| Konu: | BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 11.11.2012 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözün sonuna geldik.
Tabii, Sayın Hocanın ifade ettiği gibi, "hayırlı olsun" demeyi çok arzu ederdik ama bu yasa bir hayırlı yasa değil. Allah sonumuzu hayreylesin (AK PARTİ sıralarından "Amin" sesleri) Bu yasayla sonumuzu ateşe attığınızın ne zaman farkına varacaksınız, onu bilmiyorum.
Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ilk günden bu yana, tarihî örneklerini de göstererek milletimizin birliğine, devletimizin siyasi birliğine, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne tehdit ve tehlikeler getireceğini ifade ederek bu yasaya karşı çıktık. Çünkü hem iç PKK saldırılarının ulaştığı nokta hem dış konjonktürden ülkemizi kuşatan gelişmeler, böyle bir süreçte bu türde bir yönetim değişikliğinin, yani idari federalizme adım atacak, zemin hazırlayacak böyle bir hukuk düzenlemesinin tehdit ve tehlikelerini, muhtemel tehlikelerini inanınız ki birçok konuşmayla, birçok yönleriyle anlatmaya çalıştık. Bizim için milletimizin birliği, devletimizin siyasi birliği, vatanın bölünmez bütünlüğü bir haysiyet, bir şeref, bir onur meselesi yani bunu savunmak bizim asli görevimiz, ben inanıyorum ki sizin de göreviniz. Arkadaşımız da bunu ifade etmeye çalıştı ama yanlış anladınız.
Değerli arkadaşlar, bakınız, tarihe bakmasını bilmeyen siyaset adamı, devlet adamı geleceği doğru öngörmez, bugünü doğru algılayamaz. Koca bir Balkan coğrafyasını kaybettik. Osmanlı Devleti Balkan devletidir. Koca bir Balkan coğrafyasını kaybettik. 1911-1913 arasındaki Balkan savaşlarını yöneten Osmanlı'nın Dışişleri Bakanının sözünü birçoğunuz bilirsiniz. Kendisine bu tehlike ve bu muhtemel gelişmeyi bahsedenlere karşı şu sözü söylemiştir: "Balkanlardan imanım kadar eminim." demiştir. Bu sözü söylemesinden bir ay sonra Balkan savaşı çıktı, 4,5 milyon insanımızı Balkan Dağlarında kaybettik. Birçoğunuz Balkanlısınız, atalarınızdan bu hikâyeleri duymuşsunuzdur.
Değerli arkadaşlar, şimdi elinizi vicdanınıza koyun. On yıllık iktidarınızın sonunda etnik bölücülük dünden daha mı kötü durumda yoksa daha mı ileri durumda? Bu etnik bölücülüğün silah zoruyla dayatıldığı bir süreçte, siyaset yoluyla böyle bir zemin hazırlamanın tehdit ve tehlikesini öngörmemiş olmanızı anlayabilmek mümkün değil değerli arkadaşlar, inanınız ki anlayabilmek mümkün değil. Yani ölümün denemesi olmaz. Bu, ülkemiz açısından, gelecek açısından ölüme kapı aralayan bir süreç.
Dolayısıyla bütün itirazımıza rağmen maalesef inat ettiniz, ısrar ettiniz. Sizden biz bir şey istedik, dedik ki: "Gelin, bunu mülki idare hudutlarına taşımayınız. Diğer teknik hususları birlikte düzenleyelim. Zamanınız var, gelin birlikte tartışalım. Eğer, idari bir restorasyon gerekiyorsa Türkiye'de bunu birlikte yapalım." Ama sorularımıza cevap vermediniz, tedirginliklerimizi ciddiye almadınız. Arkadaşımın ifade ettiği, Sayın Seyfettin Yılmaz'ın ifade ettiği gibi birtakım yerlerin dayatmasıyla bu kanunu bugün, buradan çıkarıyorsunuz oylarınızla bu sorumluluğa katılıyorsunuz. Allah indinde sorumlusunuz. Milletimizin geleceği açısından sorumlusunuz.
Demin bir arkadaşımız söyledi, "Herkesin bir hesabı vardır." ama bilesiniz ki mutlak hesap Allah'ın hesabıdır.
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Şer bildiğiniz şeylerde de hayır olabilir.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Bu milleti tarih yok edememiştir. İnanıyorum ki biz, bu millet olarak bu topraklarda yaşayan halkı görüyoruz, eğer bu halkı etnik temelde parçalayacak bir sürece katkı veriyorsak Allah buna razı olmayacaktır. Dolayısıyla, bu yasa hayırlı bir yasa olmamıştır değerli arkadaşlar. Allah encamımızı ve sonumuzu hayıreylesin diyorum.
Her şeye rağmen ben size bir şey söyleyeyim. Attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değdi mi? Bu kadar olumsuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Sabahın bu saatinde, Allah başka sıkıntılar vermesin diye temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.