GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AZERBAYCAN HOCALI KATLİAMININ 21?İNCİ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:70
Tarih:26.02.2013

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan tam yirmi bir yıl önce, Ermeni silahlı teröristleri, bölgedeki 366'ncı Rus Motorize Alayıyla beraber Azerbaycan'ın Hocalı kasabasında bir insanlık dramının yaşanmasına sebep olmuşlardır. Bölge halkının katledilmesinin bir tek sebebi vardı, Türk ve Müslüman olmaları.

Saygıdeğer Genel Başkanımız Doktor Devlet Bahçeli'nin bu sabahki grup konuşmasının giriş bölümünde de değindiği gibi, Türklüğün mukaddes damarlarından birisi olan Hocalı'da yaşanan vahşet ve zalimlikler hiçbir zaman hafızalardan çıkmayacak kadar acı ve keder vericidir. Hocalı'da, Dağlık Karabağ'da ve Türk dünyasının değişik yerlerinde katledilen, hayatını kaybeden bütün soydaşlarımızı, bütün dindaşlarımızı saygıyla, rahmetle anıyorum ve bir an önce Hocalı'da yaşananların, Hocalı'da bu soykırımı yapanların cezalandırılması için de yüce heyetinizi, yüce Meclisi göreve davet ediyorum.

Değerli milletvekilleri, telefon konuşmasını sonra yapabilirsiniz. Herhangi bir konuşma yapmıyoruz burada. Bugün burada kardeşlerimizin acısını konuşuyoruz, siz telefonla muhabbet ediyorsunuz değerli milletvekilleri. Bugün biraz daha saygılı olabiliriz, bugün biraz daha dikkatli olabiliriz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Sayın Başbakanın bugünkü konuşmasında Hocalı soykırımına değinmiş olması önemlidir ancak yetmez. Sayın Başbakan diyor ki: "Hocalı'yı unutmayacağız, unutturmayacağız." Çok doğru. Peki, bunu nasıl yapacağız? Bunu Meclisle yapacağız, bunu sizlerle beraber yapacağız, bunu parti ayrımı yapmadan, iktidar-muhalefet ayrımı yapmadan yapacağız çünkü bu bizim millî meselemizdir. Onun için de bugün bize, hepimize tarihî bir sorumluluk düşüyor.

Geçtiğimiz sene vermiş olduğumuz kanun teklifi bir senedir Meclisin tozlu raflarında bekliyor. Gelin, bu sene bunu hep beraber kabul edelim ve bu işi, tarihî boyutu olmadığı için, tarihçilere bırakmayalım. Çünkü bu iş günümüzde yaşanmış bir hadisedir ve Meclis olarak bizim buna mutlaka ve mutlaka bir şey dememiz lazım. Geçtiğimiz sene Dışişleri Komisyonu olarak bir teklif hazırladık ve Komisyon olarak bunu kabul ettik. Meclisimizin yasal, doğal bir parçası Komisyonumuz bunu kabul etti. Genel Kurulun bunu kabul etmemesi için hiçbir sebebi yok. Ben buradan açıkça bütün gruplara, bütün grup başkan vekillerine çağrıda bulunuyorum: Gelin, burada, geçtiğimiz sene bütün Meclis grubuyla beraber Dışişleri Komisyonunda kabul ettiğimiz kınama mesajını bu sene Genel Kurulumuzda oylayalım ve Genel Kurulumuzda bunu kabul edelim.

Değerli milletvekilleri, insanlık tarihi kadar eskidir savaşların tarihi. İnsanlar savaşlarda birbirini öldürür, esir alır ama -Hocalı'da yaşananlar-hiçbir savaşta bu şekilde bir vahşet görülmemiştir. Hocalı'da insanlık katledilmiştir; çocukların kulakları, burunları kesilmiştir, hamile kadınların karınları deşilerek karnından ceninler çıkarılmış ve onlara da işkence edilmiştir. Bu sebeple, Hocalı soykırımı sıradan bir soykırım değildir. Hocalı'da yaşayanlar, sırf Müslüman ve Türk oldukları için katledilmiştir.

Peki, Hocalı'da kimler katledildi? Azerbaycan Türkleri katledildi, Özbekistan'dan oraya gelip yerleşen Ahıska Türkleri katledildi ve Azerbaycan'ın vatandaşı olan Kürt kökenli vatandaşlarımız da orada katledildi. Oysa Kızılay'da yapılan bir imza kampanyasını kendini bilmez birtakım çevreler "Hepimiz Kürt'üz. Hepimiz Ermeni'yiz." nidalarıyla basabilmekteler. Ben buradan sesleniyorum: Sizin hepiniz Ermeni'siniz, Kürt kardeşlerimizin bari adını ağzınıza almayın çünkü Hocalı'da da Dağlık Karabağ'da da Müslüman oldukları için, Türk oldukları için, kökeni ne olursa olsun sırf bu millete ait bir parça oldukları için katledilmişlerdir. Bu sebeple siz hiçbir şekilde "Hepimiz Kürt'üz, hepimiz bilmem neyiz." demeyin. Açıkça ifade ediyorum, siz hepiniz Ermeni'siniz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)