GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:06.02.2013

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;  verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan her defasında ısrarla bu şeyi anlatıyor ama bizim de ısrarla yaşadığımız uygulamalar aklımıza geliyor.

Sayın Bakan, özellikle TMK konusunda birkaç örnek vermek istiyorum. Özellikle Mardin'de yargılanan bir arkadaşın ceza alma gerekçesi şöyle: Amcası onu ziyarete gelecekmiş akşam, telefonda konuşuyor, diyor ki annesine: "Yarın amcamlar gelecek, hazırlık yapın." Bu, mahkemede şöyle yorumlanıyor: Senin "amcamlar" dediğin kişi polistir. O yüzden "Polis gelecek, hazırlık yapın, temizlik yapın." dediği için örgüt üyeliğinden ceza aldı.

Başka bir şey? Dün daha -basın davasını takip ediyoruz- iddianameler okunuyor; keşke sayın bakanlarımız, buradaki milletvekilleri gelip izlese. Şimdi, basın davasında şöyle: Bir eyleme katılmışlar, milletvekillerinin katıldığı eylemi izlemişler. Diyor ki: "Orada şu şarkılar söylendi. Bu şarkılar nedeniyle -şöyle yorum yapıyor- gazeteci olarak orada bulunan kişi örgütle bağı, sempatisi var ki orada eylemi izliyor, o yüzden örgüt üyeliğinden yargılanıyor."

Özellikle "KCK" adı altında yürütülen bu "siyasi soykırım operasyonu" dediğimiz iddianamelerin hepsi, tamamı neredeyse böyle uyduruk gerekçelerle; özellikle, işte "eve salça almak" ya da "ketçap almak" bir şifre olarak değerlendiriliyor. Yani biz, şimdi size nasıl inanalım Sayın Bakan? Bu kanun -bu maddede de var- bunun kararını verecek yani. Dolayısıyla, siz istediğiniz kadar bunu söyleyin. O yüzden, madem bu böyledir yani sizin söylediğiniz gibidir, Türkiye'deki uygulamaları yok -biz sizin sözünüze inanmak istiyoruz, burada muhalefet yapmak istemiyoruz- o zaman, gelin, bu TMK'ya atıfta bulunan 3'üncü maddeyi kaldıralım yani. "Terörle Mücadele Kanunu" tanımını buraya eklerseniz, o zaman sizin söylediğiniz gerekçelerin inandırıcılığı kalmıyor. Mesele burada.

Bir de yoruma bağlı. Mesela biz çok cezaevlerine de ziyarete gidiyoruz. Herkes okuyor, diyor ki: "Kanunda bu var, bunu yapmak zorundasınız." Bu kanunu okuyacaklar. Dolayısıyla, burada yapılan şey, diyor ki: "3713, Terörle Mücadele Kanunu'ndaki `terörizm' tanımını kapsar." Şimdi, madem onu kapsıyorsa ona göre değerlendirme yapıyor. Bizim itiraz ettiğimiz nokta burasıdır. Biz bire bir bunun çok ciddi sorunlarını yaşadık. Türkiye'de ciddi anlamda hukuk siyasi karar veriyor. Üstelik bunu Bakanlar Kuruluna zaten devrediyorsunuz, bu ayrı bir şey. Yani herhâlde AKP Hükûmeti sonsuza kadar iktidarda kalacağını düşünüyor ki bunun da gerçek olmadığını sizler de biliyorsunuz. Dolayısıyla, biz burada özellikle bu meseleye itiraz ettiğimiz için? Yoksa, gerçek anlamda bu konuda değerlendirme yapalım.

Diğer bir konu: Özellikle, dikkat edin, bu kürsüde en çok konuşulan kelime nedir? PKK'dir. En çok konuşulan şey nedir? Kürt sorunudur. Demek ki bu ülkenin temel bir sorunu var. Otuz yıldır mücadele edildi. Şimdi deniliyor ki: "Müzakereyle olmaz, mücadele." Denenmeyen bir tane yöntem var, o da müzakeredir. Dolayısıyla, Kürt sorununun çözümünü böylesi bir kanuna, terörün finansmanı kanununa bağlamanın kendisi çok problemli bir şeydir.

Yapılması gereken şey, şimdi Türkiye'de tartıştığımız müzakere tartışmaları, diyalog yöntemidir. Bu gelişirse Türkiye'de zaten biz bunu konuşmak durumunda kalmayacağız. O açıdan, bu meseleyi geniş tartışalım. Hani PKK'yle mücadelenin bir alanı olarak değerlendirmenin kendisi -ki burada muhalefetin bir kısmı bunun üzerinden "İşte biz bu nedenle onay veriyoruz." diyorlar- zaten yanılgılı bir yaklaşımdır. Biz diyoruz ki: PKK sorununu çözelim, Kürt sorununu çözelim. Bunun için diyalog ve müzakere yöntemi gelişsin. Bunun için böyle kanunlar çıkarmaya gerek yok.

İkincisi: Bu, "terörizmin finansmanı" -ki geneli üzerinde Sırrı Süreyya Önder çok doğru bir tanım yaptı- bu ideolojik bir tanımdır, "izm" diye ekliyorsanız bu başka bir noktadadır. Yarın İslamcıları vuracak, demokratları vuracak, Kürtleri vuracak. Çünkü mesela uluslararası şeyde Hamas terör örgütüdür, El Kaide terör örgütüdür, başka bir şey terör örgütüdür. Onların, emperyalistlerin ya da ABD'nin terörizm tanımına göre aslında Türkiye'de herkesi genişletebilir. Yarın bu dönüp sizi de vuracak. O açıdan, ciddi anlamda bir problemdir. Zaten bu yasanın kendisinin çıkartılması sorunlu ama özellikle TMK'nın buraya ekleniyor olması, uluslararası terörizm tanımını? Niye ayrıca, Türkiye'deki bir terörizm tanımını gerekli görüyoruz? O zaman, madem öyle, "uluslararası terörizm" tanımı kalsın, Türkiye'deki zaten problemli, başından beri ifade ediyoruz. Dolayısıyla, bu konuda bir adım atılmalı, yoksa hep gerekçeli kararda "Bu böyle değildir." diyeceksiniz, biz de her defasında bu kürsüye geçip yaşadıklarımızı anlatacağız Sayın Bakan size. Dolayısıyla, biz bunları bire bir yaşıyoruz, 10 bin insan şimdi neden tutuklu, gerçekten bunlar terörist mi? Yani bu durumun kendisi bile vahim.

Dolayısıyla, bu önergemizin dikkate alınmasını, özellikle TMK'nın buradan çekilmesini talep ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)