| Konu: | MERA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S: 242) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 27.02.2013 |
ALİ HALAMAN (Adana) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, 5 maddelik bir tasarı olan 242 sıra sayılı Mera Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
"Mera" dendiğinde, genelde, tarım ve hayvancılık akla gelir; köylünün, kasabalının, şehirlinin ortaklaşa kullandığı sosyal, siyasi, maddi kullanılan alan olarak bilinir. Ülkemizin toplam alanının yüzde 15'ini, yüzde 16'sını teşkil eder mera alanları ama uzun yıllar istismara açık bir alan olduğu için, genelde köylerde, beldelerde, şehir kenarlarında, bu mera alanları o muhitin egemen güçleri tarafından kullanılır, onlar daha çok iştigal eder.
1998-1999 yıllarında "Mera Kanunu" adında kapsamlı bir kanun çıkmasına rağmen, meralar işgalden, siyasi tercihlerden, idari kayırmacılıktan bir türlü kurtulamadı. Dolayısıyla, hayvancılık ve tarım dışında kullanılması için Mera Kanunu'nda değişiklik yapılması bugünün şartlarında da öngörüldü. Değişikliğin gerekçesi, özellikle son zamanlarda mera alanlarının hatırlı siyasiler, idareciler, sermaye sahipleri, baskın grupların işgal ettikleri yerlerin hukuki zeminini oluşturmak için kiraya vermek, tesis kurmak, almak, satmak gibi içeriği olan 5 maddelik bir kanun hâline getirildi.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetin uyguladığı bu kapitalist politikalar? Zaten Büyükşehir Yasası'nı çıkarttı. Köy ve beldelerin tüzel kişilikleri ortadan kaldırılıp, bugünkü mera alanı olarak görülen yerler şehirlere geçti, arsa oldu. Kentsel dönüşüm, afet riski taşıma, Deprem Kanunu, 2/B, Orman Kanunu, yer altı sularıyla ilgili su sayacı, su ölçüm cihazı ve büyük oranda toprak satış kanunu, her şeyin özelleştirilmesiyle ilgili kanunlar çıkarken en sonunda da 5 madde olarak bu mera kanunu geldi. Bunları yaparken toplumun, yani ülkenin refahını on yıllık dönem içerisinde yükselttiniz mi? Ülke on yıllık dönem içerisinde 539 milyar dolar iç ve dış borca gömülmesine rağmen, bu borçların sürekli satmayla ödenir hâle geleceğini mi zannediyorsunuz? Yani mera alanlarını satsanız da "Hazıra dağ dayanmaz." derler.
Hayvancılığın bu memlekette, her milletvekili arkadaşım zaman zaman sıkıntılı olduğunu söylüyor. Dolayısıyla hayvanın para etmediği, yeminin, samanının, ilacının sürekli olarak ithal geldiği, ithal gelmesine rağmen hayvancılığın gelişmesinde müthiş bir katkının olmadığı her vesileyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeme geliyor. Tarımda çiftçiler perişan olmasına rağmen bak, mart, nisan ayında ayçiçeği, mısır tohumu Çukurova bölgesinde yok. Yani ocak ayında çıkması gereken ithal rejim kararnameleri çıkmadığı için mısır tohumu, ayçiçeği tohumu Adana ve çevresinde fahiş fiyatla yok satıyor. Çıkarttığınız yasalardan dolayı, halk sokaklara son günlerde inmeye başladı. Bak, Antalya'da 2/B için yürüyüşler ve isyanlar oluyor. Okullarda çıkartmış olduğunuz kanunlardan dolayı, harçlardan, kıyafetlerden dolayı toplumu ayrıştırdığınız için toplum tetikte bekliyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; Sayın Başbakan, grup toplantısında -yani kendi grubunun dışında- Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli için söyle diyor: "Devlet Bahçeli üç buçuk yıl iktidarda kaldı, dikili ağacı mı var?" Şimdi, ben Sayın Başbakana, Sayın MHP Lideri Doktor Devlet Bahçeli'nin bırak devlet yönetiminde hizmetlerini, kendi imkânları ile Osmaniye'de ve muhtelif illerde yaptırmış olduğu okullar ve camiler onun için birer ağaç. Dolayısıyla, yönetimde bulunduğu süre içerisinde Sayın Liderimiz Doktor Devlet Bahçeli üç buçuk yıllık dönemde demokrasinin gelişmesi, sosyal seviyenin yükselmesi, bu güzel memleketimizin her köşesinde yani Bitlis'ten Ahlat'a kadar, Muş'tan Malazgirt'e kadar -o dönem ben de gittim- o bölgenin, Malazgirt'in, Muş'un, Bitlis'in altyapısını, bütün yolları o günün şartlarında Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli'nin inisiyatifinde yapıldı. Van'da Ferit Melen Havaalanı'nın yapılmasına Doktor Devlet Bahçeli vesile oldu. Dolayısıyla, Diyarbakır Belediyesine, Başbakan Yardımcısı olarak "Diyarbakırlılar yolunu, suyunu getirsin." diyerek ödenekten o günün şartlarında 7 trilyon gibi paralar aktarttı. Dolayısıyla şimdi, bunların hepsi, depremde yıkılan evler, yollar, evleri yok edilen insanların ayakta kalması için verilen üç buçuk yıllık mücadele hep Devlet Bahçeli'nin eseri oldu. Küçük boy otoyollar, tarımdaki iyileştirme, hayvancılıktaki gelişme, terörün yok edilmesi, toplumdaki kaynaşma, dış politikadaki seviyeli siyaset onun döneminde oldu.
Şimdi "Bizim, Merkez Bankasında 125 milyar paramız var." diyerek onun bunun emanet parasıyla övünüp "Geçmiş dönemde 25 bin dolar para vardı." diyerek Sayın Başbakan kendine bir övünç çıkartıyor. Halkın son günlerde icrayla, borçla, kredi kartlarıyla boğuştuğunu, zinaların arttığını, cinayetlerin, intiharların çoğaldığını, toplumun ayrıştığını, bölücülüğün arttığını? Türklüğün ve Türk'ün yok edilip, milleti kanunla parçalayıp yeni siyasi aktörler yaratmayı bu memlekete hizmet sanıyor. Arap Baharı'na siyasi, sosyal, maddi yardım yaparak Müslüman'ı Müslüman'la dövüştürdünüz. "Milletin milliyetçiliğini ayaklar altına aldım." demeyi, hakaret etmeyi doğru zannediyorsunuz. Bu güzel memleketimizin her köşesinde işsizlik, eşitsizlik, adaletsizlik had safhada.
Bu çıkardığınız Mera Kanunu 2/B için yapılan yürüyüşlerin artmasına vesile olur. Bu kanunlar parayı, çıkarı çağrıştıran kanunlar. Köylüyü, kasabalıyı ortadan kaldırma kanunudur.
Bunları söylemek için söz almış bulunmaktayım. Bu duygu ve düşüncelerle büyük Türk milletini saygı, sevgiyle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)