| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI HAKKINDA KANUN (S.S:417) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 21.02.2013 |
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu-özel ortaklığı modelinin 15'inci maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Bugün sağlık hizmetlerinde olduğu kadar sağlık hizmetlerinin finansmanında da çok ciddi değişiklikler yapacak bir tasarıyı, kamu-özel ortaklığını konuşuyoruz.
Ben bu kürsüye çıktığımda sürekli tekrar etmekten gerçekten utanıyorum ancak sizler aynı şekilde komisyonlardan, ilgili komisyonlardan, kamuoyundan bu yasaları kaçırmaktan utanmıyorsunuz. Evet, bu tasarı, benim de üyesi olduğum Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonundan ve kamuoyundan kaçırıldı. Ha, burada görüşülseydi, tartışılsaydı kötü mü olurdu? Kötü olmazdı, faydalı olurdu. Ancak, sizin tercihiniz fayda değil, sizin tercihiniz kaçırmak. Bu, sizin yönteminiz oldu. Bu tasarının da ne gerekçesinde ne maddelerinde sağlık hizmeti sunumunun içindeki sorunların çözümü var. Bu tasarının içinde kâr var, zarar var. Kâr eden vatandaş var, zarar eden yurttaşlarımız var.
Tabii, buradan ben Sayın Bakana, Müezzinoğlu'na yeni görevi hayırlı olsun diyorum, Allah utandırmasın. Sayın Bakan geçen günkü Genel Kuruldaki konuşmasında Ankara Numune Hastanesi ve Gaziantep'teki -doktor, rahmetli doktorumuz- Ersin Arslan Hastanesinin bu millete yakışmadığını söyledi. Doğru söylüyor Sayın Bakan. Yalnız bu millete -bin lira olmuş- açlık sınırının altında kalan 780 liralık asgari ücretle yaşam mücadelesi vermek de yakışmıyor. Son raporlara göre, sayıları 10 milyonu bulan, ancak sosyal yardımlarla ayakta kalabilen muhtaçlarımız var. Yani, her 8 kişiden 1'inin muhtaç, aylık gelirinin 261 liranın altının olması da bu millete yakışmıyor. Tek gözlü gecekondusunda aynı odada yemek yiyen, aynı odada uyuyan, aynı odada yatan, aynı odada yaşayan, banyo yapan, aylardır sofrası et görmeyen milyonlarca aile tablosu bu millete yakışmıyor. Milletvekillerinin, Genelkurmay Başkanının, akademisyenlerin, gazetecilerin terörist suçlamasıyla infaza dönüşen uzun tutukluluk süreleri de bu millete yakışmıyor. Fikirlerini, düşüncelerini, kendini beğenmeyebilirsiniz; bir bilim insanı, bir üniversitenin rektörü, kanser hastası Sayın Fatih Hilmioğlu'nun ve onun gibi onlarca, yüzlerce hastanın hapishanelerde ölüme terk edilmesi de bu millete yakışmıyor.
Bu ülkeye, millete yakışmayan o kadar çok tablo var ki buradaki sürem anlatmaya yetmeyecek. Ama bakın, en son Silivri'de, en son Silivri'de duruşma salonuna girmeye çalışan halkın önüne, milletvekillerinin önüne koyduğunuz bariyerler yüzünden İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mahmut Tanal'ın ayağını kırdınız. Kendisine geçmiş olsun diliyorum. Buradan gülüyorsunuz; yazıklar olsun, başka bir şey diyemiyorum! Onunla beraber, sıktığınız biber gazıyla, suyla, copla, bir sürü insanı yaraladınız.
Hakkını arayan, eleştiren, emeğinin peşinde kim olursa herkese biber gazı, su, cop. Hani bariyerleri aşacaktınız? Hani yasakları kaldıracaktınız? Hani özgürleşecektiniz? Ben buradan sizi halkımıza şikâyet ediyorum. En büyük yasakçı sizsiniz, siz sadece kendinize demokratsınız.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - İstiklal mahkemelerini savunuyorsunuz, yakışıyor mu size?
CANDAN YÜCEER (Devamla) - Geçin onları geçin, gelin bugünlere, bugünlere gelin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sus Metiner, sus.
CANDAN YÜCEER (Devamla) - Hâl böyleyken, Türkiye ekonomisi, bütçesi açıklar verirken, kamu-özel iş birliği modeliyle tesis yaptırılması, hizmet alınması, yenilenmesi de nereden çıktı? Bu kimin için, kimlerin faydasına bu? Bu tasarının gerekçesi ne? Bu ortaklığı karşılamaya gücümüz var mı? Bu kadar yüksek bedeli ne için ödeyeceğiz ve kim ödeyecek? Bu milletin, bu ülkenin, sağlık sistemimizin bu kadar yüksek maliyet hesabına, lüks otel konforunda hastanelerden daha acil, daha hayati ihtiyaçları yok mu? Daha pahalı binalarda sağlık hizmeti sunacağız diye milyarlarca liralık maliyetin altına girmekte akıl kârı var mı? Kusura bakmayın, bu tasarıyı inceleyen herkesin bu soruları sormaması, bu sorulara cevap aramaması mümkün değildir.
Sayın Recep Akdağ Komisyondaki ifadesinde şunu söylüyordu hastaları daha modern hastanelerde ve yataklarda yatıracağını söylüyordu, hasta yatak sayısını da 147 bine kavuşturmak istediğinden bahsediyordu. Oysaki 2013 yatırımında 27 bin, yapılan sağlık tesisleriyle 27 bin yatak elde ediliyor. Yani ihtiyacımız normal ihalelerle çok daha ucuza yapılabiliyor. Oysaki bu kamu-özel ortaklığında yapılan sistemde Yüksek Planlama Kurulu kararlarında bu vardır hastanede yatak sayılarının artmayacağı, sadece bir kısmının yenileneceğini söylüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CANDAN YÜCEER (Devamla) - O zaman biz milyarlarca liralık yatırımın altına ne için, kim için, neden giriyoruz, merak ediyorum.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)