GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ELEKTRİK PİYASASI KANUNU VE TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:06.03.2013

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 426 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, elektrik piyasası faaliyetleri içerisinde piyasada bu kanun hükümleri uyarınca lisans almak koşuluyla yürütülebilecek faaliyetler sayılmıştır ancak bu faaliyetlerin yürütülmesi sırasında en önemlilerinden bir tanesinin de denetim faaliyeti olduğu göz ardı edilmektedir. Hâlbuki bu piyasanın denetlenmesi konusunda da birtakım tedbirler alınması bakımından biz bu önergeyi verdik. Önergemize desteklerinizi bekliyoruz.

Şimdi, bölgemizde, tabii ki, özellikle küçük HES'lerle ilgili ciddi problemler vardır. AKP İktidarı küçük HES'lerle çok yakından ilgilenmektedir. Yargı kararlarını bile hiçe sayarak bu konuyu aşıp küçük HES'leri gerçekleştirme gayreti içerisindedir. Bu manada, Köyceğiz-Beyobası Yuvarlakçay üzerindeki HES projesi yargı kararıyla durdurulmuştur. Şimdi bu kanundan sonra bunun önü açılacak mı? Buraya yapılacak bir küçük HES acaba Türkiye'nin elektrik ihtiyacının karşılanmasına ne kadar katkıda bulunacaktır? Ama bunun ötesinde, buraya yapılacak santralden sonra bu tabii güzellikler, buradaki doğal doku ne olacaktır?

Yine, Eşen Çayı üzerinde, Kargı Çayı üzerinde kurulacak küçük HES'lerin bölgemize ve ülkemize ne kazandıracağı gerçekten merak etmeye değer bir şeydir. Bizim bu konuda yaptığımız araştırmalara göre, attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmeyecektir. Buralarda tarihî ve doğal dokuyu harap edeceğiz ama birileri belki üç-beş kuruş para kazanacak; bunun ötesinde, Türkiye'nin enerji ihtiyacı bakımından olaya baktığımızda da bu işin ülkemize ciddi bir katkısı bulunmayacaktır.

Yine, tarımsal sulamada kullanılan elektrik faturaları bütün ülkemizde olduğu gibi seçim bölgem Muğla'da da önemli bir konudur. Vatandaş, tabii ki sulamada enerjiyi isteyerek, keyfî olarak kullanmamaktadır. Bölgemize yapılan hiçbir barajın tamamlanmasından sonra Devlet Su İşleri tarafından bugüne kadar 1 metre sulama kanalı yapılmamıştır. Ne Akköprü Barajı'nda ne Çine Barajı'nda, barajlar devreye girdi, elektrik üretimine başladı ama buradan tarımsal sulama amaçlı hiçbir sulama kanalı yapılarak buraya, vatandaşa su verilmemektedir. Vatandaş da mecburen elektrik enerjisi kullanarak burada tarımsal su ihtiyacını gidermektedir ama vatandaşa bu manada hiçbir kolaylık sağlanmamaktadır.

Yine, özellikle seralarda kullanılan elektrik ticari tarife üzerinden ücretlendirilmekte ve vatandaşa burada tarımsal sulama kolaylığı sağlanmamaktadır. Hâlbuki seralarda üretilen ürünler sanayi ürünü değil, tarım ürünüdür. Bunu istatistiklerde de böyle kaydetmektesiniz.

Yine, bölgemizde rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji kaynakları bakımından ciddi kaynaklar bulunmaktadır. Maalesef iktidar bu kaynakların birçoğunun hızla devreye girmesi konusunda yeterli tedbir almamış, geriye dönüşüm konusunda, çevreye zarar konusunda hiçbir yan etkisi bulunmayan rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi ve jeotermal kaynakların daha fazla kullanılması için gerekli teşvikleri bölgemizde uygulamamıştır.

Tabii, enerji kaynakları bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sınırlıdır. İthalatımız içinde enerji ham maddeleri ithalatı önemli bir yer tutmaktadır. O zaman, mevcut enerjinin verimli kullanılması da çok önem arz etmektedir. Bunun için, özellikle insanların kullandığı elektrikli aletlerin daha tasarruflu şekilde olması için, tasarruflu olarak enerji tüketen ev aletlerinin, araçların teşvik edilmesi, bunlar üzerindeki vergi ve KDV yüklerinin azaltılması ülkemizdeki enerji tasarrufu bakımından önem arz etmektedir.

İnşallah bu kanun tasarısı ülkemiz için hayırlı olur.

Ben önergemize desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)