| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP Grubunun nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılması konusunda Meclis araştırması açılmasına ilişkin verdiği grup önerisinin aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bazı medya kuruluşlarında, mısır şurubundan elde edilen ve "fruktoz" olarak adlandırılan nişasta kaynaklı şekerin pankreas kanserine yol açtığı, insan vücudunda yağ şeklinde birikerek şişmanlamaya sebep olduğu ve şeker hastalığının ortaya çıkmasında rol oynadığı yönünde çeşitli haberler yayınlanmıştır. Herhâlde bu önergenin verilmesine de bu haberlerin etkisi olmuştur.
Değerli milletvekilleri, şeker, tüm canlıların yaşamını sürdürebilmeleri açısından en temel gıdalarımızdan birisidir. Şeker piyasasında kamış veya pancardan üretilen şeker, sakaroz ve nişastadan elde edilen olmak üzere iki ana şeker türü bulunuyor. Ülkemizde pancardan sakaroz, mısırdan ise nişasta bazlı şeker üretimi yapılıyor. Ülkemizde üretilen pancar şekeri sakaroz, 1 birim glikoz ile 1 birim fruktozdan oluşan şeker türüdür.
"Nişasta bazlı şeker" adı verilen şekerler ise, tarımsal ürünlerden izole edilen nişasta ham madde olarak üretilen şekerlerdir. Nişasta bazlı şeker gruplarının, glikoz şurubu ve fruktoz şurubu olmak üzere iki temel grubu bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, nişasta bazlı şekerin kansere neden olduğu iddiaları üzerine, Sağlık Bakanlığımız tarafından Nişasta Bazlı Şeker Bilim Kurulu oluşturulmuş ve konu derinlemesine incelenmiştir. Dile getirenlerin ileri sürdükleri delilleri ve dünyada bu konuda yapılan bilimsel araştırmaları inceleyen kurul, fruktozun pankreas kanserine neden olduğunu kanıtlayacak ve kanserle ilişkilendirilecek bilimsel bir kanıt bulunmadığını belirtti. Pankreas kanserine neden olan en önemli faktörlerin sigara, alkol ve obezite olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmış olup, bilim adamlarınca da şu anda kabul edilen bir gerçektir.
Konunun kamuoyu önünde tartışılarak vatandaşlarımızın tereddüt ve endişe içine düşmesine neden olunması da doğru değildir. Biz, Hükûmet olarak vatandaşlarımızın sağlığını tehlikeye atacak hiçbir çalışma içinde olmadık, olmayız. Çocuklarımızın sağlığı üzerinde oyunlar oynanmasına da asla müsaade etmeyiz.
Eğer konu, obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklar ise, bugün için eğer undan yapılan bir mamulü de çok fazla yerseniz obez olursunuz, obezitenin getirdiği hastalıklara maruz kalırsınız. O takdirde de undan kanser olunuyor demek de çok doğru değildir. Ancak, eğer bu konuyla ilişkili bir bilimsel tartışma yapılacak ise bununla ilgili bilimsel kanıtlar getirilir, bu kurulda tekrar bunlar konuşulur. Elbette, bununla ilişkili en ufak bir şüphe veya bir sorun varsa, bununla ilgili önlemlerin alınacağına da hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Şimdi, ekranları başında bizleri izleyen vatandaşların da tereddütlerini gidermek için, bu kurulda, iddia sahiplerinin ileri sürdüğü bazı konularla ilişkili açıklama getirmek istiyorum:
Fruktoz, gıdalarda hiçbir zaman tek başına bulunmayıp, halk arasında şeker adıyla bilinen glikozla birlikte yer almaktadır. Bahsedilen şeker cinsleri, vatandaşlarımızın günlük olarak kullandığı çay şekerinin içinde de beraber bulunmaktadır. Gıda maddelerinde beraberce bulunmalarından dolayı glikoz ve fruktozdan ibaret şeker ile nişasta bazlı şeker arasında insülin salgılanması ve tokluk duygusu veren hormonlar üzerindeki etkileri yönünden de bir farklılık bulunmamaktadır. Mevcut beslenme şeklimizde fruktozun yalnız başına tüketilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle fruktozun insülin direnci ve şeker hastalığına yol açacağı yönünde iddiaların da yeterli bilimsel kanıtlarla desteklenemediği görülmektedir. Kişilerde obezite oluşmasının temel nedeni, vücuda alınan enerji ile harcanan enerji arasında dengenin bozulması ve harcanandan daha çok enerji alınmasıdır. Sadece nişasta bazlı şeker değil, şeker olarak adlandırılan tüm maddelerin fazla miktarda tüketimi bu dengeyi bozarak obeziteye yol açmaktadır.
Kısa bir süre önce Sağlık Bakanlığımız tarafından obeziteyle mücadele başlatıldı. Obezite, tansiyon, şeker, kalp gibi sağlık sorunlarına da yol açmaktadır. Şişmanlık ve hareketsizlik konusunun toplumun gündemine sokulmasının gerektiğine ve bunda yarar olduğuna gönülden inanmaktayız. Bu vesileyle, bu önerge de bu konuda bir konuşmaya fırsat olmuştur, teşekkür ediyoruz.
Dünya Sağlık Örgütünün çalışmasına göre, dünyada her yıl 3 milyona yakın insan aşırı kiloya bağlı hastalıklardan yaşamını kaybetmekte. Biz bu nedenle toplumun daha fazla hareketli olmasını, günlük 5-10 bin adım ile, doktor kontrolünde, herkesi harekete çağırıyoruz.
Bir diğer iddia da bu şeker ile ilişkili kotaların, işte, filanca ülkenin söylemesiyle arttırıldığı, talimatla alındığı yönündedir. Değerli arkadaşlar, bu konuda kimse aklını karıştırmasın, AK PARTİ'yi bir başka partiyle karıştırmasın. Geçmiş dönemler ve vesayetler bitmiştir. Bu konuda, AK PARTİ'nin, ülkemizin çıkarları ne gerekiyorsa, bu milletin sağlığı, sıhhati, ne gerekiyorsa o konuda adım atacağından da kimsenin şüphesi olmasın.
Ben bu vesileyle daha sağlıklı günlerde de bir arada olmak dileğiyle bu önergeye ret oyu vereceğimizi bilgi olarak veriyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kavuncu.