| Konu: | TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 06.02.2013 |
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 409 sıra sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesi üzerinde CHP olarak vermiş olduğumuz değişiklik üzerine konuşmak üzere söz aldım.
Şimdi, bu yasa tasarısındaki belki de hukuka en uygun tek madde bu. Deniyor ki bu 10'uncu maddede: "Mal varlığının dondurulması kararından sonra yapılan her türlü tasarruf işlemleri geçersizdir ancak Medeni Kanun hükümlerinin iyi niyet kuralları uyarınca yapılan tasarruflar geçerlidir." Bu kanundaki belki de gerçekten hukuka tek uygun olan madde bu. Onun dışındaki maddelerin hepsinin de mutlaka Anayasa'ya aykırılığı söz konusu ya da yargı kararı olmaması nedeniyle hem kişilere hem de tüzel kişiliklerin güvencesine aykırı hükümler var.
Şimdi, Anayasa'mız madde 20 ne diyor? "Bir kişinin evinin aranması, üzerinin aranması, mal varlığının dondurulması ancak mahkeme kararıyla olur, hâkim kararıyla olur." diyor. Ama biz burada ne yapıyoruz? O kişinin mal varlığının dondurulması ya da kuruluşların mal varlığının dondurulmasıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararını yeterli görüyoruz. Değerlendirme Komisyonunun önerisiyle, Bakanlar Kurulu kararıyla mal varlıklarını dondurabiliyoruz. Bunlar kim olursa olsun, Türk vatandaşı olsun ya da olmasın böyle bir şey olmaz arkadaşlar. Anayasa madde 20 orada olduğu sürece, siz Anayasa madde 20'ye rağmen mal varlığının dondurulmasına karar veriyorsanız eğer, işte burada Anayasa'ya aykırı davranıyorsunuz demektir. Hâkim kararı olmaksızın hiçbir şekilde mal varlığının dondurulması kararı alınamaz.
Şimdi, bu tasarının 5'inci maddesinde deniyor ki: "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi almış olduğu mal varlığının dondurulmasına ilişkin talepleri bizim ülkemize gönderir, Bakanlar Kurulu da bunu Resmî Gazete'de yayınlayarak yürürlüğe koyar." Şimdi, arkadaşlar Bakanlar Kurulu bunu denetleyemiyor, bunun nedenini niçinini soramıyor, neden böyle bir karar alındı, gerekçeleri nedir, bunu hiçbir şekilde kendi süzgecinden bile geçirmiyor. O, yargıyla hiç bağlantısı olamayan Değerlendirme Komisyonunun dahi o maddede herhangi bir görüş bildirme şansı bile yok. Şimdi, biz bu kadar mı artık sömürge bir ülke hâline geldik? Bunun değerlendirmesini, gerekçelerini dahi sormuyoruz, doğrudan doğruya uyguluyoruz. Şöyle deniyor: "Birleşmiş Milletlerin vermiş olduğu bu kararlar, imzalamış olduğumuz terörizmin finansmanının önlenmesine dair bu uluslararası anlaşma çerçevesinde biz bunu yapmak zorundayız." Bu koca bir yalan arkadaşlar. Şimdi, 2002 yılında onaylanan bu anlaşmaya baktığımızda bir kere diyor ki: "Her ülkenin iç hukuk kurallarına göre güvenceler saklıdır. Uluslararası kurallara göre, insan hakları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi bu türden sözleşmelere göre var olan kurallar saklıdır, ayrıca her ülkenin kendi yargı kurallarına göre verilecek kurallar saklıdır."
Şimdi, biz burada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden gelen kararı hiçbir şekilde kendi iç yargı süzgecimizden, herhangi bir şekilde denetleme süzgecinden geçirmeden uyguluyoruz. Bunu neden yapıyoruz? Bu neden yapılıyor? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Yaptırımlar Komitesinin kararı olunca bu Allah kelamı hâline geliyor, bunu kesinlikle tartışmıyoruz. Neden? Çünkü CIA böyle istiyor. Komisyon çalışmaları sırasında bilim adamlarının da anlattığı gibi Güvenlik Konseyi yaptırımlar kararı hiçbir şekilde o ülkelerin kendi süzgeçlerinden geçirerek verdiği kararlar falan değil, sadece CIA ve uluslararası istihbarat örgütlerinin, etkin olan istihbarat örgütlerinin kararları doğrultusunda bu kararlar veriliyor ve çoğunlukla da -yüzde 100 neredeyse- Müslüman kişiler, kuruluşlar ve diğer organizasyonlar aleyhinde veriliyor. Şimdi, bu dünyada sadece Müslüman kuruluşlar, bunlar mı? Müslüman devletler, yani Müslüman kişiler bunlar sadece terörist CIA'e göre, onun dışında terörist faaliyeti olan hiçbir kuruluş yok. Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Şimdi, CIA'yle ilgili bugün bir haber çıktı. Birleşmiş Milletler, Açık İzleme Enstitüsü -zannederim öyle bir ismi var- burada diyor ki: "CIA'nin gizli hapishaneleri var. CIA'nin bu gizli hapishanelerinde özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde ve bizim gibi ülkelerde bunların yakalandıkları, Adana İncirlik Hava Üssü'nde terörist niteliğinde görülen insanların tutulduğu, daha sonra da Guantanamo'ya götürüldüğü söyleniyor."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, böylesine asıl terörist olan Amerika Birleşik Devletleri ve CIA'nin bu talepleri sorgusuz sualsiz yerine mi getirilecek arkadaşlar? Sizler buna mı evet diyeceksiniz? Buna bir karar vermeniz lazım.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)