GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:20.11.2012

MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii bugün grup önerisinde konuşmayacaktık ama Sayın Başbakan, grup toplantısında "Bir grup başkan vekili Meclis kürsüsünde aslanlar gibi kükreyerek `Esad'ın canı cehenneme' diyordu, sonra bir CHP heyeti gidip grup başkan vekilinin `Canı cehenneme' dediği adamla fotoğraf çektiriyor. Bizim gazetecilerimizi esir alan, uçağımızı düşüren bir fesat odağı bizim ne kadar karşımızdaysa CHP de o kadar karşısında olmak zorundadır. CHP Türkiye düşmanlarına kol kanat germekten kaçınmamıştır. CHP her zaman olduğu gibi ucuz siyaset yapıyor? Şimdi, Başbakan bunları deyince tabii ki arkasından konuşmak olmaz. Basın toplantısı falan değil milletin kürsüsüne gelip Başbakana cevabını vermek lazım. Bir, daha önce benden bahsederken "CHP'nin başı değil yanı." dedi. En azından bugün "Grup başkan vekili" dedi. Görevimi hatırladığı için ona teşekkür ediyorum.

İkincisi, alfabede "Ha" harfi yoktur, "CeHaPe" diye bir şey yoktur, "CHP"dir o. "Ha" harfinin olmadığını bir zahmet öğrensin.

Bir üçüncüsü ise, bizim arkadaşlarımızın fotoğrafı ile Başbakanın fotoğrafı arasında fark var. Birincisi aile fotoğrafı, diğerleri bir gazeteciyi kurtarma fotoğrafı.

(Hatip elindeki fotoğrafları göstermeye başladı)

Bakınız, bu fotoğrafları kim çekti? Başbakan, Esad, hanımefendiler. Bu mutlu tabloyu kim çekti? Uçağın kapısında Başbakan ve Esad. Sayın Cumhurbaşkanı ve Esad. Hele şu poza bakın, kral koltuklarında Sayın Başbakan ve Esad. Bunları kim çekti, bunu kim çekti? Devamını getirelim. Bunu kim çekti? Arkada Boğaziçi Köprüsü, bunu kim çekti? Bunlar yetmez. Fotoğraf istiyorsanız, Sayın Başbakana fotoğraf göstereyim. Kenan Evren'in önünde nasıl eğildiğini gösteren bir fotoğraf, altta Kaddafi'yle nasıl sarıldığını gösteren bir fotoğraf, onun altında Mübarek'le dostça sıkılmış bir el, altta da Esad'la birlikte gülümseyen fotoğraflar. Bu fotoğrafları çektirip, sonra benim milletvekili arkadaşlarımın insani değerlerle Hükûmetin yapamadığını yapıp, gidip o gazeteciyi kurtarıp Esad'la fotoğraf çektirmelerinden? Bu ne kıskançlıktır, bu ne kıskançlıktır? Bu fotoğraflara gitsin baksın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Çalık, lütfen.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Şimdi, Başbakan diyor ki: "Öleceksek adam gibi ölelim." Ben de Başbakana diyorum ki: "Doğru söylüyorsunuz, öleceksek adam gibi ölelim, siyaset yapacaksak da adam gibi siyaset yapalım." (CHP sıralarından alkışlar)

Yine, Yahudi Cesaret Ödülü boynunuzda olacak, sonra İsrail'e afra tafra yapacaksınız. Bunları geçeceksiniz. Önce boynunuzdan o madalyayı çıkaracaksınız. Başbakan açıklıyor, diyor ki: "Şaron `Benim hayatımın en mutlu günü, tankların üstünde Filistin'e girdiğim gündür.' demiş." Allah Allah, diyor ki Başbakan: "Ama bunu basın toplantısında söyleyemedi." E, Başbakan, siz söyleseydiniz.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Kaç defa söyledi ya.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Siz söyleseydiniz.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - 10 defa duyduk.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Bakınız, değerli dostlarım, Başbakanın bir yanı var.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Davos'ta söyledi, herkes duydu Sayın İnce.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Başbakan ya ölülerin arkasından konuşur ya da tekerlekli sandalyede oturanların arkasından konuşur. Başbakan ya İsmet Paşa'nın aleyhinde konuşur ya da tekerlekli sandalyedeki Şaron'un aleyhinde konuşur.

Başbakan, geçmişte ben bu kürsüde "Esad'ın canı cehenneme." dediğim de grup toplantısında çıktı dedi ki: "CHP'nin yanı `Esad'ın canı cehenneme.' diyor. `Amerika'nın canı cehenneme.' diyebilir misin?" Ben de bir gün sonra bu kürsüye geldim, "Ya, Esad'ın da canı cehenneme, Obama'nın da canı cehenneme." dedim, "Ben derim de sen diyebilir misin?" dedim. Başbakanda o günden beri tık yok, ağzını bıçak açmıyor.

Şimdi ben şunu söylüyorum milletin kürsüsünden: Diktatörlerin -kim olursa olsun, halkına kim zulüm ederse,  Alevi olsun, Sünni olsun, Müslüman olsun, Hristiyan olsun, Budist olsun hiç fark etmez- bütün diktatörlerin canı cehenneme! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu dünyayı dizayn etmeye çalışan, Irak'ta Müslümanları katleden, Irak'ta camileri bombalayan emperyalistlerin de canı cehenneme. (CHP sıralarından alkışlar) Ben bunu derim; Başbakan gelip bu kürsüden "Emperyalistlerin canı cehenneme." diyebilir mi?

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Diyor zaten.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Onda o yürek var mı? Buraya gelip diyecek, benim dediklerimi tekrar edecek.

Hepinize teşekkür ediyorum.

Başbakanın bunu yapamayacağını biliyorum. Başbakan, ancak arkamızdan konuşur. Kürsüye gelip buradan diyecek. Siz, Irak'ta 1,5 milyon Müslüman öldürüldüğünde Amerikan askerlerinin sağ salim dönmesi için dua ettiniz mi etmediniz mi?

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Etmedik; doğruyu söyle.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Başbakan bunu söyledi ya.

ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Adana) - İş birlikçilerin canı cehenneme.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Bunu ispatlarsam ne olacak? Size ses kaydını getirirsem, gazete kupürlerini getirirsem ne yapacaksınız? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ne yapacaksınız? Ama biz dualarımızı cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimiz için yaparız; aramızdaki fark.

Hepinize çok teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)