GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:08.11.2012

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu yasa Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine geldiği andan itibaren bir "bölünme, parçalanma, federasyon" sözüdür gidiyor .

Değerli arkadaşlar, öncelikle, burada konuşma yapan sayın konuşmacıların, konuşanların bir şeyi gözden kaçırdıkları kanaatindeyim.

Bugün, özerklik, otonomi, federasyon bütün dünyada uygulanan yönetim biçimleri ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa Mahkemesi çok açık ve net bir kararla KADEP partisinin federasyon isteme, savunma tüzüğünü, maddesini Anayasaya aykırı bulmadı.  Yani bu ne demek? Türkiye'de, bir siyasi parti, çok açık bir şekilde, bırakınız özerklik ve otonomiyi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini, federasyonu bile savunabilir.

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) -  Duydunuz mu AKP'liler Hangi yasa yapılıyor görüyorsunuz değil mi? 

ALTAN TAN (Devamla) - Biz bunları sükûnetle, uhuvvetle  ve sükûnetle eğer tartışamayacaksak, konuşamayacaksak bugün dünyada 200'ün üzerindeki devletin 120'ye yakının kullanmakta olduğu sistemleri tamamen gayrimeşru ilan etmiş duruma düşeriz.

Bugüne kadar, örnek veren bütün konuşmacılar Avrupa'dan örnek veriyorlardı. İşte, Belçika sistemi, İsviçre'deki kantonal sistem, Almanya'nın federal bir cumhuriyet olması, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki eyalet sistemi, İtalya'daki bölgesel yönetimler, vesaire vesaire vesaire?

İsterseniz, size biraz da doğudan örnek vereyim: Bugün, Gürcistan'da yine aynı şekilde özerk bölgeler var; yani Abhazya var, Osetya var, Acara var. Yine aynı şekilde ,bugün, Azerbaycan'ın Nahçıvan özerk bölgesi var. Rusya'da 21 özerk bölge var, yani kendi dillerini kullanabilen, kendi bölgesel parlamentolarını -mesela bunlardan birisi Çeçenistan'dır- kullanabilen 21 tane özerk bölge var. Yine aynı şekilde, Güney Afrika'da 11 tane resmî dil var, Hindistan'da on 16 tane resmî dil var. Çin'de bile bugün Uygur Bölgesi, Sincan Bölgesi bir özerk bölge olarak yönetilmekte, yine bizim inancımıza göre Çin orayı işgal etmiş olmasına rağmen, bakın tekrar ediyorum, Çin orayı işgal etmesine rağmen, yine kendi dilini kullanabilmekte, özerklik statüsünden faydalanabilmektedir. Batı Trakya'dan Bulgaristan'a kadar da yine bu konuda farklı farklı yönetimler vardır. Onun için, bir yönetim şeklini böyle, baştan silip atmak hiçbir şekilde siyaset bilimiyle bağdaşmamaktadır. Bunun faydalarını, zararlarını konuşabiliriz.

Mesela, biz de bugün Meclise gelen bu kanun tasarısına karşı çıkıyoruz.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Silahla yapamadığınızı AKP'ye kanunla yaptırıyorsunuz.

ALTAN TAN (Devamla) - Niye karşı çıkıyoruz? Çünkü karmakarışık, yarım yamalak, yetkilerin kimde olduğu belli olmayan bir kanun tasarısı geliyor. Belediye meclisi ile il genel meclisini birleştiriyor, il genel meclisini sözde belediye meclisinin yetkilerinden mündemiç kılıyor fakat aynı şekilde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı diye bir başkanlık oluşturuyor, bunun yetkisinin sınırları ne, belli değil. İşte "Kamu yatırımlarını izler, koordine eder, gerekirse müdahale eder." Peki, belediye bir kamu kuruluşu mu? Evet. Belediyenin hangi yetkilerine müdahale eder? Ben Sayın Komisyon Başkanına sorduğumda "Bir köy yolu kapalı olduğu vakit belediye açmazsa müdahale eder." Keşke bu kadar masum olsa. Yani peki, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı da o köyün yolunu açmazsa ona kim müdahale edecek? Yani jandarma karakolu mu müdahale edecek?

Dolayısıyla, bu kanun yapılırken bütün bu yetki ve sorumlulukların doğru düzgün belirlenmesi lazım ve bu işin doğrusu, artık böyle bir düzenlemede valinin de seçimle gelmesi en doğru çözüm olurdu diye düşünüyoruz ve nitekim Türkiye'nin bir müddet sonra tartışacağı bu yetki karmaşasıdır ve seçilmiş vali, istesek de istemesek de gündemimize gelecektir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Onu da getirecekler zaten.

ALTAN TAN (Devamla) - Son söz olarak, bu Mardin Artuklu meselesini tekrar gündeminize sokuyorum.

Sevgili arkadaşlar, Artuklu, Artuklu, Artuklu? 500 küsur köyünde Mardin'in, ana dili Türkçe olan tek bir köyü yok. Geçmişteki Selçuklu idaresini bu kadar vurgulamanızın asimilasyondan başka veya bir önyargıdan başka bir anlamı yok. İyi ki Mardin'in adını "Moğolkent" koymadınız!

Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)