GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:09.11.2012

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiği vakit, Hükûmetin en büyük savunması şu olmuştu: "Merkezdeki yetkileri yönetim zorluğundan dolayı taşraya devretme mecburiyeti doğmuştur, dolayısıyla, Türkiye'de yüz yıldan fazla bir süredir tartışılan ademimerkeziyet fikrinin yer bulması için, ülkenin daha iyi yönetilebilmesi için, böyle bir düzenleme yapılmıştır." Eğer, hakikaten böyle bir düzenleme yapılmış olsa idi, tabii ki, canıgönülden destekleyecektik. Ancak, şu an görüyoruz ki, daha önceki konuşmamda da altını çizdiğim ve detaylı bir şekilde anlattığım şekliyle, yatırımları izleme koordinasyon başkanlığı gibi ne olduğu, yetkilerinin, sorumluluklarının ve müdahale alanının ne kadar olduğu henüz tam olarak anlaşılmayan ucube yeni ihdaslar ile, bırakınız merkezin yetkilerinin taşraya devri, merkezin yetkilerinin ve müdahalelerinin daha da güçlendirildiği bir tasarı ile karşı karşıyayız.

Yine, bu tasarı içerisinde, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu'na göre verilen (A) Grubu maden ruhsatı ile 3/6/2007 tarihli ve 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'na göre verilen jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ruhsatına ilişkin yetki ve görevler ile 3213 sayılı Kanun'a göre, maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat sahasındaki tesisler için iş yeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin yetki ve görevler "İl özel idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı illerde valiliklerce yürütülür." düzenlemesi yapılıyor.

Değerli arkadaşlar, çok açık ve net şekilde görüldüğü gibi, bir ilde gelir getirebilecek, ranta dönüşebilecek, işte, burada da açıkça yazılıp, ifade edildiği gibi, jeotermal kaynaklardan tutun bilumum madenlere kadar, bunların ruhsatlarının, işletme şekillerinin ve yine, bunlarla ilgili izinlerin, müsaadelerin tamamı il valiliğine veriliyor. Hâlbuki daha önce, yine, bu yetkilerin önemli bir kısmı il özel idarelerindeydi; hiç olmazsa, en azından, yine, valiyle beraber hareket eden seçilmiş kişiler vardı ancak bu düzenlemeyle o ilden seçilenlerin tamamı devre dışı bırakılıyor. İl özel idaresi devre dışı bırakıldığı için, seçilmiş insanlar tamamen ortadan kalkıyor, onların yerine oluşan büyükşehir belediye meclisine de hiçbir yetki tanınmıyor.

Ben sayın bakanlara soruyorum, şu an burada bulunan bütün bakanlara ve Sayın Komisyon Başkanımıza, lütfen, bunun mantığını izah eder misiniz? Yani, bir şehirde, bir ilçede seçilmiş insanlar? Örnek olarak Diyarbakır'ı verelim; mermer madenleri var, kömür madenleri var. Bununla ilgili, neden seçilmişlere hiçbir yetki vermiyorsunuz? Neden hiçbir şekilde bunları devreye sokmuyorsunuz? Neden hiçbir şekilde bunların fikrini almıyorsunuz? Lütfen, bunun mantıklı bir cevabı varsa, çıkın, burada izah edin. Ve yine aynı şekilde, mesela Diyarbakır'da Çermik ilçesi var; kaplıca yatakları var, jeotermal, geniş imkânlar mümkün. Ki bugün artık jeotermal kaynaklar sadece -eskiden olduğu gibi- bir kaplıca değil, seralardan tutun, bilumum üretime kadar bu jeotermal kaynaklar kullanılıyor. Yine, bunlarla ilgili hiçbir yetkiyi seçilmişlere vermiyorsunuz. Yani, eğer bunda sadece bir rant anlayışı yoksa, Allah aşkına, başka ne var? Dolayısıyla bu yeni yasadaki çarpıkları böyle her fırsat bulduğumuzda çıkıp anlatıyoruz.

Yine aynı şekilde, yerel yönetimlere hiçbir şekilde yerel vergiler koyma veya teşvikler oluşturma imkânı da verilmiyor. Bu da bu yasanın en büyük eksikliklerinden birisidir.

Eksiklikleri anlatmaya devam edeceğiz.

Saygılar sunarım. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.