| Konu: | 12 KASIM 1999?DA YAŞANAN DEPREMİN YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 11.11.2012 |
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, ebediyete intikalinin 74'üncü yıl dönümü münasebetiyle rahmetli Atatürk'ü saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Yine, sayın milletvekilleri, 12 Kasım depreminden bahsetmeden önce, dün haber aldığımız, maalesef son derece de bizleri ve toplumu üzen, 17 şehidimizle ilgili de bir şeyler söylemek istiyorum. Gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti ordusunun çok önemli mensuplarından 17'sini acı bir kazada kaybettik, şehit oldular. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailelerine de başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün, aynı zamanda seçim bölgem olan Bolu'yu da yakından ilgilendiren, Bolu'nun da yaşadığı 12 Kasım 1999 depreminin yıl dönümü olması sebebiyle bugün sizlere gündem dışı olarak birkaç hususa değinerek sözlerime başlamak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, hatırlarsınız, 17 Ağustos 1999'da Türkiye'nin çok önemli bir coğrafyasını ve nüfus yoğunluğunun çok olduğu bir coğrafyayı vuran, dünyanın en büyük depremlerinden bir tanesi meydana gelmişti. Hâlâ depremin büyüklüğü tartışılıyor. 7,8 miydi, 7,9 muydu yoksa 8 büyüklüğünde bir deprem miydi? Hâlâ bu depremde kaç insanın öldüğü tartışılıyor, hâlâ tam olarak bir sayıya ulaşılamamış. Tabii, daha Türkiye bu depremin yaralarını saramamışken biz bu depremden yaklaşık üç ay sonra 12 Kasım 1999 saat 18.57'de merkez üssü Düzce'nin Kaynaşlı ilçesi olan büyük bir depremle daha karşı karşıya kaldık.
Sayın milletvekilleri, gerçekten bu deprem yaşamayanlar açısından belki çok farklı olarak yorumlanıyor. Allah kimseye yaşatmasın, sizlere ve çoluğunuza çocuğunuza yaşatmasın. Ancak az önce söyledim, biz üç ay arayla çok büyük iki deprem yaşadık. 12 Kasım depremi, size izah ettiğim gibi saat yediye üç kala olmuştu. Ben araçtaydım ve aracın lastiği patladı zannettim önce. Sonrasında -aracı devirecek kadar şiddetli bir depremdi neredeyse- dikiz aynasından geriye doğru baktığımda Bolu'nun merkezine, binaların ışıklarının kademeli olarak söndüğünü, binaların birbirine çarptığını ve bunun sonucunda da Bolu'yu çok büyük bir toz bulutunun kapladığını gördüm. Öyle bir an ki değerli milletvekilleri, dua etmekten başka yapacağınız hiçbir şey kalmıyor. Açık alandaysanız yakınlarınız için dua ediyorsunuz, kapalı alandaysanız kendiniz ve yakınlarınız için dua ediyorsunuz; onun dışında yapacak, söylenecek hiçbir şey kalmıyor, gerçekten sözün bittiği an oluyor.
Deprem sonrasında da şunu görüyorsunuz: Zengin açısından da deprem, deprem; fakir açısından da deprem, deprem; hiçbir şey değişmiyor. Bu deprem vesilesiyle birçok insan aynı zamanda kefenin de cebi olmadığını görüyor. Öldüğünüz zaman sadece cansız bir bedenle gömüldüğünüzü, servetinizi öbür dünyaya taşıyamadığınızı da görmüş oluyorsunuz. Zengin de fakir de bu depremde ölüyor arkadaşlar, depremlerde ölüyor. Sağ çıkan zengin de fakir de aç kaldığı için, bir kuru ekmek için saatlerce sırada bekliyor depremden sonra. Zengin de çadırda kalıyor günlerce, fakir de çadırda kalıyor, çok fazla değişen bir şey olmuyor. O anlamda, önemli olan, depremlerin oluşumundan sonra o depremleri yaşayan binaların insanları öldürmemesini sağlamak.
Sayın milletvekilleri, bu deprem sonucunda Düzce'de yaklaşık 782 vatandaşımız, Bolu'da da yaklaşık 50 vatandaşımız hayatını kaybetti. Binlerce vatandaşımız da yaralı hâlde kaldı, bazıları da sakat kaldı bunların. Düzce'de oran daha büyük ancak benim seçim bölgem olan Bolu'da binaların yüzde 52'si hasar gördü, yüzde 52'si; az hasarlı olan vardı, orta hasarlı olan vardı, ağır hasarlı olan vardı. Hasar gören binaların çok az bir kısmı yıkıldı, "Diğer binaları onaracağız." dedi devlet yetkilileri ve bu binalar onarıldı ancak bu binalar onarıldıktan sonra yeni bir deprem görmedi.
Bu binaların onarımının binaları güçlendirip güçlendirmediği konusunda da bilim adamları ikiye bölündü, kimi dedi ki: "Bu yapılan onarımlar binaların statiğini bozdu, yeni bir depremde daha büyük bir faciayla karşılaşabiliriz"; kimi de dedi ki: "Evet, bu onarımlar fayda sağladı." Ancak yeni bir deprem yaşamadığımız için hâlen bu onarımların fayda sağlayıp sağlamadığını dahi Bolu kamuoyu ve Düzce kamuoyu bilmiyor. Şu anda Bolu'da ve Düzce'de binlerce konutun güvenli olup olmadığı hâlen tartışma konusu sayın milletvekilleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TANJU ÖZCAN (Devamla) - O anlamda, ben, size, buradan, şu çağrıda bulunmak istiyorum: Lütfen, özel iletişim vergilerinden elde edilen gelirleri depreme uygun olarak; özellikle binaların yenilenmesinde, yeniden yapılmasında, hasarsız bina kalmaması noktasında kullanmayı öneriyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.