GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:09.11.2012

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; böylesine önemli bir madde üzerinde sürekli olarak söz alıyoruz ve elimizden geldiği kadar bu çalakalem geçirilmeye çalışılan yeni kanun tasarısının yanlışlıklarını, eksikliklerini tamamlamaya çalışıyoruz.

Benim altını çizmek istediğim bu konuşmamdaki en önemli nokta, büyükşehirlerde ve büyükşehirlere bağlı olan ilçelerdeki otoparklarla ilgili düzenlemelerin yine burada belirsiz ve muğlak bir şekilde bırakılması. Mevcut bu düzenlemede büyükşehir belediyelerinin otoparklardan gelen gelirleri alacağı ve bunları yine onlarla ilgili olarak kullanacağı belirtilmiş ama bunun sınırları nedir, boyutları nedir, nereye kadar bu uygulamaları yapabilir, ne kadar yapabilir; yine sınırları belirsiz, yetkileri tam olarak tanımlanmamış ifadelerle geçiştirilmiş bulunuyor. Hâlbuki bugün büyükşehirlerin en önemli sorunlarından birisi otopark sorunudur, belki de baştaki sorunu otopark sorunudur. Öyle bir noktaya geldi ki bu otopark sorunu da, şu an birçok cadde ve sokaktaki park etme yetkisi de belediyelere verildi veya belediyeler mevcut kanunu kendilerince yorumlayarak cebren el koydular. "Cebren el koydular." diyorum çünkü öyle bir noktaya gelindi ki artık, kendi apartmanınızın, evinizin önündeki sokağa gelip arabanızı park ediyorsunuz ve para ödemek zorunda kalıyorsunuz.

Bu, şehrin yirmi, otuz, kırk yıl evvel imara açılmış ve şehirleşmiş bölümlerinde, meskûn yerlerinde tam bir fecaate dönüşmüş durumda çünkü o gün yapılan imar planlarına göre mevcut binalar arsaların bazen yüzde 60'ına, 70'ine, 80'ine oturtulmuş durumda, hatta bitişik nizam olarak yapılan evlerde bazen yüzde 100'üne oturtulan binalar var. Yani, dolayısıyla bugün yeni yapılmakta olan imar planlarında dikkat edildiği gibi arsanın yüzde 25'ini, 20'sini, 15'ini kullanabilirsiniz, otopark yeri bırakabilirsiniz gibi hükümler o tarihlerde uygulanmamış. Uygulanmadığı için de binalar o günkü anlayışa göre ve o günün trafik şartlarına göre, ihtiyaçlarına göre inşa edilmiş. Bugün gelinen noktada ise bu arabaların park yeri yok. Hâlbuki bunun birinci sorumlusu bugün belediyeler, vatandaş değil. Ben bugün Kızılay'ın merkezinde bir konut veya iş yerini kullanıyorsam, bunun imar planlarını yapan, işte, ruhsatını veren yirmi, otuz, kırk yıl, elli yıl önceki belediyeler bunu hesaplamadığından dolayı, bugün bunun ceremesini ben çekmek durumundayım, bu da asla adil bir mevzu değil.

Peki, ne yapmak lazım? Birincisi: Sevgili arkadaşlar, mutlaka bu caddelerdeki uygulamalara bir son verilmesi lazım, yani özellikle bu sokaklara bakan binaların bir rüçhan hakkının olması lazım. Yani, kişinin kendi binasının önüne, kendi iş yerinin veya evinin önüne parayla arabasını park etmemesi lazım. Hatta günde eğer birkaç sefer çıkıp gidip geliyorsa, ki iş adamlarının önemli bir kısmı aynı durumda, hatta konutları mesken olarak kullananlar da aynı durumda, sabah çıkıyorlar akşam tekrar geliyorlar, günde en az iki sefer bu parayı ödemek zorunda kalıyorlar. O hâlde yapılacak olan, öncelikle bütün bu eski imara açılmış ve sorunlu olan bölgelerde belediyelere bir yükümlülük getirmek. Mutlaka bu yükümlülüğün doğru düzgün tarif edilmesi lazım ve gerekli istimlakleri yaparak o mahallelerde ihtiyaca binaen, gerekirse kartla, vesikayla, iskâna dayalı hakları belirleyen bir otopark düzeni kurulması lazım. Ondan sonra dışarıdan gelenlerden para alıyorsanız, bunu da alabilirsiniz, en meşru hakkınızdır ama orada oturan insandan bir de ikinci bir haraç gibi para almak asla doğru bir şey değil. Bütün bu düzenlemelerin de bu yasanın içerisinde doğru düzgün belirtilmesi lazım ki bu mağduriyetlere son verilsin.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.