GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YEREL GAZETE VE TELEVİZYON ÇALIŞANLARININ SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:30.01.2013

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yerel radyo ve televizyonlar, alanlarında ve kendi coğrafyalarında çok sesliliği temin eden, siyasal sisteme vatandaşın sesi ve beğenilerini taşıyan yayın kuruluşlarıdır. Ancak, Kasım 2012'de RTÜK'çe çıkarılan bir yönetmelikten kaynaklanan ciddi sorunları ve kaygıları oluşmuştur. Bunları sizlerle paylaşmak ve yapılması gerekenleri anlatmak üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tüm ülkelere 2015'e kadar dijital yayına geçmeleri mecburiyetini getirmiştir. RTÜK de bu alanı düzenlemek üzere Kasım 2012'de çıkardığı bir yönetmelikle frekans ihaleleri yapma kararı almıştır. Şu anda ihale şartnamesi üzerinde çalışılmaktadır.

Yerel radyo ve televizyonların kurdukları birlik "Bu ihale yapılmasın." demiyor. Hatta teknolojik altyapıyı destekleyen, yayın kirliliğini ve karmaşayı ortadan kaldıran ve çoğulculuğa hizmet eden bir ihalenin yapılmasına destek veriyor. Ancak kaş yapayım derken göz çıkartılmasın; en azından, bin bir mihnet ve fedakârlıklarla kuruluşların ve ülkemizin bu alanda aldığı yol başa döndürülmesin; yayıncılık alanına çeki düzen verelim derken fillerin ayakları altında ezilen çimler misali hakkaniyet ve adalet duygusu çiğnenmesin istiyor.

Eğer bu uyarılara kulak verilmez ise daha önce, hem de 3 kez yaşanmış ihale iptalleri tekrar yaşanacak, zaman kaybedilecek ve belirsizlikler sürecektir. Kim ne derse desin, hatta yasa da böyle buyurmuş olsun, yirmi yıl sonunda fiiliyatta bir kazanılmış hak olgusu ortaya çıkmış, RTÜK de açtığı tüm frekans ihalelerinde bu gerçeği kabullenmiştir. 6112 sayılı Yasa "RTÜK tarafından yayın yapmalarına müsaade edilen radyo ve televizyonlar kapsama alanlarında yayınlarına devam ederler." demiştir. Yerel yayıncılığa soyunmuş kişiler kanallarına önemli yatırımlar yapmışlar.

Bu iş, inanın, para kazanmak saikiyle yapılmaz, bu bir gönül işi. Aralarında çoluk çocuğunun nafakalarından keserek işlerini sürdürmeye çalışanlar var. Hepiniz bölgenizden tanıyorsunuz bu şövalyeleri. Ciddi de tecrübe edinmişler, bir kültür oluşturmuşlar. Her türlü zorluklarına rağmen yayınlarını sürdüren bu kuruluşlara devam etme imkânı sağlamak bir vefa borcu olsa gerektir.

Tekel hâline gelmiş ulusal medya kuruluşlarında yer bulamayan siyasi ve sosyal aktörler topluma yerel kanallardan ulaşmakta ve kendilerini ifade imkânı bulabilmektedirler. O hâlde gelin onların kazanılmış haklarına saygı gösterelim. Bırakın şu ihale komedisini, maksat üzüm yemek ise devletin belirleyeceği, onların da kabulleneceği bir ücretle frekans sahibi olsunlar. İhale yöntemi belki devlete birkaç kuruş fazladan gelir temin edebilir ancak gerçek demokrasinin belirleyici vasfı çok sesliliğin de köküne kibrit suyu ekmiş oluruz. Alınacak yüksek ücretlerle iflahı kesilen bu kuruluşlar tekel olmuş medya devlerine yem olurlar ki bu, demokratik toplum adına altın yumurtlayan tavuğu kesmekle eş anlamlıdır. Ülke olarak bu hataya düşmeyelim, kısa günün kârından vazgeçip büyük düşünelim. Şayet ihale yapılacaksa da ilk önce mevcutların katılacağı ilk tur, diğer talepler için de ikinci tur şeklinde yapılsın.

Değerli milletvekilleri, her meslekte ihtisaslaşma var,  radyoculuk ve televizyonculuk da aynı. Herkes kendi alanındaki ihaleye katılabilsin. Aksi takdirde bugüne kadar elde edilen tecrübenin ve ilkelerin inkârı anlamına gelir ki sadece yayıncı kuruluşların değil devletin de alfabeyi yeni baştan öğrenmesi gibi bir şeydir bu. Üstelik radyocular televizyon alanına girmek istiyorlarsa önerdiğimiz iki turlu ihalenin ikinci turuna katılabilirler.

Bir diğer önemli husus da bir ildeki ihaleye o ilde yayın yapan kuruluşlar girmelidir. Bugün itibarıyla medyanın ayakta kalmasını temin eden reklam gelirleri 2011 yılı itibarıyla 2,5 milyar dolardır. Bu harcamaların yüzde 56'sını televizyonlar, yüzde 3'ünü radyolar almakta. 228 bölgesel ve yerel televizyon ve radyoya bu gelirlerin neredeyse yüzde 1'i düşmekte. Gördüğünüz gibi, en büyük gelir adaletsizliği burada. RTÜK, sanki bu gerçeği bilmiyormuş gibi her ile yedi yayıncı ihalesi için şartname hazırlamakta. Ülke gerçekleriyle bağdaşmayan bu fikrinden bir an önce vazgeçmelidir. Biliyorsunuz ki şu anda ülkemizdeki lisans ücretleri Avrupa ülkelerinin 3 katı yüksekliğinde, 210 bir lira. Reklam pastası dikkate alındığında bu ücretin ne kadar yüksek olduğu ortada.

Değerli milletvekilleri, bu kısacık sürede bu önemli sorunları sizlerle paylaşmak ve vatandaş açısından, vatandaşa ulaşım açısından elimiz kolumuz olan?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, selamlamak için bir süre verir misiniz?

BAŞKAN - Tamam, buyurunuz, selamlayınız.

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - ?yerel televizyon ve radyoların Milliyetçi Hareket Partisi olarak yanında olduğumuzu duyurmak istedim. Çoğulcu demokrasi olacaksa parlamentosu ve medyasıyla birlikte olacak. Biri olmadan ötekisi olmaz diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.