| Konu: | 2000 TARİHLİ TEHLİKELİ VE ZARARLI MADDELERLE KİRLENME OLAYLARINA KARŞI HAZIRLIKLI OLMA, MÜDAHALE VE İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNE KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 17.01.2013 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı Hoca'nın söz konusu ettiği Mersin'deki kirlenme konusuna birkaç cümleyle de ben katılmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, 1990 tarihinde kabul edilen petrol kirliliğine karşı ve 2000 yılında kabul edilen Tehlikeli ve Zararlı Maddelere Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Protokolü'nün kanunlaştırıldığı bir kanunu burada müzakere ediyoruz ve birazdan kabul edeceğiz. Çok önemli, bana göre değerli, üzerinde durulması gereken bir sözleşme, bir protokol bu. Bu vesileyle, Türkiye'mizin tüm denizlerindeki kirliliği, tüm üretim alanlarındaki, tarımdaki kirliliği hepinizin dikkatine sunuyorum ama özelde de Mersin'i size kısaca arz etmem gerekiyor.
Mersin -sizler de biliyorsunuz, aranızda değerli Mersin milletvekillerimiz de var- Türkiye'nin göz bebeği.
Değerli arkadaşlar, Antalya'nın Gazipaşa'sını da katarsak yaklaşık 450 kilometrelik bir sahil şeridi. Dağların hemen başladığı? Yani on dakika sonra kayak yapmaya çıkabilirsiniz, on dakika sonra denize girebilirsiniz. Bu kadar değerli bir coğrafyayı, maalesef, Akkuyu nükleer santrali inadınızla Türkiye'ye zehrediyorsunuz.
Mersin halkı bunu 1970'li yıllarda da yaşamıştı. Türkiye'nin sanki başka yeri yokmuş gibi, Silifke SEKA Fabrikasını getirip Taşucu beldesine kurdunuz ve Mersin'in turizmde atak yapmasını otuz yıl öteledik. Antalya, İzmir, Muğla turizmde çok ileri mesafelere ulaşmalarına rağmen, Silifke'de kurulan bu SEKA Fabrikası maalesef Mersin'de turizmin önünü kesti. Şimdi aynı kaderi yeniden Mersinlilere yaşatmaya çalışıyorsunuz. Akkuyu nükleer santrali bu türlü bir sonuç getirecektir. Türkiye'mizin enerjiye ihtiyacı var ve bu enerji çeşitli kanallardan biri olarak nükleer santrallerden de kazanılmalı. Buna itiraz etmiyoruz. Ayrıca, Türkiye eğer büyük ülke olacaksa, bu büyük ülke olmanın yolu biraz da bu nükleer teknolojinin, bunun bilgisinin kazanılmasından geçiyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz Akkuyu nükleer santralinin Mersin Büyükeceli'de yapılmasına hararetle karşı çıkıyoruz. Ancak, Türkiye'nin nükleer enerjiye sahip olabilmesi için nükleer santrallerin yapılmasına da "Doğrudur, olabilir." diyoruz ama günümüz dünyasında, maalesef, nükleer santrallerde yaşanan olumsuzluklardan -bütün tedbirlere rağmen- işte, Japonya'da, Almanya'da, dünyanın birçok yerinde yaşanan bu olumsuzluklardan sonra artık dünyanın nükleer enerjiden vazgeçip nükleer santrallerini sökmeye başladığı bir süreçte, Türkiye inadına, turizm için, nükleer enerjiden çok daha fazla değerli olan Mersin kıyılarını nükleer santrale açıyor.
Bir başka şey, yine sayın milletvekilinin ifade ettiği gibi, Mersin gibi tarımın göz bebeği yani Türkiye'nin yaş sebze ve meyvede ambarı düzeyindeki Mersin ovalarını bu sanayi artıklarıyla kirletiyor. Trakya'yı bitirdiğimiz gibi, şimdi Tarsus Ova'sını, Mersin Ovası'nı, Çukurova'sını da kurulan fabrikalarla bitiriyoruz maalesef. Petrol kirliliği de var. Şimdi sülfürik asit fabrikası yapılıyor Mersin'de yani orada ihracatımızın önemli bir kaynağı olan yaş sebze ve meyvede kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu kanunun görüşülmesi vesilesiyle bunu fırsat bilerek Mersinliler adına bu nükleer santral kararınızı, Akkuyu'da, Mersin-Gülnar-Büyükeceli'de kurulacak bu nükleer santral kararınızı yeniden gözden geçirmenizi gelecek nesiller adına da sizden talep ediyor, kanunun hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şandır.