GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:21
Tarih:11.11.2012

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

AKP Grubu adına  tasarının geneli üzerinde konuşma yapan Antalya Milletvekili Menderes Türel, tasarıda öyle bir düzenleme olmadığı hâlde, köylerde emlak vergisinin beş yıl süreyle alınmayacağını söylemişti. Şimdi de bu maddede AKP Grubu tarafından verilen bir önergeyle bu konu tasarıya dâhil edilmektedir. Böylelikle, Sayın Türel'in yanlış bilgisi de düzeltilmektedir.

AKP, sanki köylüye vergi vardı da beş yıl kaldırıyormuş gibi, köylüyü aldatmaya çalışıyor. "Köylüden beş yıl süreyle vergi, harç ve katılma payları alınmayacak." demek, aslında köylüye "Beş yıl sonra canına okuyacağız." demekle aynı anlamı taşımaktadır. Neticede köylüyü onlarca vergi, harç ve katılma payı ödemekle karşı karşıya bırakacak bir düzenlemeyi bu tasarıda yapıyorsunuz. Köylü hem de büyükşehir tarifesi üzerinden vergi ödeyecek. Evi, arsası, arazisi, tarlası, bahçesi için yüzde 100 artırımlı yani 2 kat emlak vergisi ödeyecek. Şehirde ne ise köydeki de aynı vergiye tabi olacak. Sizin adaletiniz bu mu?

Değerli arkadaşlarım, özellikle birbirine sınır olan büyükşehir ve büyükşehir olmayan illerde adaletsizlik daha belirgin olacak. Örneğin, Konya'nın köyü ile mesela Niğde'nin bir köyü, komşu köyler, birisi vergi ödeyecek, diğeri ödemeyecek. Yani vatandaşımıza farklı hukuk uygulayacak bir sistem maalesef bu tasarıyla getiriliyor. Köyün adına "mahalle" diyerek köyün ve köylünün kanına giriyorsunuz. Bu tasarı göçü hızlandıracak, köyleri iyice boşaltacaktır.

Değerli milletvekilleri, kapatılan belediye ve diğer kurumlardaki personelin diğer kurumlara nakline ilişkin düzenlemeler ile çalışanlar yerinden yurdundan edilmektedir. Gerek sözleşmeliler gerekse il özel idare işçileri için bakanların ve bizzat Sayın Başbakanın verdiği sözler boşa çıkmaktadır. 2005 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü kapatılırken Sayın Başbakan "İl özel idaresine devredilen işçilerin sadece işvereni değişecek, bunun dışında başka bir sorun yaşamayacaklar, kefili benim." demiştir.

Sayın Başbakanın bu sözlerine rağmen, önce 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Torba Kanun ile işçilerin iş yerleri değiştirilmiş, şimdi de kapatılan il özel idarelerinin personeli bu madde uyarınca başka kurumlara ve belediyelere nakledilecek, istihdam fazlası olanlar havuza alınarak sürgün edilecek. Ne oldu Başbakanın verdiği kefalete? Sayın Başbakanın kefaletinin hiç mi hükmü yok? İl özel idaresi çalışanları hiç olmazsa yeni kurulan yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına alınmalıdır.

Değerli milletvekilleri, yine kamu kurum ve kuruluşlarındaki sözleşmeliler kadroya alınmış, ancak il özel idareleri ve belediyelerde çalışan sözleşmelilere haksızlık yapılmıştır. AKP Hükûmeti tarafından 12 Haziran 2011 seçimlerinden bir hafta önce çıkarılan 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle 200 bin civarında sözleşmeli memur kadrolara atanırken, başta il özel idareleri ve belediyelerde olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşundaki sözleşmeli personel kadroya alınmamıştır. AKP Hükûmeti, o bildik ayrımcılığını yine yapmıştır. Kamuda sözleşmeli personel arasında ayrımcılık yapılmıştır. Daha sonra, belediyeler ve il özel idarelerinde çalışan sözleşmelilere yine bizzat Başbakan ve bakanlar tarafından kadro sözü verilmesine rağmen bugüne kadar bu sözler yerine getirilmemiştir. En son Anadolu Ajansının 4 Kasım 2012 tarihli haberinde belediyelerdeki 18 bin sözleşmelinin kadroya alınacağı, Başbakanın talimatıyla kadro için çalışma başlatıldığı açıklanmıştır. Tam aksine, bu tasarı ile kapatılan il özel idareleri ve belediyelerde çalışan sözleşmeli personel sürgün edilmektedir.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.