GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:58
Tarih:29.01.2013

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzun bu haftaki gündemini belirlemek için açılan müzakerede aleyhte söz aldık. Aslında, Genel Kurulun gündeminin belirlenmesinin lehinde aleyhinde usulü yanlış bir usuldür. Gündem belirlenecektir, bu gündemin belirlenmesinde iktidar-muhalefet kendi arasında uyum sağlayıp buraya? Böyle kırk dakika değil, dört dakikada gündemi okuyup gündeme geçmek gerekiyor ama ne hikmetse milletin zamanını çalıyoruz. Saat üçte başladık, saat beş buçuğa geliyor; iki buçuk saatten bu yana milletin gündemiyle ilgili bir konuyu konuşmaya henüz daha başlayamadık.

Değerli milletvekilleri, her defasında konuşuyoruz. Tabii ki iktidar belirleyecek Genel Kurulun gündemini. Ülkeyi yönetmekle sorumlu ve yetkili iktidar grubu olarak kanunların önceliğini siz belirleyeceksiniz ama bizim itiraz ettiğimiz konu, maalesef, milletin gündemine göre değil, kendi gündeminize göre Genel Kurulun gündemini belirliyorsunuz. Bu sebeple, muhalefet partisi grupları olarak biz de bize ulaşan toplum kesimlerinin sorunlarının burada konuşulması için grup önerileri verip buraya geliyoruz ama eğer şu yapılabilse, Genel Kurulun gündemini iktidar muhalefete götürerek birlikte belirleseler bu tartışmalar hiç olmayacak ve milletin zamanı çalınmayacaktır, birinci husus bu.

İkinci husus şu: Değerli arkadaşlar -bizi dinleyen değerli vatandaşlarımıza bilgi sunmak açısından söylüyorum- burada yaptığımız kanunlar veya birazdan görüşmeye başlayacağımız ve iktidar grubunun görüşülmek üzere önerdiği kanunlar, farkındaysanız, çok yakın zamanda çıkan ama eksik ve yanlış çıkan kanunların düzeltilmesiyle ilgili kanunlar. Yani bakın, birazdan görüşmeye başlayacağımız 2/B Yasası, 4'üncü ayın 19'u, 2012 tarihinde çıkmış. Yani yaklaşık sekiz ay önce çıkmış, dokuz ay önce çıkmış. O zaman da biz ısrarla söyledik, "Yanlış yapıyorsunuz, eksik yapıyorsunuz. Bu söylediğiniz hadise doğru değil. Sadra şifa olmaz, toplumun veya vatandaşımızın derdine derman olmaz. Sizin beklentinizi de karşılamaz; yani 2/B Yasasıyla düşündüğünüz, öngördüğünüz geliri de elde edemezsiniz. Yapmayın, bunu şöyle çıkartın." dedik "Hayır. Biz iktidarız, bizim sayısal çoğunluğumuz vardır, çıkartırız." Biz, tabii, yani mesleki birikimimizi de ifade ederek, hiç muhalefet siyaseti olarak değil, doğrusunu ifade ettik ama dayattınız "400 metrekare?" 400 metrekareyle hiçbir sorunu çözemediğinizi gördünüz. Şimdi gene getirmişsiniz 400 metrekareyi.

Değerli arkadaşlar, İstanbul Beykoz Belediye Başkanı sizin belediye başkanınız, içinizde belediye başkanı arkadaşlarımız var. Yani bu 400 metrekare sınırlamasıyla bu işi çözemeyeceğinizi bilmiyor musunuz? Allah aşkına, yani üç gün sonra bu milletin gündemini, zamanını yeniden meşgul etmeye hakkınız var mı? Gelin, şunun doğrusunu yapalım; gelin, birlikte tartışarak doğrusunu yapalım. Niye 400 metrekare değil de bin metrekare olmuyor, 2 bin metrekare olmuyor? Eğer? Bu rayiç değerin, rayiç bedelin yüzde 70'ini dayattınız burada. Olmaz yüzde 70. Bu, dağ köylerindeki insanlar yüzde 70 değil, yüzde 1'ini bile ödeyemezler.

Yani kime söyleyeceğimizi de şaşırıyoruz, sizin hanginize laf anlatacağız? Grup yönetiminize mi laf anlatacağız, sayın bakanlara mı anlatacağız? Sayın Başbakana ulaşmak mümkün mü, ona mı anlatacağız?

Kardeşim, bu orman içi ve orman kenarı köylerinden kullandıkları 2/B arazilerinden herhangi bir rayiç bedel almamanız gerekir, almamanız gerekir. Bu insanlar, o dağın başında çoluk çocuklarıyla, yani dişi tırnağıyla geçinmeye çalışıyorlar. Siz bu insanlardan hâlâ bir bedel tahsil etmeye kalkarsanız yanlış yaparsınız, haksızlık yaparsınız, zulmedersiniz. Gelin, bunu düzeltelim. Yani, Kanun gelirken de söyledik. Şimdi değişiklik önergesi, değişiklik kanunu getiriyorsunuz, gene aynı yanlışı getiriyorsunuz. Bu milletin gündemini çalmaya, zamanını çalmaya hakkınız var mı?

Askerlik Yasası'yla da ilgili, bedelli askerlik yasasını burada görüştüğümüz çok olmadı, orada da aynı tür yanlışlıklar oldu, şimdi düzeltmeye çalışıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz ısrarla size "Gelin, birbirimizle akıl yarışı yapmadan, milletin zamanını çalmadan, milletin gündemini gündeme, gündemin önceliğine getirerek birlikte bir gündem belirleyip birlikte çalışalım." diyoruz ama siz farklı düşünüyorsunuz. Şimdi, saat beş buçuğa geldi, bir buçuk saat sonra? Yarım saat de İç Tüzük 37'ye göre bir müzakere var, bir saat kaldı. Hâlbuki binlerce, belki on binlerce, belki çok daha fazla sayıda insan bu 2/B Yasası'yla ilgili, iktidarıyla muhalefetiyle ne söyleyeceğimizi dinlemek istiyor ama televizyonları kapatıyorsunuz. Saat üçten bu yana da ısrarla, ısrarımıza rağmen, gündemi dolduruyorsunuz.

Şimdi Sayın Bakan 100 soruya cevap verecek. Değerli arkadaşlar, akılla alay etmeyelim, kendimize saygımız olsun. Otuz dakikada bu 100 soru ancak okunur. Otuz dakikada 100 soruya Sayın Tarım Bakanı nasıl cevap versin? Ben Sayın Grup Başkan Vekiline teklif ettim, gelin bunu çıkaralım bugün, bunu gündemden çıkaralım. İşte, sizin grup önerinizi görüşüyoruz. Gelin, bugün sözlü sorulara cevap verilmesini gündemden çıkaralım, şu kalan bir buçuk saat içerisinde, bir saat içerisinde 2/B'yi konuşalım, vatandaşımız da bizi dinlesin, milletin gündemini konuşalım. Niye inat ediyorsunuz? Yani böyle bir mesele olmaz değerli arkadaşlar, milletten neyi saklıyorsunuz? Bakın, milletten sakladığınız her meselede de yanlış yapıyorsunuz, her meselede yanlış yapıyorsunuz.

Tekrar söylüyorum, şimdi, 2/B Yasası bu toplumun en fakir ve en zengin kesimini ilgilendiriyor. Getirdiğiniz düzenleme adalet getirmiyor. Dağın başındaki insanla İstanbul'un Beykoz'unda yaşayan insandan aynı bedelle para tahsil etmeye kalkarsanız bunun adı zulüm olur, zulüm. Gelin, bunu düzgün yapalım ya, akıllı uslu yapalım, doğru yapalım, üzerinde tartışalım, konuşalım,  doğrusunu yapalım, bilenlerle konuşalım.

Dolayısıyla, meselenin lehinde aleyhinde olmak değil; gayretimiz, çağrımız, temennimiz, gelin, ortak akıl üreterek hem milletin zamanını çalmayalım hem milletin sorunlarına hukuk çözümü oluşturuyorsak bunu doğru dürüst oluşturalım. Her defasında buraya? Ben şahsen biraz düşünmek gerektiği, biraz da böyle, milletten utanmak gerektiği kanaatindeyim. Utanmazlıkla falan suçladığım yok, üzerinize alınmayın ama her defasında? Ya, bu kadar mı basit bu iş? Bir kanun yapıyorsunuz, üç gün sonra geliyorsunuz, yaptığınız kanunu tekrar değiştirmek için Meclise getiriyorsunuz. Durup düşünmek lazım ya, nerede yanlış yapıyoruz diye. Hiç düşünmeye gerek görmüyor musunuz? Çok güzel bir söz vardır, Müslüman aynı çukura 2 defa düşerse kusuru kendine aittir, sorumluluğu kendine aittir, bunu her defasında söylüyoruz ama siz inadım inat diyorsunuz maalesef, "Ben bilirim, bizi millet seçti, dolayısıyla bizim yaptığımız doğrudur." Ama, yaptığınızın yanlış olduğunu burada her defasında kendiniz teyiden tekrar değişiklik kanunları getirerek ortaya koyuyorsunuz.

Allah sonunuzu hayır eylesin, bu milletten helallik dilemeniz lazım, milletin zamanını çalıyorsunuz, yaptığınız kanunlarla milletin sorunlarına çözüm üretmiyorsunuz, yaptığınız kanunlarla milletin arasında adaletle hükmetmiyorsunuz. Dağ başındaki, Toros Dağları'ndaki 2/B arazisi kullanan orman içi köylüsüyle Beykoz'un sahilinde 2/B arazisi kullanan vatandaşa ayni rayiç bedelle arazi satmaya kalkmanın adı zulümdür. Hâlbuki partinizin adı da "adalet"? Demek ki olmayanı daha çok telaffuz ediyorsunuz. Gelin, bunu düzeltelim diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Şandır.