| Konu: | CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 24.01.2013 |
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bizim "ihanet yasaları" kapsamında değerlendirdiğimiz düzenlemelerin maalesef bir yenisiyle karşı karşıyayız. Bu getirmiş olduğunuz düzenlemeyle bir kez daha görüyoruz ki ortada oynanan bir tiyatro var. Ortada oynanan bu tiyatro, yazarları maalesef PKK, KCK, BDP, İmralı, Kandil ortak yapımı bir tiyatro. Bu tiyatronun oynayanları, kusura bakmayın ama AKP milletvekilleri olarak sizlersiniz. Tiyatronun ana temasına baktığımız zaman, çok dilli, çok milletli, çok bayraklı, çok yargılı bir Türkiye özlemidir. Bu görüştüğümüz kanunun çıkarılması için, tiyatroyu yazanlar açlık grevi sahnesini kaleme alıyorlar. PKK ve KCK sanıkları açlık grevlerine başlıyorlar. Talepleri, ana dilde yargılama ve İmralı canisinin muhatap alınması. Değerli milletvekilleri, bu "KCK" dediğimiz yapı masum bir yapı değil. Bu, PKK terör örgütünün üst yapısı ve paralel devlet yapılanmasıdır. Açlık grevleri sahnesini oynayan? AKP bu talepleri derhâl hayata geçirmek için hareket ediyor. Bebek katili ve İmralı canisi, açlık grevlerini neticelendiren, inançlı, masum, iyi niyetli bir kahraman yapılıp bu iyiliği karşısında da "ana dilde savunma" adı verilen ama ana dilde yargılamanın önünü açacak olan bu düzenleme huzurlarınıza getiriliyor.
"Bu ve benzeri düzenlemeler bir tiyatrodur." diyorum çünkü öncelikle Anayasa'ya aykırılığı bütün boyutlarıyla ortaya konulduğu hâlde, bu gerek alt komisyonlarda gerek Komisyonda gerek Genel Kurulda ortaya konulduğu hâlde ve Anayasa'nın 3'üncü maddesi açık ve net olarak "Devlet, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür ve dili Türkçedir." ifadesi ortadayken bu düzenlemeyi yine Meclis Genel Kuruluna getiriyorsunuz. Anayasa'ya aykırılığın dışında da, böyle bir düzenlemeye gerek olmadığı, böyle bir düzenlemenin doğru da olmadığı her aşamada gündeme getirildi değerli milletvekilleri.
Yaklaşık bir buçuk yıl önce, yine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Genel Kurulda sizlerin Anayasa'ya uygun olarak vermiş olduğunuz sözleri, yapmış olduğunuz yeminleri hatırlayacak olursak, AKP ve BDP milletvekilleri, huşu içerisinde namus ve şerefleri üzerine Anayasa'ya sadık kalacaklarınızın sözünü vermiştiniz. Ya bu sözünüzü hatırlayın veyahut da bu verdiğiniz sözden vazgeçtiğinizi burada, gelin, ifade edin değerli milletvekilleri.
Yine, üniversitelerden hocalar dinlendi, Yargıtay temsilcileri dinlendi, barolardan görüşler alındı, hiçbirisi bu düzenlemeyi doğru bulmadı. Huzurunuza getirile düzenlemeye "Acaba bizim düzenlemelerimizde bir eksiklik mi vardı?" sorusunun cevabı olarak baktığınızda da, kesinlikle böyle bir eksikliğin olmadığını görüyoruz. Siyasi dava olan egemenlik talebini de içeren KCK davaları dışında, ülkemizde ana dilde savunmaya ilişkin cumhuriyet tarihi boyunca herhangi bir sorun yaşanmadı.
KCK davalarında bu sanıklar ne istiyorlardı? Mahkemeleri işlemez kılmak istiyorlardı, mahkeme faaliyetlerini zafiyete uğratmak istiyorlardı, ana dilde yargılama istiyorlardı. Sanıklar Türkçeyi bilmediklerini söylemiyorlardı veya Kürtçeyi daha iyi bildiklerini de ifade etmiyorlardı ama bu talepleri siz AKP milletvekilleri olarak temin ettiniz "Ana dilde yargılamayı veremeyiz ama ana dilde yargılamanın yolunu açacak ana dilde savunmayı genişletiriz." dediniz ve bu talebi bu şekilde huzurlarımıza getirdiniz.
Ama, biliniz ki değerli milletvekilleri, bu düzenleme masum, uluslararası normlara, insan temel hak ve hürriyetlerine, inançlarımıza, gelenek ve göreneklerimize uyan bir düzenleme değildir. Bu, bir egemenlik talebidir, bölücü örgüte boyun eğen, milleti parçalayan, uluslararası alanda kendine güldüren bir düzenlemedir.
Tavizlerle ülke yönetilemez, bölücü terör örgütünün talepleri yerine getirilerek bu sorun çözülemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENVER ERDEM (Devamla) - Bu taleplerin sonu gelecek mi? Bebek katilini affedecek misiniz? Toprak taleplerine boyun eğecek misiniz? Bunları bir bütün olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirip burada hep beraber ifade edin de niyetinizin ne olduğunu Türk milleti tam olarak bilsin diyorum, hepiniz saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.