutmuyor, vatandaş parayı ödeyemiyor. Üstüne üstlük öyle bir sistem getiriyorsunuz ki, artık ayakbastı parası dahi vatandaştan alınacak, hastaneye giden hasta vatandaştan ayakbastı parası alınacak bu sistemle. Artık uçmanın yolunu bulacaksınız, bir şekilde uçup artık o hastanelere gitmenin yolunu bulacak vatandaş. Yazıktır, günahtır, bundan vazgeçin.
Dünyanın vazgeçtiği sistemde siz niye bu kadar ısrar ediyorsunuz anlamış değiliz. Açık açık konuşur, "Ekonomi iyiye gitmiyor, sıcak para akışına ihtiyaç vardır. Bizim yabancı sermayeyi bir şekilde Türkiye'ye çekme ihtiyacımız vardır, bu nedenle de bulabildiğimiz bütün olanakları değerlendirerek kapıları açıyoruz." derseniz bu biraz daha anlaşılır, anlaşılır bir savunma olur ama mevcut durumda bu tasarıyla getirdiğiniz sağlık sisteminde getirebileceğiniz artı hiçbir katkı yoktur, tersine sağlık çalışanlarını artık taşeron firmaların insafına terk etmiş olursunuz. Doktoru bile, pratisyen hekimi bile bu sisteme göre taşeron firmalar asgari ücretle çalıştırma yöntemine gidecek, olanlar bu olacaktır.
Emin olun parası olan herkes bu konuda sizi alkışlar, zenginler bu konuda sizi alkışlar, çünkü yeryüzünde kapitalist sistem dahi bugüne kadar böyle bir sistem icat edememiştir, böyle bir yöntem icat edememiştir. Bu yöntemi AK PARTİ iktidarı icat etmiş oldu. Kâr ediyorsanız sizindir, zarar ediyorsanız devletindir. Kapitalist sistemde böyle bir uygulama yoktu bugüne kadar. AK PARTİ iktidarı böyle bir sistemi kazandırdı kapitalist sisteme. Emin olun, bu sistemi tartıştığımız bugünler itibarıyla kapitalist sistem üzerine kafa yoran ekonomistler AK PARTİ'nin bu katkısını bu boyutuyla tartışacaklardır, not alacaklardır.
Sistem, bir bütün olarak savunulabilir bir sistem değildir, uygulanabilir bir sistem değildir. Beş yıl uygulayıp devleti zarara sokup ondan sonra vazgeçmek yerine, gelin, yol yakınken, şimdiden bu sistemden vazgeçin.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)