GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:24.01.2013

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 365 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Çocuk eğitim evlerine nakiller kurum görevlisinin nezaretinde yapılır. Açık ceza infaz kurumlarına nakiller ise kurum görevlisi olmaksızın yapılır. Bu hâlde hükümlünün, aynı il sınırları içinde bulunan ceza infaz kurumları arasındaki nakillerde aynı gün içinde; farklı illerde bulunan ceza infaz kurumları arasındaki nakillerde ise kurum amirinin kırksekiz saati geçmeyecek şekilde belirleyeceği süre içinde, nakledildiği açık ceza infaz kurumuna giriş yapması gerekir. Belirlenen sürelerde açık ceza infaz kurumuna giriş yapmayan hükümlüler hakkında firar hükümleri uygulanır." maddesine, biz, "Haklı bir neden olmaksızın." ibaresinin eklenmesinin uygun olduğu düşüncesiyle önergemizi verdik. Eğer çok ağır ve mutlak bir şekilde ceza infaz kurumuna teslim olmamayı, bir firar gibi ağır sonuç doğuracak bir gerekçeyle ve bir sonuçla karşılayabilirsek bunun çocuk mahkûmlar açısından ağır sonuçlar getireceğini düşünüyoruz. Bu nedenle, önergemizin son derece makul ve mantıklı olduğunu düşünüyoruz. En azından, kaza olabilir ya da çok ani bir rahatsızlık olabilir, kişinin o anda belgelendiremediği ama gerçekten başına gelen çok ağır bir sorun olabilir. Buna "Haklı bir neden olmaksızın." ibaresini eklediğimiz zaman, böylesine durumlarda karşılaşıldığında, en azından çocuk mahkûmların kendilerini bir firarla sonuçlanmayacak şekilde koruyabileceğimiz bir düzeneği getirmek istedik. Son derece insanidir, son derece makul olduğunu düşünüyoruz bu önergemizin.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; esasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, Ceza Kanunu'nda ya da Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'umuzda yaptığımız pek çok değişikliği, biz esasında uygulamada yerine getirmiyoruz. Bence esas sıkıntı verici manzara budur. Kanunlarda yazdığı hâlde, infaz kanunlarında ya da ceza muhakemesi kanunlarında yazdığı hâlde pek çok konunun uygulanmadığına tanık oluyoruz.

Sabahleyin, Meclisimizde, Çağdaş Hukukçular Derneğinin -tutuklanmadan önceki Genel Başkanlığını yapan- önceki Genel Başkanıyla  bir  basın  toplantısı yaptık. 18 Ocak günü -bildiğiniz gibi- Çağdaş Hukukçular Derneğine yönelik Ankara'da, İstanbul'da ve başka yerlerde yürütülen bir operasyonda pek çok avukat gözaltına alındı. Bu gözaltıların bir kısmında yapılan ev aramalarına ben de Çağdaş Hukukçular Derneğinin üyesi olarak nezaret ettim. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanının evinde yapılan aramada hemen hemen hepimizin evinde bulunan kitaplar -ki benim şahsi kütüphanemde bulunan kitaplar- yasak kitap listesine alınarak toplatıldı değerli arkadaşlarım. Bir Komünist Manifesto'dan tutun, başka devrimci önderlerin kimi değerlendirmelerini içeren dergiler toplatıldı ve savcı tarafından, uyarmamıza karşı bunlar bir "yasak kitaplar listesi" adı altında ne yazık ki savcılığa götürüldü.

Değerli arkadaşlarım, Ceza Kanunu'muzda, Ceza İnfaz Kanunu'muzda ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda pek çok önemli hükümleri uygulamadığımızı gösteren bu tipik olayı sizlere hatırlatmayı bir görev sayıyorum. Türkiye'de o gün, 18 Ocak günü yapılan operasyonda, artık, bırakın yurttaşın, sıradan yurttaşın savunma görevini üstlenen avukatları, adaletin önemli bir süjesi olan savunmanların, avukatların da artık kendilerine hiçbir zaman meşru platformlarda haklarını arayamayacakları bir ortam yaratılmıştır. Evlerinin kapıları buldozerlerle kırılmıştır neredeyse, değerli arkadaşlarım. "Çelik kapılar" dedikleri evlerin tümü yalandır, hiçbirinde çelik kapı yoktur; 110 metrekare evlere polisler tarafından kapılar kırılarak girilmiştir. Avukatların yanında baro temsilcisi bulunması gerekirken hiçbirinde bunlar, koşullar yerine getirilmemiştir. Bütün bunların hepsi Ceza Usulü'nde, ceza kanunlarında yazdığı hâlde yerine getirilmemiştir. Biz şimdi ceza kanunlarında değişiklik yaparak güya Türkiye'de demokrasiyi ya da insan haklarını geliştirdiğimizi zannediyoruz, yanlış yapıyoruz. Bu yanlışlardan kurtulmak hepimizin görevidir, öncelikle kanunda yazılı olan maddeleri uygulayarak görevimizi yaparsak bence Türkiye'ye çok daha yararlı sonuçlar getirebiliriz ama adalet, artık "tuz kokmaya başlamıştır." dedirtecek uygulamalarla karşı karşıyadır diyorum.

Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.