GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:08.11.2012

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin, muhtarlarımızın sosyal ve ekonomik sorunlarının iyileştirilmesi, sosyal güvenlik primleri nedeniyle düştükleri durumun tespiti ve daha etkin çalışma koşullarının yaratılması amacıyla vermiş olduğu grup önerisi üzerine Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızdayım.

Bu husus, değerli arkadaşlar, birçok defa gündeme geldi. Buradan hemen hemen her parti grubu söz aldı, bu sorunla ilgili görüşlerini dile getirdi. En son on gün önce Milliyetçi Hareket Partisi aynı konuda bir grup önerisi getirmişti. Yine o grup önerisinde de Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınıza gelmiştim. Konuşmalar daha bugün gibi hafızamızda. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisinin, Cumhuriyet Halk Partisinin, bu sorunun, bir an önce, Meclis kürsüsünde dillendirildikten sonra bir Meclis araştırma önergesine çevrilmesi ve sorunun çözümü için sarf etmiş oldukları sözlere karşılık Adalet ve Kalkınma Partisi de kendi görüşlerini açıkladı.

Birçok sorunu o konuşmalarımızda kürsüye taşıdık ki bunların hepsi de birbirinden haklı, birbirinden önemli sorunlardı ama değerli arkadaşlar, bugüne kadar buraya bu meseleyle ilgili getirilen Meclis araştırma önergeleri, grup önerileri, hepsinde de, maalesef, hiçbir sonuca varılamadı. Bunun müsebbibi bildiğiniz üzere iktidar partisidir. Maalesef, söylediklerimizin hepsi kulak arkasına atıldı hatta inkâr ve ihmal yollarına gidildi, arpa boyu yol alınamayınca da bu problemler bu sefer yine bir başka muhalefet partisi tarafından gündeminize tekrar getirildi.

Ben biliyorum, benden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü çıkacak, muhtemelen konuşması şu şekilde olacak çünkü daha önceki konuşmaları da aynı çerçevedeydi: "Muhtarlarımız çok önemli, çok saygıdeğer insanlar, biz onları çok seviyoruz, bunlar demokrasimizin beşiği, okulu ama gündemimiz çok yoğun, gündemimiz o kadar önemli ki maalesef bu meseleleri bugün konuşamayız, daha sonra konuşalım deyip bir tarafa atacaklar."

MEHMET GELDİ (Giresun) - Aynı senin dediğin gibi!

S.NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Şayet bundan sonra da bu konuşmalar üzerine de bir çözüm üretilemezse muhtemeldir, en geç bir ay içerisinde bu mesele tekrar gündeme gelecektir. Herhâlde, Türk milletinin kürsüsünde başka bir lisan ile hitap edilirse şaşırmayın. Konuşmacıya sorduğunuzda vereceği cevabı, şimdiden ben size söyleyeyim. "Değerli milletvekilleri, onlarca kez bu sorunları Türkçe anlattık, anlamadınız. Şimdi, belki anlarsınız diye bir başka lisan kullanıyoruz." diyecekler. Bakın, bu ruh hâli tehlikelidir. Şayet millet, millet iradesinin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisinden ümidini kesmeye başlamış ve işi trajikomik bir mizaha çevirmeye çalışıyorsa bir vahamet var demektir. Bir şeyler yapılması lazım. Demokrasinin en temel okulu dediğimiz muhtarlıklar, belediyeler kapatılıyor ki iki gündür bu yasa tasarısını bu Meclise dayatıyorsunuz, bu da bu milletin çığlığını duymadığınızı, verdiği mesajı almadığınızı gösteriyor. Diyeceksiniz ki "Ne yaparsak yapalım millet bizi destekliyor, köyler, kasabalar bizlerin arkasında." Bu desteğin ilanihaye olmadığını ve size verilen bu desteğin, kendilerine zulmedilmesi için verilmediğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

İktidarları millet getirir, millet götürür. Köylünün, muhtarlıkların iradesinin nasıl tecelli edeceğini yakında göreceksiniz. Muhtarlıkların birçok problemi var, bunları on gün önce teferruatıyla anlattık. Tekrardan kaçınmak için, tekrar ayrıntılarıyla anlatmak istemiyorum. Ha gerçekten, çözmek niyetindeyseniz bu problemleri, biraz sonra oylama yapılacak, -bu oylamayı da yüzlerce, belki binlerce muhtarımız da izleyecek.- Meclis araştırma önergesine "Evet" deyin ortak bir komisyon ile, aslında ezelden beri belli olan sorunlara hangi çözümleri üreteceğimizi oturup konuşalım ve önerilerimizi, tasarı yahut teklifler hâline getirir ve bu sorunları da en kısa zamanda bir çözüme kavuştururuz diyoruz.

Bu önergeye "Hayır" demeniz hâlindeki böyle bir netice bekliyorum maalesef, bu samimiyet sınavında sınıfta kalmış olacaksınız. Karnelerinizi de hiç merak etmeyin arkadaşlar, muhtarlarımız ilk fırsatta verecekler. Milliyetçi Hareket Partisi köylerimizin, muhtarlarımızın problemlerinin çözümü için bir muhalefet partisi olarak bugüne kadar elinden gelen her şeyi yapmıştır, vicdanı rahattır. Birçok kez Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Meclis araştırma önergesi vermiştir, muhtarlıkların sorunlarının aşılması için önerilerimizi içeren kanun teklifleri vermiştir. Ancak hiçbir çözüme ulaşamadığımızı görmekten, maalesef büyük bir üzüntü duyuyoruz.

Zaman zaman sözcüleriniz de bu kürsüye çıkıyor: "Efendim, on yıl önce muhtar maaşları şöyleydi, bugün böyle." gibi hakikaten kara bir propaganda, mizahi cevaplar üretiyorlar. İyi de değerli arkadaşlar, o dönemdeki BAĞ-KUR primleri ile bugünkü SGK primlerini de bir kıyaslayın. Elma ile armudu aynı kap içinde değerlendirmek ve rakamlara istediğiniz gibi taklalar attırmak, herhâlde AKP'nin bugüne kadar en güzel yaptığı iş olsa gerek.

Milliyetçi Hareket Partisi diyor ki: "Köylerimize, tıpkı özel idareler ve belediyelere olduğu gibi nüfus başına İller Bankasından kaynak aktaralım." Efendim, ben bu teklifimizi, Büyükşehir Yasası konuşulurken İçişleri Komisyonumuzda da yinelemiştim.

Değerli arkadaşlar, bu, gerçekten önemli bir konu. Köyün temsilcisinin -ki biraz önce bir arkadaşımız da belirtti, aynı zamanda köydeki mülki temsilcidir bu, devletin temsilcisidir- aslında hakkı olan bu payı, kendilerine vermeyerek de maalesef köyü, köylüyü, muhtarı sağa sola el açar olmaktan kurtaramıyoruz kıymetli arkadaşlar.

Muhtarlarımızın maaşları -Sayın Aslanoğlu da söyledi- gerçekten çok komik, 429 lira 58 kuruş. Evet, öte taraftan, SGK primlerine bakıyoruz arkadaşlar, SGK primlerinin de en asgarisi 320 lira. Geriye kalan 109 lira 58 kuruş, harca harca bitmez. İnternet, elektrik, su, telefon, ısınma ve gelene gidene ikram, çay masrafları vesaire... Açıkça muhtara diyoruz ki: "Hizmet için zorunlu olan bu giderleri cebinden karşıla." Niye? Niye arkadaşlar? Her hizmetin, her kamu hizmetinin bir bedeli var. Herkes için, her kurum için memura, belediye başkanına, emekliye, askere, polise, hatta milletvekillerine bir kaynak ayırıyoruz yaptıkları hizmetlerin karşılığı olarak; soran olduğunda da bu giderleri "Hizmet bedeli." olarak izah ediyoruz. Muhtar için bunu niye çok görüyorsunuz? Muhtar, babasının işini mi yapıyor arkadaşlar? Yaptığı giderlerin genel bütçeden mutlaka ödenmesi lazım.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2011 seçimlerinde, seçimler öncesinde milletimize bir taahhütte bulunduk, dedik ki: "Biz iktidara geldiğimiz zaman ilk etapta muhtar maaşlarını en az, asgari ücret seviyesine çıkaracağız ve ihtiyar heyeti üyelerine de yaptıkları hizmetlerin karşılığında toplantı başına hakkıhuzur ücreti ödeyeceğiz." Bunun için de bugüne kadar birçok kez Meclise kanun teklifi verdik. İçişleri Bakanını birçok arkadaşımız soru yağmuruna tuttu ama nafile, karşımızda, âdeta, bir duvar var ve söylediklerimiz bu duvardan geriye dönüyor. Âdeta, muhtarları köyüyle birlikte AKP cebine atmış, oyları cebinde; konuya maalesef bu kadar sığ yaklaşıyor, onlardan almış oldukları bu oyu da bu şekilde istismar ediyor.

Muhtarların statülerinin belirsizliğinden yargılanmalarına kadar, silah ruhsatı ücretlerinden toplu taşımdan indirimli faydalanmalarına kadar birçok sorunları var. Tabii, süremiz az arkadaşlar ancak biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak çözüm için hazırız ve her zaman hazırız. Kimin tarafından getirilirse getirilsin Milliyetçi Hareket Partisi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - ?muhtarlarımızın bu sorunlarını giderme konusunda elinden geleni yapacaktır diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.