| Konu: | TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 06.02.2013 |
SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben yokken tabii, sevgili Lütfü kardeşimiz benle ilgili epeyce böyle hakarete varan? Ama ben bunlara cevap vermeyeceğim çünkü ben burada açıkladım, niyetimin ne olduğunu, ben Balkanlardan, Kafkaslardan gelen halklarla ilgili herhangi bir sorunumuzun olmadığını söyledim. 10 kez tekrarlamamıza rağmen sizin elinizde farklı bir done yok sadece bunun üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Biz bunu kendi adımıza kapattık. Bir hukukumuz var, bu hukukun gereği olarak çok da cevap vermek istemiyorum. Yani verilecek çok da cevabımız var ama önemli bir yasayı görüşüyoruz. Yani yakışmadı gözüm, tek kelimeyle.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biz kapatmadık ama. Ben de Kafkaslardan geldim.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Daha önce de söylediğimiz gibi, bu yasa da gerçekten farklı bir kesimi terbiye etme yasasıdır. Size söyledik sevgili arkadaşlar; Türkiye farklı bir sürece girdi, yani bir taraftan görüşmelerin, tartışmaların yani toplumsal uzlaşının sağlandığı bir süreci hep birlikte konuşuyoruz. Hatta Sayın Başbakan yurt dışında bile bu konuda açıklamalar yapıyor. Biz kendisine açıkça söyledik, dostça da uyarıyoruz; evet, bu süreci önemsiyoruz, siz önemli bir aktörsünüz, bu sürece büyük bir katkınız olur, olmalıdır da. Bu ülkede halkın büyük bir desteği var sizin arkanızda ama bu halk bu desteği size verirken bizim grubumuza da dönüp "Bu gruptan, efendim, şunlar gitmeli, bunlar gitmeli." sözünden vazgeçelim, medya üzerinden tartışmalardan bir an önce kendimizi kurtarmalıyız. Bu grubun bir iradesi var, bu grubun iradesine herkesin saygı göstermesi lazım. Bu grubun bütün aktörleri müzakerede söz ve karar sahibidirler ama grup belirlemelidir.
Şimdi, bir taraftan bu görüşmeler devam ederken ama diğer taraftan yani ucu açık olan Terörle Mücadele Yasası'nı bu yasaya dâhil ederek yani bir kesimi cezalandırmaya? Bunun adı barış değil, bunun adı hatta kırk, elli yıllık Türkiye'nin yeni bir politikasıdır, yeni bir projesidir. Bu proje gerçekten? Bugüne kadar Kürt burjuvazisini dâhil etmediğiniz bir sürece yeniden Kürt burjuvazisini terbiye etmeye çalışıyorsunuz.
Sevgili arkadaşlar, bakın, bu yasada gerçekten hiç kimsenin mal güvencesi yoktur. Yani biraz önce de konuştum. Bu yasada yani sadece Kürtler? Evet birinci derecede Kürtlerin bu konuda ciddi kuşkuları ve endişeleri var ama bütün muhalif kesimlerin, bu konuda hiçbirinin bir güvencesi olmadığını söylüyoruz. Bu yasadan hukuk çıkmaz, bu yasadan kardeşlik çıkmaz, bu yasadan korkular çıkar. Sizin korkuyla ürettiğiniz yasalar, yasallaştırdığınız yasalar bugüne kadar bu ülkede sorunu çözmedi, size hep dostça söyledik. Sorunun çözüm adresi, mücadeleden müzakereye dönüşmektir. Bir taraftan mücadeleden vazgeçtiğinizi, müzakereyi sürekli seslendiriyorsunuz ama bakıyoruz, tekrar Şark kurnazlığı yaparak yeniden bir mücadele yöntemini geliştiriyorsunuz. Bu korkunuz nedir? Kürtlerle ilgili korkularınız var, kuşkularınız var.
Kardeşim, gelin bu sorunu çözün. Bu sorunun çözümü için oturup müzakere etmeliyiz, konuşmalıyız, tartışmalıyız. Bakın, belli grupların, dikkat edin -birkaç yıllık Parlamento deneyimimden seslenerek söylüyorum- sadece burada seslendirdikleri ne var biliyor musunuz? "İmralı canisi", "bebek katili", yok bilmem "aşiret ağaları." Bununla siyaset üretilmez ki bu korkularla siyaset üretilmez ki. Bu coğrafyada bir halk var. Bu halkın demokratik hakları var. Bu halkın demokratik haklarını nasıl inşa edeceksiniz? Sadece küfrederek, hakaret ederek bunları sağlayamazsınız. Ve bundan sonra size açıkça söylüyoruz: Bize küfür, hakaret ederseniz bu kürsüde cevabınızı da alırsınız. Biz, bir sorunun çözümüyle ilgili size proje sunuyoruz. Siz de çıkın projelerinizi söyleyin ama küfrederek bu olmaz ki. Bu yetmiyor, efendim, buradaki Kürtlerin değerlerine küfretmek yetmiyor, dönüyorsunuz Güney Kürdistan'daki federal bölgenin başkanına hakaret ediyorsunuz. Bu hakkı kim size verebilir ya? Buna hakkınız var mı? Kimsiniz siz ya? Kimsiniz? Kürtlerin değerlerine bu kadar hakaret etme hakkını nasıl kendinizde bulabilirsiniz? Bu dilden vazgeçin. Bu dil barışı sağlamıyor. Bu dil bizim birliğimizi sağlamıyor. Yani...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) - Biz kendi açımızdan biraz önce de söyledik, birkaç gündür de söylüyoruz...
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Süren bitti.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Canın sağ olsun senin. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sakık.