| Konu: | 365 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN 1'İNCİ MADDESİNİN, ANAYASA'NIN DEĞİŞTİRİLMESİ DAHİ TEKLİF EDİLEMEYECEK OLAN 3'ÜNCÜ MADDESİNE AYKIRI OLDUĞU GEREKÇESİYLE İŞLEME ALINIP ALINAMAYACAĞI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 23.01.2013 |
OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikli olarak mübarek Mevlid Kandili'ni kutluyorum. Umarım buradaki iradeler rahmetin olduğu birliğin yönünde kalkar. Azabın olduğu, ayrılık hükümlerinin getirdiği hususlara karşılık da inşallah, bu mübarek Mevlid Kandili'nde bu parmaklar bu vicdanla buluşur diyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz rahmetin olduğu birlik türküsünü söylemeye devam edeceğiz.
AHMET TÜRK (Mardin) - Ne rahmeti ya!
OKTAY VURAL (Devamla) - Tabii, bu mesele Kürt kökenli insanlarımızın ya da Türkçe bilmeyen insanlarımızın sorununu çözmek değil, doğrudan doğruya KCK dayatmasıyla PKK'yla yapılan görüşmelerin dayatması sonucunda gelmiştir ki, Sayın Bakanın bu konuda bugüne kadar tercümanlarla ilgili hiçbir istatistiki bilgiyi bile verememesi bunun bir sosyal sorun olmadığını ortaya koymaktadır.
Anayasa'mıza göre "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir." ve Sayın Başkan, bunun değiştirilmesi teklif dahi edilemezken, bu konuda özellikle yargılama sürecinde egemenliğin en önemli simgesi olan dilin kişilerin tercihine indirgenmesi, bizatihi egemenliğin yok sayılması ve dilin Türkçe olması hükmünü dışlamasıdır.
Bu bakımdan, bu getirilen teklif, Türkçeyi dışlamak amacıyla getirilmiştir. Türkçenin bilerek ve siyasal amaçlarla kullanılmamasını temin etmek amacıyla getirilmiştir, ki kanun koyucunun iradesine baktığımız zaman bu iradenin arkasında olan AKP'nin grup adına yaptığı konuşmada "Etnik toplulukların kolektif düzeyde haklarının tanınması gerekir." derken, doğrudan doğruya Anayasa'mızda zümreye, kişiye ve sınıfa bırakılmasına yönelik iradeyi de bu şekilde ortadan kaldırdığını ortaya koyuyor.
Bu bakımdan, egemenliği ifade eden, gündeme getirilen bu konu bir sorunu çözmeye değil, siyasal anlamıyla etnik kimlikte kolektif hakları tanımaya yönelik bir iradedir. Bu bakımdan, bu konu "Dili Türkçedir." hükmünü doğrudan doğruya dışladığı için bizatihi teklif dahi edilemez.
Bu bakımdan, Türkçe dışında herhangi bir dilde? Eğer meramını anlatamıyorsa Türkçe -zaten kanunun hükmü vardır- özellikle bu Türkçeyi dışlayan ve yargılama dilinden çıkartacak olan bu hüküm açıkça "değiştirilemez" denilen "Dili Türkçedir." hükmünü ortadan kaldırmaya yönelik bir girişimdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) - Bundan sonraki süreç içerisinde, yargıda tanıdınız, daha sonra da gelip Meclis kürsüsünde, ki egemenlik hakkını, biliyorsunuz yargı da Türk milleti adına kullanıyor, Parlamento da, "Ben, burada, meramımı şu dilde daha iyi anlatacağım." diye geldikleri zaman hangi gerekçeyle karşı çıkabileceksiniz? O bakımdan, açtığınız bu yol, yol değildir. Etnik kimlikte bölücülüğe ve millî kimlik ekseninde de insanların ayrışmasına yol açacak bir süreçtir.
Bu bakımdan, Anayasa'nın "değiştirilemez" hükmüne aykırı bir irade oluştuğu için, Sayın Başkanım, bu konu kesinlikle Anayasa gereğince değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümlerdendir. Bu konuda iradenizi kullanmanızı istirham ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.