| Konu: | 1974 DENİZDE CAN EMNİYETİ ULUSLARARASI SÖZLEŞMESİNE İLİŞKİN 1978 PROTOKOLÜNE KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 17.01.2013 |
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Önemli bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum değerli milletvekilleri. Belki, ileride, milletvekilliği süresince ya da ondan sonra Ankara'da yerleşme kararı aldığınızda, hepinizi bekleyen önemli bir tehlikeyi ve sizleri de çok yakından ilgilendiren bir sorunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yarın, 18 ocak 2013 tarihi, Ankara BAŞKENTGAZ'ın özelleştirilme sürecinde önemli bir dönüm noktasıdır. Özelleştirme İdaresinin ihaleyle satışa çıkarttığı Ankara Büyükşehir Belediyesinin en önemli gelir kaynaklarından biri olan doğal gazın BAŞKENTGAZ'a devredilmesinden sonra, BAŞKENTGAZ yarın tekliflerinin alınmasının son günüdür sayın milletvekilleri.
Öylesine önemli bir konuyu tartışmak istiyorum ki sizlerle, dilerseniz konuşmamın bitiminde, katıldığınız yönleri ya da katılmadığınız yönleri de sizlerle daha sonra da paylaşabiliriz ama özellikle altını çizerek konuyu sizlerle bir paylaşmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara Büyükşehir Belediyesinin, 1980'li ve 1990'lı yıllar arasında Ankara'da yaşanan hava kirliliğinden sonra, Ankara'yı hava kirliliğinden kurtarmak için bulduğu formül, doğal gazı Ankara'ya getirmek ve yaygınlaştırmak olmuştur. Dolayısıyla doğal gazın kullanımıyla Ankara'da hava kirliliği büyük ölçüde önlenmiş ve yurttaşlarımızın doğal gaza özendirilmesi sonucunda, bugün tam 1 milyon 411 bin abonenin kullandığı bir büyüklüğe erişilmiştir. Bu rakamı 500 bin daha abonenin beklediğini ifade ederek sizlere iletmek isterim.
Sonuç böyle olunca doğal gaz Ankara'da yakıt konusunda tek seçenek olmuş ve bütün apartmanlar, bütün evler doğal gaz dönüşümlerini büyük ölçüde tamamlamışlardır. Doğal olarak, devletin özendirdiği yakıttaki tek seçenek doğal gazın bütün herkes tarafından benimsenmesi ve kullanılmasıyla, herkes de, sosyal devlet ilkesi anlayışı içerisinde, doğal gazın fiyatının hiç olmazsa belirlenme aşamasında halkın yararına korunacağı ve fiyatın da halkın çıkarına olarak belirleneceği algısı üzerine doğal gazı kullanmaya başlamıştır.
Ancak, değerli milletvekilleri, 2007 yılına geldiğimiz zaman -ben Melih Gökçek'i sizlere anlatmaktan bıkmıyorum, siz de onu kurtarmaktan bıkmıyorsunuz- Ankara metrolarının üç hatta birden yapımında Ankara Büyükşehir Belediyesi tıkanınca, Hükûmetiniz, hem biriken Büyükşehir Belediyesi borçlarından Melih Gökçek'i kurtarmak hem de Ankara metrosuna kaynak sağlamak üzere, 2007 yılında Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nda bir değişiklik yaptı ve doğal gazı EGO'dan ayırarak BAŞKENTGAZ adıyla bir şirket, kurdu. Bu şirket o zaman, iki yıl içinde özelleştirilecek ve ancak yüzde 80'i özelleştirilecekti. Özelleştirmeyle alacak şirkete de on yıl süreyle bir fiyat sabitlenmesi şartı konulmuştu. Ankara 5,5 sentten esasında Türkiye'de doğal gazı en pahalı kullanan bir ilimizdir ama buna rağmen, on yıllık bir koruma o kanunda korunmuştu.
Değerli arkadaşlarım, bu süreç içerisinde Ankara Büyükşehir Belediyesinin önemli ölçüde BOTAŞ'a olan doğal gaz borçlarının ödenmemesi amacıyla çıkartılan ve metroya kaynak aktarılması amacını da güden bu kanun çerçevesinde üç defa BAŞKENTGAZ özelleştirmeye çıkartılmış, Melih Gökçek'in özelleştirmeden önce "Eğer burası özelleştirilirse 3 milyar dolar kâr edeceğiz." dediği yere en fazla 1 milyar 610 milyon dolar teklif verilmiştir. Yapılan üç ihalede de ihale gerçekleşmemiş ve sonuçta bugünlere gelinmiştir. Bugünlere gelinirken iki yıllık bir süre içerisinde büyükşehir özelleştirmeyi tamamlayamadığı için BAŞKENTGAZ'ın özelleştirme sürecini Özelleştirme İdaresi Başkanlığı almıştır.
Değerli milletvekilleri, bu süreç içerisinde, bildiğiniz gibi 2011 yılında Ankara metrolarındaki tıkanıklık üzerine, siyasi iktidar metroların yapım işini Ulaştırma Bakanlığına devretmiştir ve tam 3 milyar dolarlık bir yükümlülüğü merkezî hükûmet üstlenmiştir. Dolayısıyla, Melih Gökçek'in başladığı ama bitiremediği metrolar da iktidar tarafından üstlenilmiştir. Bunun iktidarınıza maliyeti tam 3 milyar dolardır. Şimdi, Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nda yapılan -gerekçeye baktığımızda- 1'inci madde de, BOTAŞ'a olan borçların ödenmesiydi değerli arkadaşlarım. Dün, BAŞKENTGAZ Genel Müdürü bir açıklama yaptı ve 2011 yılında BAŞKENTGAZ'ın 48,7 milyon lira kâr ettiğini ve Ankara'da 47'nci sırada, Türkiye'de 262'nci sırada kurumlar vergisinde listeye girdiğini ve BOTAŞ'a olan borcun da ödenmiş olduğunu ifade etti.
Değerli arkadaşlarım, kanunun gerekçesine baktığınız da birinci unsuru oluşturan BOTAŞ'a olan borç ödendiğine göre ve ikinci öğeyi oluşturan metroların yapımına kaynak aktarılması amacıyla BAŞKENTGAZ'ın özelleştirme kararı alındığı ve Hükûmet de bunu üstlenip büyükşehirin elinden metroların yapımını aldıysa artık BAŞKENTGAZ'ın özelleştirilmesinin kanuni dayanağı kalmamıştır.
Şimdi, temmuz ayında yapılan torba yasadaki bir değişiklikle çok daha başka bir konu Ankaralıların önüne getirildi. Bu torba yasada yapılan değişiklikle, 2007 yılında yapılan Doğalgaz Piyasası Kanunu'ndaki değişikliğe ek bir madde getirildi ve Ankaralıların on yıl süreyle korunmuş olan sabit ücreti sekiz yıla indirildi. Dolayısıyla Ankaralılar bir on yıllık koruma altındayken özelleştirilecek şirket -alındıktan sonra on yıl süreyle fiyata dokunamayacakken bu, sekiz yıla indirilmek suretiyle Ankaralıların tam iki yıllık bir süresi, ekonomik olarak Ankaralıların cebinden alındı değerli milletvekilleri. Ayrıca, bu şirkete de fiyatı belirleme yetkisi verildi.
Şimdi değerli milletvekilleri, Ankaralıları, yarın son teklifi alınacak BAŞKENTGAZ ihalesinde çok önemli sorunlar beklemektedir. 1 milyon 411 bin abone ve daha 500 bin abonenin de yapılacağını varsaydığımız da Türkiye'nin 2'nci büyük doğal gaz şirketinin özelleştirmesinin az önce anlattığım gerekçelerle yasal dayanağı kalmamıştır. BOTAŞ'la olan sorun çözüldüğüne ve metroların yapım işi de Hükûmet tarafından üstlenildiğine göre, BAŞKENTGAZ'ın özelleştirilmesinin hiçbir yararı kalmamıştır. Melih Gökçek bugün vardır, yarın yoktur. Özelleştirmeyi yaptığımızı farz edelim. Bu parayı ne yapacak Özelleştirme İdaresi? Melih Gökçek'e verecek, o da herhangi bir yerde kullanacak. Peki, Melih Gökçek'in görev süresi bittiğinde Ankara'nın başına geçecek belediye başkanı böylesine önemli bir gelirden mahrum edilebilir mi? Arkadaşlar, tam 1 milyon 411 bin aboneden bahsediyorum size ve kâr etmiş bir kuruluştan bahsediyorum. Bunun hiçbir mantığı yoktur Sayın Bakan. Bu konuya müdahil olunması ve özelleştirmenin durdurulması gerekmektedir. Bu yapılmadığı takdirde, Ankaralılar sekiz yıl sonra, özelleştirmeyle doğal gazı alacak şirketin insafına terk edilmiş olacaktır. Ankara yaşanmaz bir kent olacaktır. Buradan tüm milletvekillerimiz ve tüm yurttaşlarımı uyarmak benim bir Ankara Milletvekili olarak sorumluluğumdadır.
Bildiğim için konuları, sizlerle paylaşmayı tercih ediyorum. Böylesine bir yakın tehlike Ankaralıları beklemekte ama değerli arkadaşlarım, takdir edersiniz ki bu işin de bir "dur" denilecek noktası olması gerekmekte.
Bakın, siz kurtarıyorsunuz, metroları üstlendiniz, Melih Gökçek hâlâ durmuyor, geçen gün, yine Büyükşehir Belediyesinden ASKİ'yi ve EGO'yu da rehin almak kaydıyla 250 milyon lira kredi için yetki aldı yani hem EGO'nun gelirlerine hem de ASKİ'nin gelirlerine de ipotek koyduracak bir yetkiyi aldı. Peki, değerli arkadaşlarım, tam 5 milyar lira borcu olan belediyeyi, metroyu aldığınız hâlde, BAŞKENTGAZ'ın gelişimini anlattığım bu tarzda BOTAŞ'a olan borçlar ödendiği hâlde, bu kadar açık veren bir belediye başkanını hâlâ savunmak mümkün müdür?
Yine, az önce belirttim, bir dakikalık sorularda, bununla da yetinilmiyor, Esenboğa-AŞTİ ve Kızılay arasındaki otobüs hattı özelleştiriliyor. Şimdi, bir yandan otobüsler özelleştiriliyor, bir yandan yeni borçlar için belediyeden yetkiler alınıyor, bir yandan metronun yapımı Hükûmete devredilmiş durumda. Sırtınızı dayamışsınız Hükûmete. Bu şekilde belediye başkanlığını herkes yapar değerli milletvekilleri. Haksız mıyım? Eğer yanılıyorsam lütfen, içinizden birisi "Haksızsınız" desin. Yani Ankaralılar sekiz yıl sonra neyle karşılaşacaklarını bilmeden, bir sürecin içerisinde yer alıyorlar.
Bu süreç önemlidir, bu özelleştirme durdurulmalıdır. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak torba yasayı Anayasa Mahkemesine zaten götürdük ama eğer özelleştirme gerçekleştirilirse ayrıca özelleştirmenin iptali için de Danıştaya gideceğimizi ifade ediyorum, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gök.